• nasil bir alt-kultur haline geldigini bbc nin belgeselinden izleyip ogrenmek beni kasar diyorsaniz sizi soyle alalim.

    avusturyali 3 genc adam, 80 lerin ortalarinda eglenmek icin prag seyahati yaparlar. genclerden bir tanesi bu seyahati kaydetmek icin ikinci el bir magazadan lomo compact automat satin alir. bu oyuncakimsi makineden cikan fotolar o kadar enteresan ve renklidir ki, viyanaya donuslerinde hem kamerayi hem de fotolari goren arkadaslari birer tane edinmek isterler fakat sovyet uretimi olan bu kamerayi her isteyene bulmak o donemler cok da kolay degildir. bulabildiklerini toplamaya, ese dosta satmaya, derken her sorana satmaya baslarlar. lakin bi takim prensipler koyulur ; hic bir kurala tabi olmaksizin fotograf cekilmeli, eger kullanilmayacaksa atilmamali mutlaka bir baskasina devredilmelidir, bir nevi kutsal emanet muamelesi yapilmalidir.

    sovyetlerin disa acilmaya basladigi 90 larin basinda ulkeye giris yaparlar ve kendilerinin de itiraf ettigi uzere illegal yollardan koli koli lomoyu avrupaya satmaya baslarlar. ilgi artmakta, bu ucuz makineden cikan rengarenk fotograflara hayran olanlarin sayisi cogalmaktadir. avusturyali genclerin prag gezisi hem kendilerinin hem de dunyanin kaderini bi sekilde degistirmistir.

    sovyetler dagilmis, st petersburg daki lomo fabrikasi zor donemler gecirmektedir. satis kaygisi gutmeyen, fiyat-pazar gibi kavramlardan uzak olan sovyet fabrika yoneticileri, dunya fotograf makinasi pazariyla bas edemeyeceklerini dusunduklerinden ve 2500 kisilik calisan kadroyu besleyemeceklerinden fabrikanin kapanmasina karar verirler. viyanali biraderler vakit kaybetmeden yanlarina kattiklari avusturya buyukelcisi, ticari atese gibi destek guclerle, sadece kendilerine makine uretme ve her ay 1000 kamera satin alma teklifiyle lomonun kapisini calarlar. lomo buna sicak bakmaz, verilen teklifin maliyeti kurtarmayacagini dusunduklerinden redderler lakin viyana tayfasi hemen pes etmez. o donem petersburg valisi olan vladimir putin in kapisini calarlar. lomography nin nasil bir tutku oldugunu, nasil bulasici oldugunu, coktan beridir bir alt-kultur haline geldigini ve tum dunyanin rus mali bir makinenin sevdalisi olacagini ve bunun rusya icin cok sahane bir prestij ve reklam firsati oldugunu usanmadan anlatirlar. putin bu sunumdan cok etkilenir ve lomonun fabrika direktorunu arayarak bu cilgin viyanalilara bir sans vermesini ve pisman olmayacaklarini tavsiye eder.

    bu istegi reddedemeyen direktor, yeni bir fiyat teklifi ile orta yolu bulur. lomo sadece lomographic society e makine uretecek, viyanalilar da bunun dagitimindan, satisindan ve pazarlamasindan sorumlu olacaktir. evlilik nihayet gerceklesir, lomo yeniden dogar.

    peki lomo kompakt automat i bu kadar degerli kilan nedir? hic suphesiz lensi. minitar 32mm lik essiz lensin basarabildikleri, bu kadar dusuk maliyetli, toy-like bir kamera icin siradisidir. renk skalasi, dusuk isikdaki becerisi, kolay tasinabilirligi, saglamligi ve tipik sovyet praktizmi ile yeni neslin eglencesi olmak icin bicilmis kaftandir, hala da oyle.

    yuksek uretim maliyeti, tasarimin ve lenslerin rusyada yapilip montajin tamamen cin de yapilma karariyla asilir. lomographic scoiety hemen kampanyaya girisirler, bir urunun en cabuk yayilacagi, moda olacagi ulkeye ; amerika birlesik devletlerine cikarma yapilir. sergiler, paneller duzenlerler, kapali kutu sovyetlerin bu kucuk mucizesi vasitasiyle iki halkin kaynasma fikrini new york- moscow sergisi ile ortaya koyarlar. yarisi moskova da yarisi new york da cekilmis 10 bin kare fotograf ile amerikalilar icin rusya, ruslar icin de bir amerika tanimi yapan devasa bir koleksiyon. sergi buyuk ilgi gorur ve goren herkes bunu beceren minik makinenin pesine duser. velhasil 1990 lardan bugune, dunyanin belli basli tum sehirlerinde klupleri olan, toplantilar yapan, lomo buyukelcilikleri kuran, sansli uyelerine hac ziareti muadili " lomo fabrikasi gezisi" sunan, devasa bir organizasyon sekillenir, dallanir budaklanir.

    vladimir putin in bu ruyaya inanmasini hic bir zaman unutmazlar, kendisine lomography nin vaftiz babasi unvanini verirler. ilginctir ki lomo ve putin in yukselisi hemen hemen ayni tarih surecine denk gelmistir, bu da enteresan bir noktadir kanimca.

    monopol olmanin getirdigi gucle, her sovyet vatandasinin zamaninda edinebilmesi icin uretilmis bir makinaya 250 dolarlik fiyat uygun gormeleri kacinilmaz tabi. gerek e-bay de gerekse kucuk dukkanlarda zor da olsa cok cok ucuza edinilebilecek bu kamerayi, luks urun sinifina sokacak fiyat politikasi elestirilmelidir lakin eger bu atilim ve hareket yapilmasaydi, bugun satin alacak kompakt automat da olmayabilirdi, kim bilir?
  • sistemin ürettiği küçük pazarlama mucizelerinden biridir. ne sanatın kendisi, ne de akımlarıyla hiçbir alakası olmayan; derinlikten yoksun, ucuz bir gençlik fenomenidir.

    alman harikası minox lense -ki ruslar bu lenslere ikinci dünya savaşı sonunda almanya'nın işgaliyle el koymuşlardır- güvenilir bir kasa ve japon teknolojisinin eklenmesiyle oluşturulmuş olan lomo compact automatları, bi boka benzemeyen içi boş bir manifestoyla üniversiteli özgür ruhlara pazarlayan arkadaşlar vurgunun şahını yapmışlardır. pazarlananlarsa, ucuz bir sscb eskisi alete bir sürü para bayılmış, kendilerini iyi hissetmiş, bir iki kere sokağa çıkıp belden çekim yapmış, karşı cinse anlatıp hava atmış, sonra da bu şirinlikten sıkılıp fotograf makinesini odalarının bir yerlerinde tozlanmaya bırakmışlardır.

    bu işe başlamayı düşünenlere tavsiyem şudur; omo kutusundan çıkan kompakt bir fotograf makinesini alın, içine bir adet fuji superia ya da kodak gold takın. sokağa çıkıp otu boku çekin.

    aynı şey...

    hem de hevesinizi süper ucuza almış olursunuz. hatta bu akıma yeni bir isim de koyun: osmanography mesela...
  • apayrı bir dünya; en çılgın alt-kültürlerden birisidir. bundan yaklaşık 10 yıl önce, viyana üniversitesinde okuyan birkaç genç, köhne bir rehincide rusya'dan getirilmiş bir "lomo compact automat" bulurlar. makinanın sadeliğinden ve fonksiyonelliğinden o denli etkilenirler ki, hemen üreticisini araştırmaya başlarlar. ve sonunda bu makinaların, zamanında kgb için de üretim yapmış st petersburg merkezli bir fabrikadan çıktığını bulurlar. hemen bir miktar makine avusturyaya getirilir ve lomographic societynin ilk tohumları atılmış olur. gençlerin yaptığı, fotoğraflarında "an"ı, modifiye etmeden, olduğu gibi yakalamaktır. kamerayı ellerinin uzantısı gibi kullanıp etraflarında gördükleri herşeyin capcanlı renklere sahip ve çoğunlukla flu fotoğraflarını çekerler. öyle ki makinanın vizörünü bile, gördüklerini kısıtladığı için kullanmaz olurlar. bu kuralsız ve devrimci pseudosanat dalı o kadar büyük ilgiyle karşılaşır ki; önce avrupada, sonra da kübadan başlamak üzere amerika kıtasında lomographic society şubeleri kurulur. sonrasında da japonlar her çılgınlığa olduğu gibi buna da atlarlar ve lomography kültürü asya kıtasına sıçrar. günümüzde, istanbul da dahil olmak üzere dünyanın her köşesindeki büyük şehirlerde lomographic embassy'ler bulunmakta ve yılın her dönemi ayrı sergiler, şenlikler ve buluşmalar düzenlenmekte.
    bu popülerlik beraberinde farklı makinalara olan talebi de getirdiği için, lomo action sampler ve lomo supersampler adında iki model satışa sunulmuştur ki bunlar bahsi geçen dört objektifli modellerdir. aynı popülerlik nedeniyle 1999 yılında isviçre'de, çektiğiniz filmleri gönderip tab ettirebildiğiniz, ve sonuçları hem kağıt üzerinde, hem photo cd halinde, hem de internet üzerinde aldığınız "lomolab" kurulmuştur.
    what the hell is lomo adlı kutsal kitaptaki son kural şöyle der: kural yoktur.

    http://www.lomography.com/

    edit: üniversite ögrencisiyken capimiz bu kadarmis, trend kovalamisiz. yine de: been there done that.
  • geleneksel fotoğrafın takıntılarıyla
    (netlik, derinlik, kompozisyon gibi)
    alay eden fotoğraf akımı.

    türk şiirindeki garip akımı'na benzer.
  • hem çekimi, hem fotoğraflarını izlemesi keyifli bir makinadır lomo. 4 lenslileriyle ister bir bütünün 4 parçasını panoramik olarak çeker, ister hareketli bir cismi anlık farklılıklarla 4 ayrı pozisyonda çekip bir filmcik edinirsiniz.

    önce rus ajanların kullanımı için üretilmiş olan lomo'ların bazı cinsleri şahane gece çekimleri yapar, renkleri gözün görmediği güzellikte, yumuşaklıkta yakalar. fiyatman bakkal çakkalda satılan kompakt makinalar kıvamındadır. ama bulunması o denli kolay değildir. el kadar bir makina olmasıyla da cebe atıldığı gibi aslında çok basit görünen birçok nesneden lomo'yla pek eğlenceli fotoğraflar edinilir.
  • sadece lomo lc-a ile cekilir diye bir kurali yoktur ama lomographic societyde fiyat itibariyle en kazigi o oldugundan, bu sekilde bir imaj olusturulmus. 250 dolara 25 dolar etmeyecek makine satiyorlar. hem de sscb mali degil bildigin cin isi.

    asagi yukari ayni tadi verecek onlarca makina var. git hayyamdan veya bi bit pazarindan al kompakt, eski herhangi marka bi makine, takil takilabildigin kadar. al anasini satiiim biz de heves ettik aldikca aldik oha 11 tane makine var evde. sonuc ? muhtesem! ama o benim muhtesemligim. sen bana bakma...
  • ederi üç kuruş beş para olan makinaları internetten 200 dolar civarına satmanın bir yolu....

    lomo makineler iyi makinelerdir bu doğru ancak 200 dolar kesinlikle etmedikleri gibi 2. el olanları sirkecide 25 milyon civarı fiyatlara bulunabilmektedir....

    (bkz: lomo compact automat)
    (bkz: hayyam pasajı)

    4 sene sonra gelen edit: hayyam pasajı esnafı aradan geçen 4 senede bir takım gençlerin fıldır fıldır lomo aradığını anlamış ve bunda bir keramet bulmuş olacaklar ki makineleri bu aralar 200 milyondan kazıklamaya çalışıyorlar.

    bunun yanı sıra lomo ile dönemdaş ve yakın kalitelerde olan makineler halen 15-20 ytl.

    genç lomocuları öpüyorum buradan.
  • iyi hoş güzel akım. ancak tüm marifet lomo, holga, diana ve bilimum sovyet/çin malı yandaş fotoğraf makinelerinde değildir.
    öncelikle fotoğraf çekimlerinizde renkli pozitif* film kullanmanız gerekli canlar. negatif değil!
    akabinde pozitif filmlerinizi kendi banyosu olan e6 değil de, renkli negatif banyo olan c41 kimyasalı ile duj aldırsanız elde edeceğiniz fotoğraflar bu akıma dahil olacaktır.
    neymiş efendim tekrar edelim, dia filmi çapraz banyo yaptıracakmışız.

    (bkz: cross processing)
  • fotoğrafçılığın converse'i. gayet güzel, gayet sade, gayet anlamlı, ama bez parçası ayakkabının bokunu çıkarıp 100 liradan satmak neyse, lomo makinaları lomography akımı gerekçesi (ya da başka gerekçeyle) yüzlerce liraya satmak (ve almak) aynı şey. bu sebeple türkiye'de chivas regal etkisi yaratmaya çabalayan, farklı olmaya debelenirken fabrika çıkışı olan tipleri kendine müşteri profili seçip bu ve benzer akımları ayağa düşürenleri kınıyoruz, az önce kınadık.
  • kimsenin "hocam ama bunun sanat ile ilgisi yok" deme öküzlüğünü yapmaması gereken bir konsepttir. "sanat çok geniş bir kavramdır, içine lomo'yu da rahat rahat alır" diye düşünmek, bu sonuca ulaşacak güçte işlemci yoksa "sanatın sınırlarını belirlemek bana mı düştü" demek, o da olmuyorsa lomocuları görmezden gelmek ziyadesiyle sağlıklıdır.

    tabi mamiya zd ile leica m3 ile ya da nikon d3x filan ile fotoğraf çekenlerin bir kısmı bu küçük kitlenin eğlencesinden, kendi içlerindeki mutluluklarından kıllanabilir, "biz eşek ölüsü ile para döküyoz heriflerin 10 milyonluk makine ile yaşadıkları keyfe bak" diye tilt olabilirler. bu bir noktaya kadar normal sayılabilir (sırf elindeki fotoğraf makinesi yüzünden götünden öpücük eksik olmayan bir fotoğrafçının "neden bu lomocular beni iplemiyor lan!" diye hüzünlere gark olmasında şaşılacak pek de bir şey yoktur). fakat tutup bu konsepte bok atmaya başladıklarında çok itici olduklarını, kimsenin de kendilerini sallamadığını bilmeliler.
hesabın var mı? giriş yap