lades

• lades kemiği kırılırken, ladesim lades olsun mu? denir. diğeri kabul ettikten sonra da vermeyen gavur olsun mu? diye ödül garatiye alınır. vermemenin gavurluğa delalet ettiği tek yer bu oyundur. aynı zamanda, henüz çocuk dimağlara gavurluğu kötü bir şey olarak ekerken, böylece toplumu yabancı düşmanlığına iter. evet lades oyunu milliyetçi-ümmetçi toplumun gizli silahıdır. şimdi dağılabilirim.
• dün akşam dedim şen sevgiliye
  seninle lades tutuşalım diye
  imalı bir eda katıp sesine
  sevgili dedi ki; "söyle nesine?"
  dedim aldatırsam ben seni
  öpeyim bir kez beyaz enseni
  aldanırsam üç gün yüzüme bakma
  saçını önümde çözüp bırakma
  görelim yenecek diye kim kimi
  güldü; kabul etti bu teklifimi
  sevgilinin dalgınlığı benden de derin
  otururken kuş tüyü ipek minderin
  bir ucunda o, bir ucunda ben
  başımız önde düşünüyorken
  ne hile bulalım diye yarına
  sevgili saçını omuzlarına dökerek dedi ki;
  "al tara saçımı, bir tel incitmeden!"
  ben oyunu, ladesi değil
  tüm benliğimi unuttum bir an
  o'nun bu beklenmeyen iltifatından
  daha tarağa elim gitmeden
  "lades!" dedi, yerinden fırlayarak
  düştü, parçalandı yerde fildişi tarak
  
  nazım hikmet - lades
• dinozorlarda da mevcut.
• eski çağlarda tavukların geleceği görebildiğine inanılır ve buğday tanelerinin harf şeklinde dizildiği törenler yapılırmış. tavuk buğdayları gagaladıkça tılsımlı sözler ortaya çıkarmış. bu törenden sonra tavuk kurban edilir, lades kemiği çıkarılır, temizlenir ve kurutulurmuş. belirli bi konuda şansının açılmasını isteyen kişi bu kemiği saklarmış.
• eğer birbirini gaza getiren bir ikili tarafından oynanıyorsa abla-kardeş mesela^* bir süre sonra çığrından çıkacak, kendi kurallarınızı, uygulamalarınızı geliştirmenize sebep olacaktır:
  kural 1: oyun gözlerinizi açtığınız,bunun tam beyninize kan gitmese de uyku anında yapılan korkunç bir alışkanlığınız olmadığı sürece, uyandığınızın anlaşıldığı an başlar, halen sersem dahi olsanız diş fırçalamaya giderken elinize macun tutuşturulması, gece susamışsanız da kardeşinizin size su getirmesi ladestir.
  kural 2: eşya yalnızca elden ele verilmelidir, abla dikkat!diyerek yüze fırlatılmış nesnelerin lades yapabiliteleri yoktur
  kural 3: öpücük alma, mesaj alma, sevgi alma, elini alma gibi şeylerle lades olmaz!^*
  eklenti 1: otolades
  bir oyuncu diğerini lades yaptığında, "ladesim lades olsun mu?" diye tekrar sorulmasına grek yoktur, yeni oyun biri kaybettiği andan itibaren zaten başlamıştır.
  eklenti 2 : ladeskes
  her oyuncu gün içinde bir defaya mahsus ladeskes yapabilir. bu iki saat(tam 120dk) sürer, bu süre içinde ötekini lades yapmaya çalışana tam 3 lades girer.
  kural 4: oyun ablanın tatili bitip evden ayrılmak üzere otobüse bindiği an biter.
• aşktır. her şeyde onu görmektir. aslında ben sevgi arsızı bir insan olduğum için hoşlanmam da iç sesimle lades oynamaktan farksız. bir küpe görürsün, aklımda. bir ayak, bir bulut, bir çiçek, bir tavır, bir koku, aklımda. lades de de kurtulayım. hadi ara sadece lades de. ruhumdaki ve 'aklımda'ki takıntılı uru, kanserli gönül hücresini ladesle temizle. temizle bak misafirler geliyor ayıp oluyor sonra. ne bu evin hali deyip bir daha uğramıyorlar. canım benim, ne türk filmi tadında konuşuyorsun sen öyle! bu kabuslar neden cemil?
• talimhane'de bulunanında bir zamanlar öğle yemeğine giderdik ara sıra, yakın olduğumuzdan. esnaf lokantası olduğundan "az pilav üstü az kes" seçenekleri hem mideye hem de cüzdana zarar vermiyor tabii, hem de atılmıyor yemekler. onları bulamayanlar var amına koyim. yediğinize değil yemediğinize dikkat edin.
  
  neyse konu bu değil, bu talimhane şubesinde artık memlekette her yerde yapılmayan geleneksel lezzetlerimizden su muhallebesini bulabilirsiniz ama şanslıysanız ve uslu bir müşteriyseniz. haliyle uslu müşteri de mekana erken gidendir. çünkü amcamların rüteli günde 7 tane su muhallebisi yapma yönünde. ne eksik ne fazla. niye 7 tane diye sorarsanız, cevap: 7 tane.
• lades kuşlarda bulunan bi kemiğe verilen isimdir.....
  bu kemik iki kişi tarafından tutulur kırılır kanmama ve kandırma oyunu başlar...
  bu arada lades farsça bi kelimedir ve 'yad' ve 'est'ten türemiştir...hep kaybetmişimdir....
• üniversite yıllarımızda ( 30 yıl evvelinde ) dadandığımız , "acılı menemen " ve "tavuk yağda " sı ile ünlü, beyoğlu'ndaki favori mekanlarımızdan. diğeri kazancı yokuşu dibindeki evin lokantası idi. lades o zamanlar daha salaş ve daha ucuz bir mekandı. sonradan çiçek pasajının evrimi gibi bir süreçle biraz sınıf atladı.
• 34 yıl önce bugün ölen şair behçet necatigil şiiri:
  
  uzayacağa benzer,
  tutuştuğumuz lades.
  
  işi gücü bırakıp
  mezarlığa nazır
  bir eve taşındım.
  
  ölüm, sen beni aldatamazsın,
  aklımda!