• dikkatli kullanılması gereken bir sıvı, zira bilgisayar masamda sabit bir tutacak oluşmasına neden oldu. yapışkanı azalmış olan bir kağıt tutacağını (şu monitörün yanına yapışıp kağıtları sıkıştırdığımız) yapıştırmak için monitörün yanına sürdüm, ama parçayı tutmadı. ben de bir daha denedim, yine olmadı. vazgeçtim. bir çay sigara içtim, çalışmak için oturdum, bilgisayar masasındaki çakmağa elimi attım, çakmak gelmedi. monitörden akan japon (çok sıvıydı benim kullandığım) ekranın altındaki kata yayılmış ve çakmağı da bu kata monte etmiş. klavyemin bazı harflerine bile damlamış da, allahtan yapıştırmadan küçük noktacıklar olarak donmuş. velhasılı kelam, 1,5 ay geçti, çakmak bütün çabalara direniyor. ben de vazgeçtim artık sökmeye çalışmaktan, gelip giden misafirlerle dalga geçiyorum, şurdaki çakmağı versene diye. ayrıca masayı oynatmak, ileri geri çekmek istediğimde çakmaktan tutup çekebiliyorum. ayrıca kitapların altına az da olsa bir yükseklik sağlıyor. alıştık birbirimize, yaşayıp gidiyoruz. ha, bu ara çakmak çalışıyor hala, ama kenarda değili ortaya doğru ve yana yatık bir şekilde yapıştığı için sigaramı yakamıyor ..
  • bakkalın birinden alacaktım geçen bundan;

    + japon yapıştırıcısı varsa alayım abi?
    - var ama japon değil.
    + ne peki?
    - ya japon ama çin'de üretiliyor.
    + e olsun alayım yine de.
    - ben diyeyim de benden çıksın.
    + ...

    ***
  • japon olmayan kişiler tarafından kullanıldığında bunu hisseder ve pislik çıkarır, insanın elini kötüne yapıştırır... japonlar ayrıca iş yerlerindeki sandalyelere bununla yapıştırılırlar; bu da üretimi artırır.
  • cok sert bir $ekilde yapi$mi$ kapagini acmak icin tubunu di$lerimle tutup bir elimle kapagini acmak icin ugra$irken, di$lerimin tubu delmesi sonucu patlayip agzima dagilan, allahim ne yaptim ben diye du$unmeme bile firsat vermeden dudaklarimi yapi$tirmak uzereyken 'hark tu!' $eklinde alelacele kurtuldugum, adi yapi$tirici. gerci dallamalik bende ama olsun.
  • ikinci dünya savaşı yıllarında amerikalılar tarafından keşfedildi. ancak ilk olarak vietnam savaşı yıllarında çatışmalarda yaralanan askerlere tıbbi müdahalede kullanıldı.
    insan derisini süratle ve etkin şekilde yapıştırmasından ötürü açık yaraları klasik dikişe gerek kalmadan kapatma sorununu bu yapıştırıcı çözmüştür.
  • hayvan içilen bir gece bakkalın birinden on- onbeş tane alınıp karanlık bir sokaktaki tüm apartman giriş kapılarının anahtar deliklerinden içeri sıkılan yapıştırıcı. iki öküz iş bölümü yapmış ve sokağın sağındaki kapıları biri, solundaki kapıları diğer öküz iğfal etmiştir. bu iki öküz mahalleliden aldıkları bedduaları, mahallenin nalburundan aldıkları hayır dualarının nötrleyeceğini iddia etmektedir seneler sonra bile bu konu açıldığında.
  • üzerinde “gözle teması halinde bol su ile yıkayınız” gibi bir önerme bulunmuyor.

    üretici firma "yok artık ali sami!" demiş ama:

    warning!
    gözle teması halinde bol suyla yıkamayınız. zira gözde hemen donmuyor. ivedilikle parmak yardımıyla gözden alarak temizleyiniz. yalnız gözünüzden çıkarıp nereye silerseniz anında kuruyacak, görüp korkmayın. bu esnada gözünüzü de kırpıştırmayın ki dağılmasın, göz kapağınızın dışına değip göz kapaklarınızı yapıştırmasın(hayata kenarlardan yapışıp kısılmış japon gözlerle bakmak isteyeceğinizi sanmıyorum)
    aslında en güzeli tüpün ucunu makasla keserek açmaya kalkmayın. çok fena sıçrıyor ibiş.
  • rivayetlere dinine baglı bir turk ogrencisi tarafından bulunmus fakat dinine baglı oldugundan dolayı yetkililerce dikkate alınmamıs ve japonlara satılmıstır bu yapıstırıcı(dogruluguna inanan var mıdır merak ediyorum)
  • siyanoakrilat. buharı zehirlidir.
  • acaba ne kadar kuvvetli diye dudaklara surulup deney yapilmamasi tavsiye olunur
hesabın var mı? giriş yap