• bir işin nasıl yapılacağını bilirken ve o işi yapıyorken, başkasının sana nasıl yapılacağını anlatmaya çalışması. nefret ediyorum böyle tiplerden. karışma benim işime arkadaş, ben biliyorum ne yapacağımı, sen kendi işine bak. bir de bu tipler bu hareketlerini genellikle üst amirlerinin görebileceği şekilde yaparlar ki puan toplasınlar. puanlar içinde boğulasın inşallah.
  • ofisteki herkesin birbirine iş kitlemeye çalışması ve bunun etkisiyle yaşanan gerginlik. herkes çok yoğun olduğunu söyleyerek elindeki işleri diğerine kitlemeye çalışıyor. sanki bir tek kendisi yoğun çalışıyor koca şirkette.
  • sahil şehrinde yaşamak.
  • -amacı üzüm yemek yerine bağcıyı dövmek olan bir sürü insanla çalışmak
    -çok kadınla çalışmak
    -seni ezmeye çalışan yöneticiyle çalışmak
    -sana köle olduğunu açıkça hatırlatan patronla çalışmak
    -sabahları erken kalkmak
    -akşamları geç çıkmak
    -işyerinin medeniyete uzak olması
    -işinde yaratıcılığı kullanamamak
    -eski sevgiliyle aynı şirkette çalışmak
    -ego savaşlarına maruz kalmak
    -pazartesi sabahları
    -cuma ögleden sonraları
    -bahar ayları
    -maaşın aybaşında biterken kısa yoldan köşeyi dönenleri izlemek
  • patronun oğlunun parmak arası terlik giymesi, üstelik parmaklarının uma thurman'ınkilerden bile çirkin olması.
  • 30 santigrad derecenin üstünde ki hava sıcaklığı.
  • bir günlüğüne işten erken çıkıp işçi servisine binmek, servisteki en deneyimli ve çalışkan ustanın aldığından iki kat fazla maaş aldığını bilmek ve onun kadar çok çalışmadığını da bildiğin için ezik hissetmek, ustanın ve diğerlerinin seni bir bok sanması, kendi aralarında kaba ama senle konşurken kibar olmaları.

    amına koyim.
  • soğuk hava.
hesabın var mı? giriş yap