• inci sözlükte inci sözlük kullanıcısı, ekşi sözlükte ekşi sözlük kullanıcısı olduğunun farkında olanlar için haksızlık olabilecek bir eylem.
  • sözlükte şimdiye kadar var olan (bundan sonra da var olacak olan) kampanyaların çok çok büyük bir kısmı gibi anlamsız bir kampanya. bu gerçeğin kampanyayı başlatan kadar dolaylı-doğrudan onu destekleyenler tarafından da bilindiğini düşünüyorum. herkes böylesi bir teklifin kabul edilmeyeceğinin de, bu teklifin anlamsızlığının da farkındadır. yine de bu kampanya aracılığıyla ekşi sözlük, inci sözlük, internet, ifade özgürlüğü gibi konular sözlüğün en azından bir bölümü tarafından tartışmaya açılmış oldu. sözlük mantığı biraz da bu tartışmaların döndüğü eksenle ilgili olduğu için bu da çok normal. aklım yettiğince üç beş cümle de ben yazmak istiyorum. (biraz karışık ve uzun bir yazı olacağını biliyorum, ucunun nereye kadar varacağını şu anda tahmin edemiyorum. özetçiler alınmasın)

    ekşi sözlük, türkiye'nin en güçlü, en uzun süreli internet fenomeni. internet gibi popülerin kolayca tüketildiği, sürekli yeni gelişmelerin eskileri çöpe attığı bir alanda on bir yıldır ayakta kalmak bile bir başarı. irc bitti, mirc bitti, icq bitti, şu an ekşi sözlük kullanıcısı olanların çoğunun hatırlamadığı pek çok şey kullanıldı, çöpe atıldı fakat ekşi sözlük duruyor. kaldı ki sözlük, yoluna güçlenerek devam ediyor. türkiye'de 18-30 yaş aralığındaki insanların, türkiye'nin en "dinamik" kesiminin, her türlü siyasi, aktüel, sportif, edebi, medyatik, vs gelişmeye nasıl tepki verdiklerini görmek için, anlamak için kullanılabilecek daha iyi bir mecra yok.

    (görsel ve yazılı medyada ekşi sözlük alerjisinin oluşmasının sebebi de biraz bu. hiçbir zaman nitelikli ürünler ortaya koyamamış, okuyucusunun-izleyicisinin nabzına göre şerbet vermekten başka bir şey yapamamış, ilişkileri sayesinde gazetede-radyoda-televizyonda bir köşe sahibi olmuş kişilerin, seviyesiz oldukları kendilerine gösterilince panik olmalarından daha doğal bir şey yok. çünkü onlar da biliyorlar ki sözlük'teki insanlar onların potansiyel müşterileri, hatta muhtemel iş ortakları, işverenleri. bir on yıl sonra kendileri için sağlam bir kapı bulamayacakları endişeleri onları sinirlendiriyor. bu sinirle sarıldıkları "sözlüğü hiç okumam" beyanatlarının da kıymeti harbiyesi yok. hıncal uluç'un "yaran fıkralar", "yaran diyaloglar" başlıkları sayesinde köşesini doldurduğu günler çok uzak bir geçmişte kalmadı. daha düne kadar sözlüğün en altındaki minik puntolu bölümde "kaynak göstermeden alıntı yapan hıncal'dır, uluç'tur" gibi bir ibare yer alıyordu. eskiler hatırlar)

    yalnız bu, sözlüğün "türkiye'nin aynası" olduğu tezini tam olarak kanıtlamıyor. sözlük ilk zamanlarından beri "azıcık" da olsa türkiye şartlarında elitist denebilecek bir çizgide oldu. internet denen büyülü ortama ulaşabilmenin şartları dikkate alındığında bu da kaçınılmazdı. 1999 yılı itibarıyla türkiye'de internet kullanımı ancak eli yüzü düzgün üniversitelerin öğrencilerinin, belli bir maddi gücü olan ailelerin çocuklarının tekelindeydi. bu da sözlük'teki yazar profilini doğal olarak etkiledi. her yazar alımında bu profil biraz değişti belki ama asla kırılmadı. karma sisteminin nasıl işlediğini bilmiyorum fakat yazarların karmalarına bakılarak bile sözlük ortalaması üzerine konuşulabilir.

    ekşi sözlük'ün zamana direnebilmesinin (internette zamanın çok daha hızlı akmasına rağmen) yönetimin basireti ile ilgili olduğunu düşünüyorum. biraz abartılı bir örnek olacak ama sözlük yönetimi isaac asimov'un foundation serisinde hari seldon'a nazire yaparcasına her kırılma döneminde en doğru değilse bile, sözlük için en sağlıklı adımı atmyı başarıyor. her adım sözlükle ilgili bir başka şeyi de feda ediyor aynı zamanda. bir süre bu fedanın sözlüğü bitireceği konuşuluyor, fakat bir süre sonra yeni bir tarafa evrilmiş olarak sözlüğün devam ettiği görülüyor oysa. bu refleks devam ettiği sürece ekşi sözlük'ün var olma açısından da, etkisini sürdürme açısından da bir sıkıntı yaşamayacağını düşünüyorum. bugünlerde inci sözlük için olduğu gibi, facebook için, twitter için günde 300-500 entry girildiği dönemler oldu. bu tür internet fenomenlerinin sözlüğü bitireceği, zayıflatacağı çok konuşuldu. ama bu öngörülerin hiçbiri tutmadı.

    (moderasyonun, yönetimin basiretli olması "adil" de oldukları anlamına gelmiyor yalnız. moderasyonun, praetoriumun keyfi uygulamaları mutlaka var. türkiye'de hukuk ne kadar işliyorsa burada da o ölçüde işlediğini söylemek mümkün.)

    inci sözlük, hem ekşi sözlük'ü var eden mantıktan beslendiği, hem de ekşi sözlük sınırlarına aldırış etmediği için facebook'tan da, twitter'dan da farklı bir yerde duruyor, ekşi sözlük üzerindeki etkisi daha belirgin olarak hissedilebiliyor. genel itibarıyla inci sözlük üzerine yapılan tartışmaların döndüğü, birbirleriyle bağlantılı üç nokta var: küfür, anarşizm, özgürlük.

    bir okur olarak takip edebildğim kadarıyla inci sözlük'te herkes, her şeye küfür ediyor. eyvallah. yalnız (yine benim görebildiğim kadarıyla) küfür etme ritüeli herkes için aynı gerekçelerle ortaya çıkmıyor. kullanıcıların bir kısmı günlük hayatlarında gerçekten de küfrü noktalama işareti olarak kullanan arkadaşlar. yolda karşılaştığı arkadaşıyla "n'aber lan anasını siktiğim" tavrıyla selamlaşan insanın internetteki izdüşümü. doğal. cici çocuklar tarafından ayıplansalar da normal. kendi hesabıma inci sözlük'ü sadece bu arkadaşlara "biz de varız!" deme imkanını tanıdığı için sonuna kadar destekleyebilirim, destekliyorum. her ne kadar bu sonun çok uzakta olmadığını düşünsem de.

    inci sözlük'ün küfür ritüeline katkıda bulunan ikinci kesim ise cici çocukların arasından çıkıyor. türkiye'de mizah dergilerinde yalnızca küfür etmenin mizah olarak algılandığı dönemler oldu. özellikle limon'un leman'a evrildiği dönemde bu algıdan beslenen bir çok çizer de sayabilirim. küfür = mizah ne kadar yanlışsa, "mizahta küfür olmaz" yaklaşımı da bir o kadar yanlış. can barslan'ın terelelli pictures köşesindeki bir karikatürünü, örneğin, hayatımın zora girdiği her dönemde hatırlar, gülerim. [karede, iki tane ağır abiyi domaltmışlar beceriyorlar, "tak! tak!" ses geliyor. abilerden biri diğerine dönüyor ve "mahmut abi, bu zor zamanlarımız geçtiğinde ilerde bu günleri hatırlayıp çok güleceğiz" diyor] fakat baruter-solmaz ekürisinin bolca amlı, götlü, sikli köşesi lombak'tan hatırladığım bir tane bile karikatür yok.

    mizah ile küfür arasında birebir ilişki kurmanın bir cici çocuk tavrı olduğunu düşünüyorum. hani sitede büyümüş, anne-babası tarafından izole edilmiş çocuklar nadiren sokağa çıktıklarında oradaki çouklardan biri "bok!" bile dese hem kızarırlar, hem de gülerler ya, küfür etmeyi (yerine zamanına bakmadan) komik bulmak biraz böyle bir tavır. inci sözlük'teki ikili yapının bir tarafı da bunlardan oluşuyor ve bu iki tarafın "eşit" olduğu düşüncesi bir yanılsamadan ibaret. nasıl ki üniversite yıllarında sol bir grup içinde [buraya isteyen islamcı, kürtçü ifadesini ekleyebilir. sonuç itibarıyla değişen bir şey olmayacak çünkü] beraber hareket eden farklı (sosyal) sınıflardan öğrenciler, okul bittiğinde özgürlük, eşitlik, sosyalizm gibi konularda aynı saflarda yer aldıkları arkadaşlarının kendi sınıfsal geçmişlerine dönüş yaptıklarını gördülerse, görüyorlarsa, göreceklerse, inci sözlük içindeki küfür kardeşliği de hoş bir yanılsama olarak kalacak.

    inci sözlük'ün anarşist bir oluşum olup olmadığı noktasına gelince... inci sözlük'e anarşist demek kelimenin, kavramın içini boşaltmak olur gibi geliyor bana. felsefe tarihine haksızlık olur. belki onları kaotik bir grup olarak adlandırmak daha doğru. fakat göz ardı etmemek lazım ki inci sözlük üyeleri, sürekli olarak anarşistçe eylemler sergiliyorlar. bazı insanların gözünde haksız yere değer kazanmış kişilerin, kurumların gerçek yüzlerini gösteriyorlar. internetteki anket sitelerinin anlamsızlığı belki senin, benim için zaten ortada olan bir durumdu. fakat inci sözlük sayesinde bu gerçek iyice gözler önüne serildi. tarihin arka odasını izleyen, değerli bulan pek çok insan -hala- var. kızdıklarında iki lafı bir araya getiremeyen, ezberleri bozulduğunda apışıp kalan insanlar olduklarının birileri tarafından fark edilmesi iyi olmadı mı? her fırsatta stüdyosuna çağırdığı konuklarına, aldığı telefonlardaki hayranlarına laf sokarak zeki olma takıntısını besleyen okan bayülgen'in, iki liseli kız karşısında darma duman olmasının bir anlamı yok mu? [okan bayülgen muhtemelen ekşi sözlük'e yaptığı gibi, inci sözlük'ü de kendi mecrasına taşımaya çalışacaktır. bir süre sonra "ccc okan reyis ccc" iletilerinin öne çıkacağı bir gelişme kapıdadır. o ayrı.] "ekşi sözlük hatunlarını listeliyoruz" hareketi bile (içeriğindeki bütün pespayeliğe karşın) dikkate değer. sözlükteki kadın yazarlardan biri olarak hemcinslerime soruyorum: hiç mi "seviyeli" mesajlarla asılan olmadı size sözlük'te? hiç mi iki msg sonrası sohbeti msn seviyesine taşımaya çalışan, orada da "cam açma talebi"ni ileten olmadı? yalnızca iki kez :) yolladınız diye "hafta sonu ankara'dayım-istanbul'dayım. buluşalım mı?" teklifi almadınız? yanlış anlaşılmasın. bir mesajla, msn sohbetiyle, buluşmayla bir bok olduğu yok. insanca edilen iki kelamın cinsel davet olarak algılanması söz konusu ve inci sözlük'ün "hatun açılımı" bu noktada ekşi sözlük'ün de bir başka internet mecrasından zerre farkının olmadığını gösterdi bize. evet, inci sözlük benim gözümde anarşist olarak adlandırılamayacak fakat arada anarşist eylemler de düzenleyen kaotik bir gruptur.

    peki bu yapıdan bir muhalefet imkanı çıkar mı? sanmıyorum. bununla ilgili bir dertleri yok. inci sözlük "uygun bir mazmun bulunca eşrefa-kendimi hicveylemezsem kafirim" diyen şair eşref kadar, "halimize gülen yok baht ı kaderden başka-valideyi siken yok köhne pederden başka" diyen neyzen tevfik kadar muhalif olur. çok değerli işler yapabilir fakat bunu kendisini bitirme pahasına yapar.

    inci sözlük'ün bir ölçüde referans olarak aldığı 4chan'a bakılarak bile görülebilir bu durum. bütün kural tanımaz görüntüsüne karşın 4chan, son tahlilde, ırkçı ve seksist bir oluşumdur. fazlası değil. inci sözlük, 4chan gibi kadın kullanıcıları "tits or gtfo" şeklinde mi karşılayacak? yoksa okan bayülgen'in program saldırısında olduğu gibi kadın eylemcilere de açık mı olacak? bu sorunun cevabını bilmiyorum. dahası, inci sözlük'ün bu sorunun cevabını verecek kadar uzun ömürlü olacağına dair de kuşkularım var.

    yine de bütün yanlışlarına, eksikliklerine, (yukarıda sözünü ettiğim) ikiyüzlü yapısına karşın inci sözlük'ü değerli buluyorum ve (bu noktada ümitli olmasam da) gerçekten anarşist bir yapıya evrilmesini istiyorum. anarşist eylemlerini ise koşulsuz, şartsız destekliyorum (bkz: hep destek tam destek)

    bu kadar uzun bir yazı için de özür mahiyetinde olsun:

    (bkz: özet geçemem anne)
  • ekşi sözlüğün kendine özgü bir formatı olduğundan ve bu formata uymayanlar zaten uçurulduğundan dolayı, böyle bir kampanya, sözlüğü zenciler ve beyazlar diye bölmekten pek farkı olmayan bir tür ayrımcılık çeşididir.

    (bkz: faşo aga)
    (bkz: liseli detected)
  • incide yazıyor olsam da olmasam da desteklemeyeceğim kampanyadır.

    benim merak ettiğim bişey, bu kampanyayı destekleyecek kişinin çakma demeyeceği project mayhemlerin nasıl olacağıdır. akıllı uslu, kimseye zarar vermeyen, insanları rahatsız etmeyen bir project mayhem nasıl olur onu bi merak ettim.

    edit: ha bu arada söylemeyi unutmuşum, inci sözlüğün harika bir project mayhem olduğunu falan düşünmüyorum. sadece merak ettim.
  • inciyi destekleyen ama orda yazar olmayan ve niyeti olmayan bir yazar olarak karşı olduğum kampanyadır...

    ayrıca boş bakınız veren bakınız ile konuşan arkadaşlar bakınızları doldururlarsa bfik suçu oluşmayacaktır...
  • ironi sen ne güzel şeysin dedirten kampanya. fatih altaylı, hıncal uluç gibi insanlar ekşi için kötü yorum yaptığında " herkesin kendi fikri, söz hakkı, özgür düşünce" kalıplarına tırmananlar, başka bir sitede hesabı olanların hepsinin uçurulması gibi faşizan bir istekte bulunuyor.
  • bu kampanya ile ilgili diyecegim sey sudur:
    fatih altayli'nin eksi sözlük'e o yüksekten bakan tavriyla, serzeniste bulunan eksi sözlük üyelerinin inci'ye bakis acilarinda hicbir fark yoktur. ikisi de kendini dogru gören, elitist elestiriler.
  • ironik biraz.

    bunu destekleyenler "sansüre hayır" falan demesin. ya da desin, biraz gülmüş oluruz.
  • her zamanki gibi sözlüğümüzün tozlu arşiv sayfalarında yer almaya mahkum kalacak ve gerçekleşmeyecek kampanyadır.
  • google'dan vergi istenmesi ve bu sebeple hizmetlerinin erişime kapatılması arasındaki alaka ile eşdeğerdir. orası inci, burası ekşi. orada keyfince yazan burada aynı serbestliği sürdürürse zaten uçar. buradaki sıkı formatı orada kullanan da orada sıkıntı çekiyor aynı şekilde.

    kısaca, saçma ötesi gereksiz egoist bir kampanyadır.
hesabın var mı? giriş yap