• bazı şeyleri bu başlığa taşımak bir garip ama artık iyice sulanmış demogojilere yanıt da vermek gerekiyor. yoksa degneksiz köyde eşşek sayısı artıyor.

    güler zere 34 yıl almış.
    suçlama ne..
    yasadışı örgüt üyeliği ve propagandası

    peki sağolsun bazı gazetelerin yazmasıyla neler yapmış. listeye baktım saymaya üşendim heralde bir 30 kişi öldürmüş.

    iyi de, memlekette bu kadar insana "idam cezası" verirler. yargılandığı tarihte de idam cezası mevcuttu. eee idam cezası kalkınca noldu bunlar? "ağırlaştırılmış müebbet cezası" na çevirildi.

    yani güler zere için üzerinden konuşulan "şehitlerin yüreği soğumadı" tartışmaları anlamsız.

    peki nereden çıkıyor bu iddialar.

    benim de emniyet arşivlerime ulaşılsa, hakkımdaki iddianamede (polis) 1988-1991 yılları arasında yakıp yıkmadığım yer, molotofları 3-5'er adet fırlattığım yazacaktır. peki iddianamesi bu olan ben, gözaltından sonra çıktığı savcılıkta neyle karşılaşmıştır, hakkında 141/1 ve 2. maddelerine muhalefetten dava açılmıştır. yani be molotof ne yok yakma hiçbirşeyden dava yok.

    peki polis niye böyle yazar, yazar çünkü memlekette adalet diye birşey yok. bu çocuk bir eyleme katıldıysa hepsine de katılmış olabilir diye hepsini yazıyorlar. peki ben bunu niye imzaladım, sonra da savcılıkta reddettim. çünkü 13 gün boyunca işkence görüyorsun, gözlerin hep kapalı ve iddianameni okumak istediğinde yeniden soğuk su sıkmaya götürüyorlar. en sonunda "lan imzalayım artık buradan çıkış yok" diyorsun.

    neyse konuyu dağıtmayalım. güler zere için bu suçlar gerçek olsaydı 34 yıl almazdı. 34 yılı taş atan 14 yaşındaki çocuklara veriyorlar.

    peki güler zere bu kadar "masum" mudur? masumluktan ne anladığınıza bağlıdır elbette.
    şehit polislerin aileleri ağlıyor da, behçet dinlererin ailesi ağlamıyor mu? ben 9 yaşındaydım behçet öldüğünde, babamın elinden tutmuşum sımsıkı, emniyetin önünde ağlıyruz sürekli. avukat mahallenin bakkalını aramış, "yarın emniyete gelsin, çocugu ölmüş olabilir" diye. gittiğimizde avukat sami'de orada, sonra hayal meyal hatırlıyorum kalan sahneleri, çünkü abim ölmemiş, beraber alındığı behçeti öldürmüşler işkencede. babası ağlıyordu, bir ki tane kağıt parayı iyice burmuş, avukatın cebine koymaya çalıştı bir yandan ağlarken, avukat sami, efendice o eli itti. sarıldılar sonra.

    oğlunun öldürülmesiyle artık avukatın işi bitmişti, emeğinin karşılığını vermek gerekirdi. düşünsenize, çocuğunuz işkencede öldürülüyor ve sizin adaletle işiniz o gün bitiyor. yani tutayım dava açayım yok.

    şimdi geliyoruz bombaya. şehit polis ağlaklığı yapanlara. behçet'i öldüren başkomiser kim? kim lannn dingiller yanıt verin.
    yıllarca ortalıkata görünen bir adam olmasın, hakkında tutuklama kararı olmasına rağmen mhp karaman milletvekili adayı olmasın, seçilemeyince o zamanın mhp'li bakan koray aydının danışmanı olarak meclise girip gelmesin. hem de hakkında tutuklama kararına rağmen. ibrahim dedeoğlu adlı polisin, kendi mahkemesi içeride görülürken ve mahkeme başkanı zanlının bulunamadığına dair ifadeyi zapta geçirirken, aynı mahkemenin çay ocağında otururken gülen resimi hala hafızamdadır.

    adalalet de kimin adaleti, varsın güler zere kendi inandığı sisyasal düşüncelerden dolayı adaleti kendi elleriyle sağlasın. iyi de bu ülkede bu adaletin gerçekten olduğuna kim iddia edecek.

    eğer behçet'i işkencede öldürmeseydiniz, eğer işkencede öldüreni kollamasaydınız, kolladığınız işkenceyi meclise danışman diye sokmasaydınız, hakkatten başka ve daha adil bir adaleti tartışırdık ama öyle birşey yok, varmış gibi de davranmayın.

    güler zere elbetteki bu sahte adalete karşı çıkma hakkını kullanmıştır. elbette yöntemini benimsemiyorum ama meşru mu? kocaman bir soru işareti.

    sonuçta burjuva devletinin abuk subuk adalaet duygusu olsa da kendi yasalarını en azından ölümü bekleyen bir devrimciye uygulanmasını bekliyoruz. ki beklediğimiz gibi de olmadı, ölene kadar vermediler o hakkı, tedavi olamadı. yani bu devletin adalet duygusu yine şaşırtmadı bizi. yani güler zere'nin "yoldan çıkışı" o kadar da boşa değil.

    erbakan çıkar, timci haraççı ibrahim şahin çıkar ama güler zere'nin ölüsü çıkar bu adalette.

    salak salak soranlara soruyorum behçet'in katillerini kim koruyorsa zere'ninkatilleri de onlardır. ve bu döngü devam ettikçe de adaletin olmadığını düşünüp kendince bunu sağlamaya çalışanlar çıkacaktır.

    tarih böyle ben ne yapayım
  • denilmiş ki güler zere hakkında yazan solcular, sağcılar hakkında bir şey dememiş.
    faşizm yalancıdır. işi gücü yalan söylemektir, faşizm ne derse tersine inanın. faşizm ne yaparsa tersi doğrudur.

    örneğin solcular sağcıların haksız yere öldürülmesine ses çıkarmadı mı diyor?
    hemen şüphelenin, hemen sorgulayın. faşizm doğru söyleyemez diye düşünün. kesin solcular bu konuda bir şeyler yazmıştır diye düşünün.

    mesela, kuddusi okkır, ergenekon sanığı. tecritte öldü, kanserden:
    http://www.yuruyus.com/…sid=4567&dergi_sayi_no=160&
    http://www.yuruyus.com/…sid=6104&dergi_sayi_no=212&
    http://www.yuruyus.com/…sid=6169&dergi_sayi_no=214&
    http://www.yuruyus.com/…sid=4550&dergi_sayi_no=160&

    bunlar kuddusi okkır hakkında devrimcilerin yazdıkları. hepsi de kuddusi okkır'ın ölümüne ateş püskürüyor. hem de bunu sansürlenen dergilerinde, sokak sokak dolaşılarak dağıtılan dergilerinde, dağıttığı için bir okurunun sırtından vurulduğu, bir okurunun kafası duvarlara vurula vurula öldürüldüğü dergilerinde, onlarca yazılacak konu varken sayfa ayırarak yapıyorlar.

    dedik ya faşizm yalan söyler. inanmayın muhakkak sorgulayın.
    örneğin faşizm, "solcular hakları ihlal edilen bazı insanları sağcı oldukları için görmezden geliyor" mu dedi? hemen durun, düşünün, yalan söylüyorsun deyin. çünkü yalan söylüyorlar:

    http://www.yuruyus.com/…sid=5689&dergi_sayi_no=198&

    bu yazı muhsin yazıcıoğlu hakkında, onun nasıl ölüme terkedildiğini anlatıyor. peki yazıcıoğlu katliamlara bulaşmış bir isim değil mi? devrimcilerin can düşmanı değil mi?

    olabilir, ama ölüme terkedilmiştir, devlet iktidarı bütün vatandaşlarına sunması gereken arama-bulma hizmetini ona sunmamıştır. haksızlık yapmıştır. o zaman buna karşı çıkılır.

    peki siz faşistlerin bir yayınında güler zere'ye özgürlük denildiğini duydunuz mu? duymadınız, çünkü onlar faşist, onlar ölüm ister, onlar yalanla yaşar.

    işte faşizmin ahlakı, işte güler zerelerin, işte devrimcilerin ahlakı.

    güler zere'nin ait olduğu gelenek bu, tam da bu yüzden faşistler devletin can dostu, güler zereler can düşmanı.

    düzen yalanı sever, zerelerse yalanı gördüğü yerde öldürür.
  • yetkili tüm mercilere, kişilere sesleniyoruz!
    toplum vicdanında daha fazla yara açılmaması ve güler zere'nin
    tedavisinin daha iyi koşullarda gerçekleştirilebilmesi için zaman
    geçirilmeden serbest bırakılmasını istiyoruz.

    vedat türkali
    zülfü livaneli
    kadir inanir
    tarik akan
    arif sağ
    arif damar
    ferhan şensoy
    ilyas salman
    eşber yağmurdereli
    edip akbayram
    sirri süreyya önder
    ali nesin
    akin birdal
    bilgesu erenus
    grup yorum
    orhan alkaya
    bariş pirhasan
    rüstem batum
    deniz türkali
    zeynep tanbay
    mebuse tekay
    bedri baykam
    altan erkekli
    mahir günşiray
    ragip duran
    menderes samancilar
    mehmet bekaroğlu
    mihri belli
    sevim belli
    rutkay aziz
    ece temelkuran
  • cumhurbaskanı tarafından affedildigi haberleri son dakika gelismesi olarak verilmektedir.
  • özgürlüğe çok geç kavuşmuş kişi.

    bugünkü yazısında özgür mumcu şöyle sormuş:

    "40 kiloluk güler zere 70, milyonluk devlet için tehlike. sivil demokrat cumhurbaşkanı abdullah gül ise zere’nin affedilmesi sürecinin başlayabilmesi için kendisine adalet bakanlığı kanalıyla adli tıp raporunun gelmesinden sonra karar verilebileceğini ifade etti. açıklaması yanlış anlaşılmasın diye de daha önce affedilen bazı kişilerin daha sonra güvenlik güçleriyle çatışmalarda yakalandığını da sözlerine ekledi.
    kopenhag’ı geçtik, ulan bator kriteri bile yeter. çankaya kriterleri belli ki moğol steplerinden daha kavruk, daha çorak.
    güler zere’nin halinden haberdar olup da hâlâ daha önce affedilenlerin güvenlik güçleriyle çatışmaya girdiğinden söz etmek nasıl bir kinin ruh hali?"

    yazının tamamı için:
    http://www.birgun.net/…96&day=06&month=11&year=2009
  • her fırsatta kanunu bilmemek mazeret sayılmaz diye konuşan yetkililerin konu insan hakları, insan hayatı olunca kanunları uygulamakta kaplumbağa hızında hareket etmesini bir kez daha görmemize istemeden de olsa vesile olmuş insan. nihayetinde özgürlüğüne kavuşacak olmasını (hasta bile olsa) sevinçle karşılıyorum.

    (bkz: ey özgürlük)
  • güler zere dhkp-c terör örgütüne üyelik ve cinayet de dahil olmak üzere 15 maddelik bir suç listesinden hükümlü kişi.

    yıl 1992, yer ankara.. şehit yakını olduğumu öğrendiğim gün neler hissettiğimi burada ifade edemiyorum. "öldü" dediler, "dhkp-c saldırısı" dediler. 17 yıldır acım dinmedi. bu acıyı yaşayan nice insanlar olduğunu da biliyorum. kim bilir belki benim akrabamı öldüren "güler zere" idi. şimdi affedilmiş ölmesin diye. teröriste şiirler yazılıyor, insanlar sokağa dökülüyor "af" diye. ölen öldü ya 17 yıldan sonra kimse hesap sormuyor artık değil mi?

    güler zere'nin annesi çok üzülüyormuş, bizim bazı duyarlı vatandaşlarımız da insan hakları diyormuş. ya akrabamın annesi? ya benim ailemin hakkı nerede? evet bu kadın affedilse de affedilmese de, kanserden ölse de uzun yıllar yaşasa da biliyorum benim yitirdiğim geri gelmeyecek. ve ben ülkeme olan inancımı kaybedeceğim bu andan sonra. ama olsun ne önemi var? terörist olmayanın inancı da düşüncesi de önemli değil nasıl olsa. katil değilsem önemli de değilim bu ülkede. yazıklar olsun...

    2006 yılında çukurca'da şehit olan asteğmen zeki burak okay'ın annesi demişti ya "vatan sağolsun demiyorum" diye. haklıymış, diyemiyorum artık ben de. şehit annesine "askerlik yan gelip yatma yeri değildir" diyen bir adamı başbakan seçen ve teröristi her ne sebeple olursa olsun affeden bir cumhurbaşkanının seçilmesine neden olan halkın çoğunluğu. demokrasi buysa, "vatan sağ olsun" sözünü bu ucuz demokrasinin altında ezdirmeyeceğim.
  • biz kazandık, oligarşi kaybetti.
    ama bitmedi bu kavga, şu yeryüzünde, hapishanedeki son ezilen de özgür oluncaya kadar sürecek. çünkü dünyayı istiyoruz.

    güler'in ellerindeki zafer işareti, kuşaktan kuşağa aktarıldı ve bugüne geldi, yarına taşınacak.
    ama yalancılar, katiller, hırsızlar, işkenceciler yatacak mezar bulurlarsa şanslılar.
    unutulacaklar.

    http://www.halkinsesi.tv/…r_detay.php?bilgi_id=6049
  • güler zere'nin affedilmesinin; "toplum vicdanı" yahut, "işlediği suçların ağırlığı" ile hiçbir ilgisi yoktur.

    ülkemizin anayasası açık ve net bir hüküm* getirir; "sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebiyle cumhurbaşkanı belirli kişilerin cezasını hafifletebilir yahut kaldırabilir"

    dolayısıyla, anayasal hükme göre; cumhurbaşkanı güler zere'yi "içinde bulunduğu şartlar" nedeniyle affetmelidir. çünkü, yürürlükteki kanunlar bunu gerektirir. bu kanunların uygulanması için de, hükümlünün kendisi veya yakınları başvuruda bulunur, gerekli tıbbi raporlar sunulur vs vs...

    hal böyleyken, güler zere'nin affedilmesini "vatan, şehit, bayrak, onun canı yandı, bunun şurası şey oldu" gibi sebeplerle sorgulamak anlamsız. eğer sorgulanacak bir şey varsa, "devlet veya devlet görevlilerinin başkalarına karşı işlenmiş suçları affetme yetkisi"dir.

    bu yetkiyi istediğiniz kadar eleştirin, yerden yere vurun. fakat, yürürlükteki kanunlara göre (üstelik özellikle geciktirilmiş olmasına rağmen) serbest bırakılmış biri üzerinden vatan millet edebiyatı yapmayın. aynı kanun, "ev hapsi" cezasına çarptırılmış olan necmettin erbakan'ı da serbest bıraktırdı. üstelik maşallahı var, erbakan hoca serbest kalır kalmaz soluğu mitinglerde aldı...

    (*) 7 kasım 1982 tarih ve 2709 sayılı türkiye cumhuriyeti anayasası, resmi gazete, 9.11.1982, sayı 17863 mükerrer; düstur, beşinci tertip, cilt 22, s.3.

    türkiye cumhuriyeti anayasası, 104/24.
  • ne terminatör ne barış güvercini. girdiği yola canı yandığı için girdi belki, ve belki can yaktı ama şu an canı yandığı çok belli...

    şu var ki bu memlekette devletin işe yarar kalabilmesinin asgari şartı yasalar önünde eşitliği sağlamaktır. güler zere harika bir insan olduğu için değil her şeye rağmen bir vatandaş olduğu için serbest bırakılıyor. devlet, güler "pis bir terörist" diye, yasal prosedürleri uygulamama eğilimi gösterirse, bir devlet olmaktan çıkar. dhkpc gibi pkk gibi bir örgüt olur. vatandaşlarıyla arasında bir sözleşme bulunan ve meşruluğunu buradan alan bir kurum olmaktan çıkıp nefret eden, nefret ettiğine zulmeden bir çete olur. işte bu nedenle güler zere'nin serbest bırakılması, bir mahkumun cezası dolmadan salıverilmesinden çok, devletin yasalarını herkese eşit bir şekilde uygulayabilmesi meselesidir.
hesabın var mı? giriş yap