• bu reklamı yapanlara kendi dilleriyle cevap vermek gerekmekte. engels'in adını ve yüzünü ticari bir reklamda kullanmak için engels'in varislerine gerekli telifi ödemişler mi çok merak ediyorum. görürsünüz olm siz, sürüm sürüm süründürecem sizi.
  • az önce faillerini reklamcı arkadaştan öğrendiğim, iğrenç reklam. tez vakitte birileri bir şey yapmazsa bana yine istanbul yolları görünecek gibi. döverim, hem de kafasına das kapitalle vura vura döverim.
    şiddet sevmem.
  • ziyadesiyle gereksiz bir reklamdır. şöyle ki, eğer hedef kitlen marx denildiğinde otomatikman marks & spencer'ı düşünüyorsa zaten engels falan bilmez, gerek yok. ha yok eğer hedef kitlen engels'i bilenlerse onlar zaten senin de ne bok olduğunu bilirler ona da gerek yok. hedef kitlen yoksa, ben senin reklam anlayışına sokayım.
  • engels'in saçını sakalını bıyığını kesen ve jöle ile "yeni" hale getiren reklam...

    buradan kendilerine "size mi kaldı lan sosyalizmin kurucu babasını yeni hale getirmek" şeklinde seslenmeden edemiyorum.
  • lan olm nasıl bi fırtına koparsak ki acep, diyerek başladıklarına eminim. sonra da, üniversitede parkayla gezmeyi solculuk bellemiş, ee artık mezun olup da kapitalizme entegre olmuş beyaz yakalı bir reklamcı "ulan üniversitede biz de solcuyduk, şimdi parayı bulduk/ya da bulmak üzereyiz, engels'i de kendimize benzetelim" diyerek fitili ateşlemiştir tahminimce. fakat sonuç komik değil, zekice hiç değil, berbat lan bu? mesela benim lümpen arkadaşlarım da var.. çocukca seçimler yaptık çocukken*, ama sen onu da elde edemezsin bu reklamla. sana da giydirir, yanında ben yokken sola da. ki lümpen falan ama içinde yaşadığı sistemin onu kemirdiğini, parçalara ayırdığını, yok ettiğini farkediyor günbegün. ve bu sistemin besili öküzlerinin kim olduğunu da herkes biliyor. insanlar farkındalık oyununu edindiler kendilerine, şu krizlerde, bu yıkımlarda, o savaşlarda... aslında ne ummuş olabilirsiniz onu anlamaya çalışıyordum ben.

    biraz kafayı çalıştırsanız, ulan bu reklamı kimiçin yapacağız biz, kimi hedefliyoruz, diye sorardınız kendinize? sendikalı işçiler için, üniversite öğrencileri için mi, sözlükteki solcular için mi, yaşadığı sistemin içinde sömürülen ama bunun karşısında sosyalizm olduğunu bilmeyen kitleler için mi? ulan bu reklamın malzemesi olmuş o adamı tanıyan kaç kişi var ki? kaç kişi o heybetli sakalı görünce "aha lan engels bu", ya da "lan öbürü de vardı bunun, he marx'tı" diyebilir? kaç proleterin bilimsel sosyalizmden haberi var? kimi hedefliyorsun lan? beni mi? (bkz: siee)
  • eğer yerine ulaştıysa sonucu finansbank hesaplarımı kapatmamla sonuçlanmıştır. evet onun sistemi öldü, hatta yaşamadan öldü ve ben komünist değilim, kredi kartı da kullanıyorum ancak kendilerinin boktan kartını kullanmayacağım. en azından değer verdiğim bir adamı, saygı duyduğum bir düşünürü böylesine terbiyesizce reklam malzemesi haline getiren bir bankanın değil, başka bir bankanın boktan kartını kullanacağım.
  • açılın, açılın, bu sefer bu yorumu ilk ben yapıcam!!

    hakkında bu kadar entry girildiyse amacına ulaşm.... (yazar bu noktada daha fazla dayanamamış ve reklamın tiksintisinden klavyeye kusmuştur)
  • das kapital mangasının türkçeleştirilip piyasaya kazandırılmasından (!) sonraki aşamadır. sosyalizmin her türlü gideri varmış; öyle diyor kapitalist yetkililer.

    edit: komünizmin gideri zaten var ama onu da not düşelim buraya.
  • marx üzerinden yapsalardı en azından bir de ''cesaret eksikliği'' demezdik. bir çıkış yaptıysanız tam yapın bari.

    ha bu arada bir fikrim var. eğer böyle ''kapitalistiz, muktediriz, zekiyiz'' diye seri reklamlar yapma düşünceniz varsa, bertolt brecht'i unutmayın.

    "banka soymak banka kurup işletmekten daha ahlakidir" demiş brecht. laf aramızda, size dokunduruyor bence. onu da emo yapın, saçları uzatıp gözünü kapatın.
hesabın var mı? giriş yap