• şu "evleneceğin kişiyi görünce elin dilin bağlanırmış" sözü doğru mu diye akla getiren olaydır.
    yani bunu diyeni çok duydum ama bence ya ben geç farkediliyorum ya da karşımdaki adamın elini dilini bağlamak çok zor.
    erkek evleneceği kadını dakikasında anlıyorsa, kesin ulaşamayacağı kadar güzel, zeki ve başarılıdır. o yüzden hissettiği duygu sadece hayranlık olarak kalacaktır önce bunda mutabık olalım.

    (bkz: evleneceği erkeği anında anlayan 35 yaşında kadın)
  • başıma gelendir..

    12 yıldır karımdır..

    iki evlat vermiştir..

    hala deli gibi aşığımdır..

    sen sadece bende dur kadın, ben sana hep aşık kalırım..
  • büyük yetenek. ben ancak alacağım karpuzu ilk bakışta anlıyorum. hiç de sekmedi. zerre kelek yok.
  • böyle bir hafif rüzgar eser ,bazen evlenemeyeceğin bir ütopya olarak gelen kadında da olur bu.
    o yüzden çok zorlamayın ,su akar yolunu bulur.
  • mümkün olabilirse de boşanma konusunda zamanlama o kadar iyi çalışmaz. hep gereğinden uzun sürer evlilikler.

    (bkz: louis c k)
  • güzel bir duygu olsa gerek
  • geldi abiler ama sevgilisi var ben onun için arkadaştan bir tık üstte sevgiliden bir tık altındaydım
  • var böyle bir şey. hatta "35'imize geldiğimizde bu kafada kimseyi bulamazsak evleniriz lan biz aslında" falan deyip gülerken, bir baktık evliyiz amk. yani daha anlatırım da, şimdi burada romantizm rüzgarları estiren vıcık vıcık bir entry'ye imza atmak istemiyorum.
  • kaderinizin değişeceğini anladığınız andır.

    9 sene önce bir adana-istanbul uçuşu için havalimanına gelmiştim. valizimi teslim ettikten bir süre sonra biniş kartımı alıp güvenlikten geçmek için sıraya girdim. tam o sırada uçağımızın rötar yaptığına dair bir anons geldi. "ulan korktuğum başıma geldi" diyerek üzgün, daha doğrusu bezgin bir suratla yerime döndüm.

    daha sonra sıradaki herkes gibi bilgi almak için bilet ofisine hücum ettim. verilen bilgiye göre bizim sefer son seferden sonra yapılacaktı ve uçuş için neredeyse 6 saat beklemem gerekiyordu. içimden küfürler ederek boş bulduğum ilk koltuğa oturmak üzereyken onu gördüm.

    1.65 boylarında, koyu sarı saçları ve mavi gözler... belki çok seksi değildi ama o kalabalığı izlerken yüzünün aldığı telaşlı ifade ile inanılmaz tatlı bir kızdı. tahminim benimle aynı yaşlardaydı. içimden "bir mucize olsa da tanışsak" diye düşünürken o mucize oldu ve benim olduğum tarafa doğru gelmeye başladı.

    ben bana doğru geldiğini görünce ilgimi ve heyecanımı belli etmemek için başka tarafa döndüm ama nafile. bir yandan da onu göz ucuyla kesiyorum acaba yanımdaki tek boş koltuğa oturacak mı diye. ve geldi yanıma oturdu. içimden "olum bi bahane bul konuş" diyorum ama dilime de söz geçiremiyorum bi türlü. o sırada kız sanki iç sesimi duymuş gibi birden bana dönüp "ya siz bilgi alabildiniz mi uçak kaça alınmış?" diye sordu. soruş o soruş...

    gece 11.35'de uçak kalkana kadar konuştuk. istanbul'da yaşıyormuş, öğretmenmiş, görevinin ilk yılıymış falan filan. nasıl geçer diye düşündüğüm rötar süresi rüzgar gibi geçmişti. ardından o dönem zaten istanbul'a sık sık geldiğim için orada görüşmek üzere sözleştik ve numarasını aldım.

    sonra ne mi oldu? hep konuştuk, hep görüştük, sevgili olduk, nişanlı olduk, evlendik, atandı yanıma geldi ve şu anda içeride üç yaşındaki oğlumuzu uyutmaya çalışıyor. ilk gördüğümde yaşadığım o yakınlık ve sıcaklık boşuna değişmiş, resmen allah hissettiriyor...

    şaka amk kız bilerek yanlış numara vermiş başından atmak için. bi daha görüşemedik.
  • cool story olmuş
hesabın var mı? giriş yap