• ayaklarınızı dünyadan kesmenin değişik bir yolu. misal boyalı şekerler ve teflon tava gibi kansorejen içeren maddeler kullanmak da uzun vadede ayaklarınız dünyadan kesebilir. ama nedense bu yöntemler dost meclislerinde eroin kadar cool, eroin kadar hay sayılmamaktadır.

    çünkü efendim eroin, eşiniz dostunuza (tabi kaldıysa o saate kadar) morarmış ve şişmiş cansız bedeninizden nasıl kurtulacaklarını kara kara düşünme fırsatını verir. bir gün ansızın, aşırı dozdan, kötü maldan, vucudunuz bi süredir talimsiz olduğu için filan çat diye ölüverdiğinizde, etrafınızdaki insanlar sizi bir hastane kapısına bırakıp kaçmak için bahaneye bakacaklardır. büyük bir ihtimalle kendileri de hay olacakları için, siz iyice şişip, soğumadan öldüğünüzün bile farkına varmayacak, sonra komşunun kapısını tıkltıp 'bizim arkadaş biraz fenalaştı' diyeceklerdir.

    siz bu kadar cool ve hayat dolu iken nasıl olup da çat diye öldüğünüzü henüz anlamamışken, mekanınızı ziyaret edecek olan polislere, hakkınızda 'skis sesi mi geliyordu evinden? fahişelik mi yapardı?' sorularını sorma hakkını da verecektir üstelik eroin. ki zaten çoktan namınız mahalleyi tutmuş olacaktır. gece yarıları tecavüze gelen, soyguna gelen, artık fena halde hay olduğunuz için ne diye geldiğini bile bilmediğiniz adamların eline düşmüş olacaksınızdır hali hazırda.

    'fak dı sistım' diyenlerin tercihidir eroin. ama sistemi değil ananızı sker.
  • eroin = morfin + 2 asetil grubu
    artısı sayesinde beyin kan bariyerini saf morfine göre daha hızlı geçer,
    sonra morfine dönüşüp, beyindeki µ-opioid reseptörlerine bağlanır.
    beynin acı, zevk, haz, mutluluk vs.'yi düzenleme amacıyla kullandığı maddelere (bkz: opiate) (bkz: endorfin) çok benzer bu bok.
    onların reseptörlerine bağlanıverir. bunun sonucunda dopamin salınımı artar.
    böylece doğal olmayan bir şekilde euphoric, kaygı-ağrı giderici, orgazmik etkiler hasıl olur.
    kullandıkça µ-opioid reseptörlerinin sayısı azalır. ayrıca vücut bu opiate bolluğunda doğal dopamin üretimini azaltır.
    sonuçta uçmak için daha fazla eroine ihtiyaç duyulur.
    eroin kullanımı arttıkça reseptörler daha da körelir, vücut doğal dopamin üretimini daha da azaltır.
    bir noktadan sonra sadece "normal" hissetmek için maddeye ihtiyaç duyulmaya başlanır.

    beyin kimyanızı sikmeyin derim.
  • pisliktir. intiharla eş anlamlı bir maddedir. fiziksel bağımlılığı çok güçlü bir maddedir. icad edeni de, satanı da, kaçakçılığını yapanı da, insanları buna alıştranları da gözümü kırpmadan ellerimle boğarak öldürmek istediğim bir maddedir aynı zamanda. ya da daha güzeli onlara da bu maddeyi verip yavaş yavaş ölmelerini beklemek de olabilir. evet bu konuda acımasızım.

    kesinlikle denenmemesi gereken bir maddedir. bırakılmadığı taktirde sonu kesin ölümdür ve ölümden de beter bir yaşam.

    ucuz olduğu için kolay başlanılır buna, 20 liralık mal yeni başlayan birisine bir hafta yeter. ama sonu şuna varacaktır, günlük 200 tl lik mal ihtiyacı. bu parayı sağlamak mümkün olmadığı için bu aşamaya gelen bağımlılar hırsızlık, torbacılık, fuhuş dahil olmak üzere her şeyi yaparlar. istisnası yoktur. bir süre sonra madde ihtiyacı artacaktır ve bu parayı sağlamak çok zengin değilsen mümkün değildir. zengin olsan da farketmez bu sefer de kullanımdan öleceksin.

    ancak kurtulmak imkansız değildir, iyi bir tedavi ile mümkündür. mevzu tekrar başlamamaktır. aynı zamanda bana uzman psikiyatristin söylediği şudur. sendrom bu madde beyindeki keyif alma bölümünü yok ediyor. ve bırakılsa bile aradan 5 sene bile geçse artık kişi hiç bir şeyden keyif alamaz hale geliyor. işte bu yüzden tekrar başlıyorlar zaten. ancak ülkemize yeni giren tedavi yöntemleri ile bunun da önüne bir anlamda geçmek mümkün.

    tedavisi için semptomaptik tedavi yetmez. kişiyi bunu kullanmaya iten nedenleri ortaya çıkartıp kişinin bu madde olmaksızın hayattan zevk almasını sağlamaktır. bu iş, sanat, iyi bir aile düzeni, sevgi olabilir. ama medikal tedavi de şarttır.

    internette bu maddenin adı aratıldığı zaman çıkan ilk sitelerden birisi ekşi sözlük. o şekilde bu sayfaya ulaşan varsa söylemek istediğim şudur: asla ama asla başlamayın, denemeyin, ölümden de beter bir dünyanın içine girersiniz. bir şekilde başladıysanız da bırakın. inanın bu imkansız değildir 10 senedir temiz olan işine gücüne bakan örnekler az değil. ya sonu ölüme giden, hırsızlık, torbacılık, fuhuş ile başlayan bir dünya ya da tertemiz bir dünya. kararı siz verin. çünkü maalesef bunun ortası yok.
  • "adını hepimizin bildiği meşhur bayer ilaç firması 1897 yılında bir ilaç keşfedip tescil ettiriyor. müthiş ağrı kesici özelliği olan ilaç, bir yıllık fare testlerinin hemen ardından, kanser, tüberküloz ağrıları için zaman kaybetmeden piyasaya sürülüyor. hikâyeye göre, bayer’de çalışan bir mühendis, keşfettikleri ilacın insan bedenindeki etkilerini tam anlamak ve bir test sürüşü yapmak için, ilacı damarına enjekte ediyor, ilacın etkisindeyken de “kendimi kahraman gibi hissediyorum” diyince, bunu duyan diğer ayık kafalı mühendisler ilacın adını “hero’in” koyuyorlar…

    ilaç niyetine yasal satılan uyuşturucular dünya farmakoloji tarihinin bir parçası. meşhur doktorumuz freud’un çocuk, genç, yaşlı demeden tüm hastalarına senelerce “kokain” yazdığı bilinen bir gerçek. tıpkı, şimdi ilköğretim kantinlerinde de bulabileceğimiz ectasy isimli üzeri rölyefli hapların seneler önce türkiye eczanelerinde “mucize zayıflama hapı” diye satılmaya başlaması gibi.tüm dünyada mucizevi olarak karşılanan eroin isimli ilaç, kısa sürede amerika ve avrupa’da bir bağımlılar ordusu yaratıyor. ortalık eczaneleri, ilaç depolarını yağmalayan eroin bağımlılarından geçilmez hale geliyor. batı dillerinde adı heroin olan bu ilacın osmanlı’ya eroin olarak gelmesini h’leri yutan bir trakyalı türk tarafından getirtildiği iddiası üzerine yaslayabiliriz ama adı ve gelişinden ziyade osmanlı’ya öyle bir geliyor ki eroin, gitmek bilmiyor…eroin saf morfinden yapılıyor, morfin ise afyondan. ve o vakitler, dünyanın en kaliteli afyonu, anadolu’da yetiştiriliyor. 62 vilayette düzenli afyon ekimi yapmakta olduğumuz yıllar. birinci dünya savaşı’nın hemen öncesi…tam o tarihlerde yeni icat edilen eroinin de ağır sonuçları görünmeye başlayınca, tüm dünyada afyon ve afyondan üretilen maddelere karşı sert bir kampanya yürütülmeye başlıyor. elbette, afyon üzerinden büyük rantlar sağlayan ülkeler, bu kampanyaları yalanlıyor, gereksiz buluyor. örneğin ingiltere, afyon üretiminin sınırlandırılmasını onaylarken ticaretinin sınırlandırılması konusunda büyük direnç gösteriyor.ancak, tüm dünyada büyük yankılar uyandıran doktor raporları ve özellikle eroin karşısında oluşturulan konsorsiyum çalışmalarıyla, 1912 yılında lahey afyon sözleşmesi diye bilinen sözleşme imzalanıp, eroin üretimi tamamen yasa dışı ilan ediliyor. ingiltere afyon üretimine sınır getirilse de, satışına getirilmemesi için ne kadar dirense de kararı değiştiremiyor…osmanlı ise, lahey’e delege bile göndermiyor. 1914’te yapılan ek protokole ise delege gönderse de imza koymuyor.sonrası dünya savaşı… sonrası kurtuluş savaşı…gerçi, sevr anlaşması ile konu osmanlı’yı da bağlar hale geliyor ama anadolu’da hiçbir yasal düzenleme yapılmıyor ve anadolu dünya afyon ticaretinin merkezi haline geliyor… arjantin’inden, japon’una, italyan’ına kadar tüm dünyadan uyuşturucu tüccarları istanbul’u mesken ediniyorlar. istanbul bir uyuşturucu cenneti haline geliyor. afyon ticareti serbest, üstelik de en kalitelisi.milli mücadeleyi kazanıyoruz. ilk hükümetimiz kuruluyor ve yabancı sermaye hükümetimize , topraklarımızda “eroin fabrikası” kurmayı teklif ediyor.1926 yılında hükümetimizin aldığı bir kararla, japon bir firma ile ortak, bugünkü taksim divan oteli – taşkışla mevkiinde mecidiye kışlası olarak bilinen yere tarihimizin ilk “eroin fabrikası” kuruluyor.

    -t.c. uyuşturucu maddeler inhisarı tarafından toz ve ekstre halinde satışa sunulan morfin şişeleri-
    tüm modern dünyada yasak ama bizde yasal olan eroinin getirdiği kazanç ve ekonomik hareketlilikle, taze cumhuriyetimiz bir uyuşturucu cenneti haline geliyor.1929’da ikinci eroin fabrikamız, eyüp’te haliç kenarına kuruluyor. adı; “eczayı tıbbiye ve kimyeviye” – etkim.yine aynı yıl, üçüncü eroin fabrikamız kuzguncuk’ta “türk ecza-yı tıbbiye ve kimyeviye şirketi” – tetkaş – adı altında kuruluyor. kurucuları arasında kurtuluş savaşı kahramanı ismail hakkı’nın da bulunduğu şirketin yönetim kurulu başkanı zamanın tbmm başkan vekili ve trabzon milletvekili hasan saka (1947’de başbakan).bu yıllarda, türkiye’nin 27 sanayi kuruluşu var ve bunlarının tamamının yıllık kârı 2 milyon tl düzeyinde seyrederken, eroin fabrikalarımızın cirosu 15 milyon tl. aylık bir milyon bağımlının ihtiyacını karşılayacak kadar ve en kalitelisinden eroin imal ediliyor o sıralar genç cumhuriyetimizde.
    bu dönemde inanılmaz ucuz olan eroin toplumun her kesiminde kullanıcı bulmaya başlıyor, iç pazara satışı yasak olan ama denetlenmeyen madde, fabrika çalışanlarından başlayarak tüm ülkede bir bağımlılar ordusu yaratmaya başlıyor.içte durum böyleyken, dışarıdan tüm dünyadan gelen ambargo tehditleri, yasal zorlamalar, dayatmalara rağmen türkiye üretime devam ediyor, 1930’a gelindiğinde dünya gazetelerinde mustafa kemal atatürk ve ismet inönü uyuşturucu satıcısı olarak resmediliyordu. mustafa kemal bu işe bir son vermek istese de mecliste eroinden kasasını dolduran milletvekilleri nedeniyle fabrikaları kapattırıp, eroin üretimini yasadışı hale getiremiyordu.şubat 1930’da new york’ta yakalanan alesia isimli bir gemide türkiye’den yüklenmiş 500 bin dolarlık saf morfin ele geçiyor. tam bu sıralarda da kurtuluş savaşımızın kahraman gemilerinden pierre loti, lamartine, bulgaria, vesta gibi gemiler tüm dünyada uyuşurucu kaçakçısı gemiler olarak fişlenmiş bulunuyordu. ekim 1930’da londra’da düzenlenen konferansa türkiye de heyet gönderdi, amaç uluslararası arenada eroin yüzünden darmadağın durumda olan imajı düzeltip, milletler cemiyeti’ne girebilmenin çarelerini aramaktı. ancak konferansta, türk heyetinin yaptığı hatalarla dünya uyuşturucu kaçakçılığının merkezinin, türkiye’nin yasal eroin ticareti olduğu belgelendi.artık tüm dünya’da türkiye adı eroinle birlikte anılmaktaydı. 1931 yılında mustafa kemal cenevre’de türkiye’nin uyuşturucu trafiğinin ana konu olduğu toplantıya bir heyet gönderdi. heyetin başında eroin fabrikaları yönetim kurulu başkanı hasan saka vardı. hasan saka, eroin rantının tepesinde oturan isimlerdendi ve tamamen üretimi durdurmaya yanaşmıyordu. bunun üzerine toplantıdan genç cumhuriyete ağır ambargolar uygulanması yönünde bir karar çıktı. türkiye köşeye sıkışmıştı.1933’e kadar göstermelik azaltmalar ve göstermelik eroin taciri tutuklamaları, sınır dışı etmeleriyle fabrikalar üretime devam etti.1933 yılında bir gün mustafa kemal ani bir şekilde kabineyi toplayıp “eroin fabrikaları kapanmıştır” açıklamasını yapıyor, direnmelere rağmen karar halk fıkrası tarafından onaylanıyor. mustafa kemal’in gücüne karşı bile sıkı muhalefet gösteren eroin lobisi kararın yasalaşmasını bir yıl kadar daha erteletmeyi başarıyor. ve türkiye’nin yasal eroin fabrikaları bir takım meraklılar konuyu kurcalayana kadar tarihe gömülüyor…"

    konuyla ilgili kitaplar:
    overdose türkiye – f. cengiz erdinçtaklamakan – serap bengü

    kaynak
  • kullanan kisilerde kisilik onur karakter diye bir sey birakmaz ya zamanla yada daha dogrusu o ozel ve kotu anlarda ve veyada zaten eroine baslayanlar zayif karakterli insanlar diyede bir tum genellemeler yanlistir genellemesi yapa biliriz

    bir muhtet cakmamis eroine acligi hisseden birinin (ki ne zamandan beri kullandigida onemli bir kriterdir)
    burnunun onunde 1 gramlik poseti sallayin istediginizi yaptirirsiniz istediginizi eninde sonunda yapacaktir bu kisilerden dost olmaz cunku yine o bir gram icin gozlerini kirpmadan satarlar sizi harcarlar hic cekinmeden anne baba kardes ne olursun ol fark etmez ihtiyaci olan bir junky ye asla guvenemezsin

    en boktan rezil kullanani rezil eden bitiren cokerten maddelerden birisi kullanan birisini kendinize arkadas veya sevgili olarak sectiyseniz yandiniz demek ha eger birakmasi icin cabalayacam yardimci olacagim diyorsaniz iyi guzel bir davranis ama isinizin ne kadar zor oldugunu asla unutmayin ha fark etmez benim icin kullanip kullanmadi ben takilirim yaninda diyorsaniz yine is zor kolay degildir sevdigin insanin tukenip kaybolmasini izlemek namaza duruslarda agizdan salya akisini izlemek salak salak ifadeyle yuzundeki yara bereyi kasimasini seyretmek kotu gunde mal almaya gidip saticinin kopegi olusuna tanik olmak para bulamadiginda size yalvarmasi bilerek vermediginizi soylemesi bir kufur edip bir ayaginiza kapanmasi aglayarak nolur yardim et diye ve son care olarak artik eski filtreleri toparlayip onlari sulayip tekrar siringaya cekip sahte ve yetersiz bir doyuma ulasmasi (bkz: eski filtre junky nin kara gun dostudur) sonra yine kacinilmaz cokus ve bir onceki gunler allahin belasi diyerek hayatindan sildigi tum yavsaklari teker teker telefonla arayip dilenmesi kiclarina girmesi bir gram mal icin ve evet boylede harika arkadas iliskileri olur bunlarin parali gununde 10 gram mal almis cakal junky icabinda bunun 5 gram ini oralet (almanyada bir oralet vardi favori idi uzatmakda renk uyumu olsun yogunluk ve toz sekli olsun) ile uzatir (almanyada uzatmak deniliyor strecken yani malin icine orolet ve veya baska uygun madde karistirarak 5 gramdan icabinda 10 gram yapmak) ve bu boktan karisimi sevgili dostlarina satar kendisi icin mal parasi cikarmak ugruna yukarda bahsettigim satislara maruz kalmayi sevdicek olarak sizede yapilacagini bunlari gorerek anliya bilirsiniz (ve ufaktan ufaktan guveninizin kaybolmasi) ki satacaktir kacar yolu yok tartida bir gram eroin sizden agir gelecektir ha illa bu satislar cok agir olum kalim seklinde olmaya bilir adamina gore bagimlilik evresine gore degisir ama yinede size koyacak olmasi kesindir ... ileriki zamanlarda artik maf olmus hayat ve fizik ortaminda bir muhtet cakamamis maymunlari oynamis ve sonunda yine eline mal gecmis nezle burnu akar bir sekilde artik davul gibi sismis kollarinin bir orasina bir burasina ifadesiz bakislarla igneyi batirarak (ki kol artik sunger gibi olmustur batirir batirir cikarir sanki olu bir seye sokuyor) yarim saat damar arayisini izlemek adamina gore eglenceli olmaya bilir bunlari gormek yasamak tukenisini izlemek sizide tukete bilir

    bagimli yapanlardan en boktan uyusturucalardan birisidir bu madde hakkinda butun soylenenleri bilerek baslamak salakliktir pasiflestiren bitiren bir seye baslamak otesi yok bunun bagimli yapan madde kullanmak zaten salakliktir

    sonucta hic bir seyin kontrolu altinda olmak istemeyiz degil mi ne kader ne tanri nede her hangi bir madde
  • rengi beyaz değildir. her toz gibi suda erir ama suya karıştırıp içildiğinde veya içirildiğinde bir işe yaramaz. kullanım şekilleri farklıdır burundan çekilebilir, sigaranın içinde içilebilir, alümiyum folyada yakılarak dumanı içine çekilebilir ve damardan enjekte edilebilir. ilk içimlerde aşırı mide bulantısı yapan madde sürekli kullanıldığında mide bulantısı keser. kullanıcıda gözle görülen etkileri aşırı terleme, algılama bozukluğu, sebebsiz cesaret, uyku hali ve aşırı durgunlutur. dünyada ilaç olarak satılan ilk uyuşturucu olmasının yanı sıra bağımlılık derecesi çok yüksek bir maddedir. eroin kullanıcılarında en büyük tahribat sinek ısırmasından oluşan bir yaranın bile çok geç iyileşmesidir. tedavisi kullanıcının kendi elindedir, maddenin bağımlısı her seferinde dozajı artırmak sureti ile kendisini ölüme sürükler. altın vuruş tabiri buradan gelmektedir. gerçekte altın vuruşu kullanıcı bilerek yapmaz madde altın vuruşa sürükler kullanıcı altın vuruş yaptığının farkında bile olmaz.

    eroin krizlerinde kullanıcıya sakinleştirici verilmelidir. krizler çok ağır ve sancılı olduğunda rivotril 2 adlı hap krizlerin önüne geçmektedir fakat bu seferde bu hapı bırakmanın yoluna başvurulmalıdır.

    dünyanın en agır uyuşturucusu olmasının yanı sıra bırakılması zor bir uyuşturucudur. bir yakınınız veya kendiniz kullanıyor iseniz bırakmakta istiyorsanız unutmayın ki tedavi amaçlı hastane başvurularında herhangi bir yasal işlem uygulanmamakla beraber nerden buldun kimden aldın gibi sorular sorulmamaktadır.
  • sakasi olmayan sey, direk olarak birinci elden mahalle arkadasi uzerinde yillar once gozlemlenmistir ki, degisik bir insan yaratir, ar, namus,anne, es gibi kavramlari lugattan kaldirir.yoksunlugunda esini gece gelip yari ciplak sokakta para icin komaya sokacak ve kemiklerini kiracak hale getirir. gece anne evine dayayip ulan oraspu para ver evi sat benim hakkimi ver dedirtir ve sonunda kisiyi halic kenarinda olu buldurup 4 kisi ve bir imamla cenaze namazina davet eder.
  • chp iktidarı döneminde herkes eroinman olsun diye değil, güçlü bir ağrı kesici etkinliği olan morfin üretimi artırılmıştır. bir savaş durumunda kolu bacağı kopan askerlere uygulanabilecek en hızlı ve en etkili ağrı kesicidir.

    morfini ağrı kesici özelliği amacıyla, doktorların kontrolünde kullanmak üzere üretirseniz ilaç üretmiş olursunuz, keşler damardan vursun uçsun diye değildir o tedarik. bu durumun eroinman yetiştirmek olduğunu sananlar başbakanın yanına danışman kadrosu boşaldığında hemen başvursun.
  • kullanan insan anlatır,
    "vücut direnç kazandıkça dozajlar yavaş yavaş artar çünkü belirli bir süre sonra o ilk aldığınız dozlar yetmemektedir.
    aşırı dozdan ölüm ise zannedildiği gibi birden bire kendi kendine normalinden çok daha fazla yüklenmekten olmaz (tabii teorik olarak olurda aslında kimse yapmaz). aşırı doz un olayı mesela düzenli kullandın belirli bi doza kadar çıktın sonra ya parasızlıktan yada ailenle takılmak zorunda kaldığın 2 veya 3 haftalık bir süreç için hiç bulamadın. sonra geri dönüp son kaldığın dozdan alırsan vücut o ara antremansız olduğu, epeydir eroin görmediği için bunu kaldıramaz. işte aşırı dozdan gitme durumu genelde böyle gerçekleşir. kendine dikkat edersen belirli bi düzen tutturursan
    sağlığından olursun, hayatın kararır, insan posası haline gelirsin ama ölmessin"
  • diasetil morfin, ilk kez 1874 yılında morfinin asetillenmesi ile elde edilen bir alkaloittir. 1898 yılında bayer firması tarafından ağrı ve öksürüğe karşı ilaç olarak piyasaya sunulmuş, yıllar sonra bağımlılık yapıcı etkisi nedeniyle yasaklanmıştır. saf eroin, acı tadda beyaz bir tozdur. yasadışı eroin içerdiği safsızlıklar yüzünden kahverengi, krem hatta siyaha yakın renkte olabilir.

    yıllar önce ev arkadaşımın sevgilisinde vardı bu illet. tedavisi çok zor ve uzun bir süreç. tanıdığımda 1 aylık yatılı tedaviden sonraki altıncı ayındaydı ve hala idame dozu olarak eroine yapıca kimyasal benzerlik gösteren bir ilaç kullanıyordu. "iyileşti sayılır" demelerine rağmen orada kaldığım iki ay boyunca hatırladığım kızcağızın sürekli biryerlerde (koltuğun kenarında, duvarın dibinde, koridorda) karanlıkta çömelip tırnaklarını kemirerek saatler geçirdiği. bağımlılığı hakkında kendi ağzından duyduğum tek değerlendirme ise şöyle idi: "her boku ye, bu boku yeme".
hesabın var mı? giriş yap