• yaa ayşe arman'a verdiği röportajı okudum çok da samimi buldum.. seri üretimden çıkmış bir android gibi değil de gayet sen ben gibi konuşmuş. hiçbir şeyi kalmamış bir insanın çaresizliğini görüp üzüldüm bile. aldatılan bir erkeğin hissettikleri tam da böyle olur.
    hissettiklerinden dolayı veya aldatıldığından şüphelendiğinde yaptıklarından dolayı kimse yadırgayamaz yadırgamamalı bu adamceğizi. hah belki kınarsın işte karısı hakkında böyle bir röportaj verdi diye ama bu bile herşeyini kaybettiğin bir dönemde aldatılmanın verdiği sinirin insanı çocuklaştırmasından. bu bile tolore edilebilir bir hareket olmalı biz üçüncü şahıslar tarafından.

    hah bu adamın acısı daha çok uzun süre geçmez ve umarım sadece bu röportajla kalır yaptığı hata.
  • sifiri goren bir insanin her seye saldirisini sergileyen adam. etegindeki tum taslari dokmesine hic de sasirmamali.
  • lan ben de bi' kaç kişi adama giydirince "kim bilir ne yaptı yine?" diye önyargılı fikirler edindim. (yine diyor oluşumun sebebi de stad inşaatını mahvetmiş olmasıdır.)

    ilişkileri üzerinden detay verip tartışacak değilim. ancak yaşadıklarını ben yaşasaydım o'nun kadar modern olamazdım ve böyle bir ropörtaj için aylarca beklemezdim.

    siz "beni.... beni, beni..." diye kafayı sıyırıp intihar eden bihter'i ayakta alkışlayın, bu adam her şeye rağmen karısının peşinden koşunca takdir etmeyin. sevgiliniz sizi sadece terk edince dağılıp ekşi sözlük'te feryat figan edin ancak karısı, işi, yuvası elinden uçup gitmiş adam depresif ruh haliyle bir-iki kelam edince yuhalayın.

    stad yüzünden nefret etmiştim bu adamdan... ropörtajından sonra ise kimden nefret edeceğimi bilemiyorum...
  • eğer ayşe arman ile yaptığı görüşmede anlattıkları gerçekse, oldukça medeni bir insanmış, ben o arabistan'ın uğur dündar'ı denen herifin peşini çükünden tavana asmadan bırakmazdım.
  • stadyum konusunda başarısızlığından söz ediliyor. başarısızlığı ilk başta kendi çapına bakmadan böyle bir işe kalkışmasında yatıyor. finansörleri bir gecede kayıplara karışınca * çöktü gitti tabi. sosyetik otel mimarı olarak neyine gerek senin koca stad işi.

    diğer konu özel hayatı... 14 yıllık eşi, dünyanın değişmez kuralı 'kadınlar güce tapar' mottosuyla ellerinden avuçlarından gözlerinin önünde kayınca bir diğer değişik kural 'aşk ağlatır dert söyletir' düsturuyla konuşmuş. evet yaptığı doğru değil ama bir de kendinizi yerine koyun. kolay değil, hem de hiç değil.

    burdan bizlerin eleştirmesi kolay. eski kız arkadaşımızı istiklalde başkasıyla el ele görünce o gece uyuyamayan bizlerden bahsediyorum.
  • şu röportajı okuyup da eren talu'yu yerden yere vuranlara sözüm.
    şu olayların yarısı başınıza gelse, cinayet çıkartır ortalığı yıkarsınız.

    bu adama felç inmemiş, bu adam türkçeyi unutmamış ya helal olsun. başına gelenlere içim parçalandı.
    bu memleketin yarısı böyle bir aldatılma durumunda karısını lime lime doğrar be.
  • hakkında ilk defa bir şeyler okuyup hiç de o kadar kötü şeyler düşünmediğim insan. hatta, ilişkiler bir sorundan dolayı bitmeye başlarken, kendisinin de bahsettiği 'sütten çıkmış ak kaşık' tarafı midemi bulandırır asıl. çirkef olabilir ama ikiyüzlü değilmiş.
  • bir kadin olarak empati kartimi kadindan yana kullanacagim.
    (bir erkek olarak yasadiklari cok agirmis, baskasi olsa keser bicermis gibi bir erkek savunmasini kabul etmiyorum)

    erkegin reddedilince, terkedilince nasil sapittigini, kadina zarar vermek icin en zayif noktalarindan vurmaya calistigini, nasil cirkinlestigini, kirdigini ve de hepsini 'seni seviyorum' maskesi altinda yaptigini bildigimden ve defne samyeli'nin bulundugu durumda bulunan bir yakinimin eren talu'vari eski kocasinin ona ve de yakinlari olarak bizlere neler cektirdigini bildigimden bu adama empati besleyemiyorum, beslemek istemiyorum.

    kanimca eren talu'nun muzdarip oldugu tek sey egosu. kirmadan, incitmeden, terkedildigini, reddedildigini hazmedemeyecek olan egosu.
  • çirkef de değil iki yüzlü de değil. karısı (bkz: defne samyeli) öyle yaptıklarından sonra öyle tazminatlı mazminatlı boşanma davası açarsa, yapmak zorunda olduğu şeyi yapmış gerçekleri anlatmış. buna kızan karıların tamamı "icabında kocamı boynuzlayayım ama ruh ikizi falan dedim mi ses kesilsin aramızda kalsın" diye içinden kadının seks macerasına hallenen yavşaklardır.

    karısının parası vardır, kendisinin de onca iflasa rağmen kenarda kıyıdaki parası çocuklarını ve muhtaç olacaksa bu kadını ortalamanın üstünde bir hayatı sürdürecek şekilde yaşatır. daha da tazminat diye yırtınmak karı materyalizminin en parlak simgesidir.

    üstelik karıyı da hala seviyor, dönse kabul eder kesin bir süre arıza çıkarır gibi yapıp. yapma kardeşim yapma arkadaşım.
  • sadece insandır desem kafi bir entry olabilecekken mesleki dayanışma adına konuyu açma mecburiyeti hissetmekteyim.

    çok eleştirildiği stad öncesi kariyeri ağırlıklı zaferlerle dolu, mesleki yetkinlik açısından kesinlikle üst düzey olmayan ama herkes tarafından bilinen, tanınan projeleriyle türkiye deki, mesleğimin en popüler ve tanınır isimlerinden biri olan eren talu, bugün benim önüme de gelse hayatta ıskalamayacağım, çoğumuzun da kıçının ölçüsüne bakmadan önüne büyük bir fırsat çıkarsa, "yok aga ben kıvıramayacağım işe girmem" demeyeceği gibi, stad projesine, arkasında sağlam bir klübün kurumsal kimliğini, yanına da kan kokusu almakta uzman yatırımcıları da alarak kendisini bir üst lige taşıyacağını emin olduğu için balıklama atladı. basit bir doğrulama yapmak gerekirse ondan sonra stad projesini teslim alan şirketin en yetkili ağzından, işi yürütmeye başladıktan hemen sonra iki tane daha benzeri stad ihalesinin kendilerine geldiğini ifade eden beyanlarına bakılabilir.

    dolayısıyla yeterli cephanesi olmamasına rağmen stad işine girmesi hata mıdır?evet hatadır ama insani bir hatadır, her birimiz de ayrı ayrı buna benzer hataya düşmüşüzdür ya düşebiliriz.

    son röportajında yer alan ifadelere bakıyorum, hiçbiri için de ben olsaydım kesin böyle söylemezdim diyemiyorum ama meşru da bulmuyorum.

    suçladığım kadın da değil bu durumda, bad'lik amiri nde de dediği gibi suçlu yok, yanlış var.

    ama hikayenin tamamına baktığımda ben hayatı görüyorum, benim de dostlarımın da başına gelebilecek gerçek bir hikaye,

    an education da aldığımız hayat dersinin başka bir versiyonu, hayatta size sunulan kestirme yollar her zaman mutluluk getirmez.
hesabın var mı? giriş yap