5 entry daha
  • ikinci dünya sava$ının sonlarına doğru waffen ss, alman toplumunun sosyal hayatının hemen her alanında etkisi olan, dünyanın o zamana dek görmü$ olduğu en etkin askerlerden oluşan tümenlere sahip çok geni$ ve güçlü bir örgüt haline gelmesine rağmen ba$langıç yıllarında etkileyici olmaktan uzaktı. olu$um a$amasındaki yıllarda, bu en elit nazi organizasyonu sa olarak bilinen eski askerleri ve yer yer sokak serserilerini barındıran kaba-saba sturmabteilung'un emri altındaydı.

    korumalarının münih birahane darbesinde göstermi$ oldukları cesarettten etkilenen hitler muhafız birimini geli$tirmeye karar verdi. stosstrupp adolf hitler içinden tamamen seçkin ve sadık 8 ki$i bu görev için seçildi. bunlar arasında josef berthold ve julius schreck'te bulunuyordu. bu birimin isminin schutz staffel - ss (koruma takımı) olmasını göring tavsiye etmiştir. schreck bu seçkin birimin statülerini belirten bazı prensipler ortaya koydu. ss için seçilecek kişilerin 25 ila 35 ya$ arasında, sabıka kaydı temiz, iyi huylu, sağlıklı ve fiziği güçlü olması gerekiyordu. bu kişiler partiye değil adolf hitler'e sadakat yemini ediyordu. ss ilk komutanı julius schreck, nisan 1926'da itibaren de josef berthold oldu. ilk kurulduğu zaman her bölgede 10 muhafız ve 1 subaydan olu$acak birimlerdi (başkent berlin'de 20 muhafız ve 1 subay olması öngörülmü$tü).

    hitler dikkatini sa'ya çevirdi. franz pfeffer von salomon'u sa'nın ba$ına getirdi. ss kurulmasından rahatsız sa'yı sakinle$tirebilmek için ss'i, sa komutanlığının emrine verdi. ss seçkinliği sa'nın ele$tirilerine hedef oluyordu. 1927'de berthold sa'nın hızla büyürken ss'in sa'nın %10'yla kısıtlanmasından endi$e duyuyordu ve istifa etti. kurallar sa'ya ss'in insan gücü bakımından büyümesini engeleyebilme yetkisi veriyordu. bu sa hakimiyeti ss üyelerinin moralini bozuyordu. berthold'un yerine heiden geçti fakat oda baskıya dayanamadı ve istifa etti. ss günden güne demoralize oluyordu. 20 ocak 1929 tarihinde ss'in ba$ına heiden'in yerine birahane darbesi'nde çatı$malara katılmış olan heinrich himmler geçti. sa onu da kısa sürede devireceğini zannediyordu. himmler yeni görevini çok seviyor, karakteri gereği disiplin, tertip ve düzene çok önem veriyordu. himmler ortaçağ alman tarihine ve nordik sava$çılarına ilgi duyuyordu. fiziksel zayıflığı onun bu tür romantik hayallere kapılmasını kolayla$tırıyordu. ss'i bu üstün germen ırkının canlandırılması için fırsat biliyordu. bu yolda hitler'i ss üyelerini seçerken bu kıstaslara göre hareket etmesine müsade etmesine ikna etti. esasında hitler bu tür kaygıları yoktu, tek isteği kendisine sadık bir muhafız alayının olmasıydı. himmler'in bu ilgisi ileride görüleceği üzere bir çok ss ambleminin bu kuzey mitolojisinin temaları (çift ss'i oluşturan iskandinav alfabesi ve ss tümenlerin armaları gibi) arasından seçilmesine neden oldu. himmler her nekadar sessiz ve sakin biri olarak görünsede mükemmel bir organizatördü ve ss'i hayallerindeki gibi olu$turmaya azmetmi$ti. ocak 1929 tarihinden itibaren ss'e alınacak üyelerin 3 ku$ak önceye kadar saf alman kanı ta$ıdıklarını ispat etmesi gerekiyordu. genel olarak disiplin arttırıldı. hatta himmler'e ss üyelerinin evleneceği ki$iler saf alman olmadıkları durumda evliliği veto etme hakkıda verildi. himmler'in bu elit örgütü üstün ırk temeline oturtması alman toplumu için yepyeni bir olguydu. bugüne kadar alman toplumunun seçkin tabakasına girmek için zengin, iyi eğitimli ve soylu olmak gerekiyordu, bu ise halkta bu tür niteliklere sahip olmaksızın üstün olabilme $üncesinin çok sevilmesine neden oldu. bunu izleyen dönemde ss güçlenmeye başladı. eski freikorps üyeleri ss'e girmek için ba$vurmaya ba$ladılar. hatta sa'ya girip onun kural tanımazlığından ve disiplinsizliğinden hayalkırıklığına uğrayanlar bile hedeflerini ss üyesi olmaya çevirmi$lerdi. nsdap'yi destekleyen orta sınıf ve birçok kişi sa'ya kar$ı iyi duygular beslemiyordu ve ss'in ortaya çıkması bu kesim üzerinde olumlu etkilere neden oldu. üyelik için ba$vuru olmasına rağmen himmler çok seçiciydi ve adaylar arasından en iyilerini kabul ediyordu. 1929 sonunda ss, 1000 ki$iye ula$mı$tı, bir yıl sonra ise bu sayı 3000'i geçti. ss'in büyüyen gücüyle beraber seçkinliği de sa'da kızgınlığı neden oluyordu. sa himmler ve ss'i a$ağıda tutmak için elinden geleni yapacaktı. himmler'in çalı$maları kar$ılık gördü ve hitler ss'i sa'dan bağımsız kıldı. teorik olarak sa komutanlığına bağlı görünsede hiçbir sa lideri ss'e emir veremeyeceklerdi. yine bu zamanda ss yıllar boyunca hatırlanacak o siyah üniformasına sahip oldu. ss'in yapısıda değiştirildi ve sa'nın yapısına benzer $ekilde askeri bir düzene sahip kılındı ve ss'i kısıtlayan kurallar kaldırıldı. bunun amacı ss'in artık sa'yla e$it statüde olduğunu göstermekti (1930). sa'dan iyice endi$elenmeye başlayan hitler bu kontrolsüz $ekilde büyüyen birliğin ne partiye ne kendine hiçbir $ekilde sadakat beslemediğini fark etti.

    bu dönemde nazizmde sıkıntılı bir döneme girmi$ti. rosenberg bol$eviklere kar$ı politika izlereken gregor strasser sovyetler birliğine yakınla$ma taraftarıydı. bu çeki$melerden hitler'in ba$arıyla çıkacağuını hisseden göbbels, hitler'e daha çok $tı. bunun üzerine berlin'e sa ve parti içndeki hitler kar$ıtlarını temizlemek için gönderildiysede bu konuda çok ba$arılı olamamı$tı. zaten 1930'daki sa ayaklanmasıda hem bu ba$arısızlığı hemde sa konusundaki öngörüleri haklı çıkarmı$tı. eylül 1930'da olacak seçimlerin parti için öneminin farkında olan sa'nın 2. komutanı walther stennes seçim öncesini hitler'e kar$ı cıkmak için ideal dönem olarak gördü. eğer parti sa'nın desteğini istiyorsa stennes'in isteklerini kabul etmek zorundaydı: parti yöneticilerinin sa'nın içi$lerinden uzak durması, sa'nın partinin gerçek koruma mekanizması olması ve bu i$ için iyi para ödenmesi, ayrıca sa komutanlarının reichstag'a seçilmeleri için seçimlerde aday gösterilmeleri. hitler, stennes'le görü$meyi bile reddetti. berlin'deki sa ayaklandı ve partinin buradaki merkezini bastılar. olayları anacak devlet polisi bastırabilimi$ ve 25 sa üyesi tutuklanmı$tı. bunun üzerine hitler stennes'le anlaştı. sa'nın nasyonel sosyalizmle bağdaşmayacak ve her an patlayabilecek durumda olduğu ortaya çıkmıştı.hitler işleri biraz düzeltmek umuduyla pfeffer von salomon yerine ernst röhm'ü getirdi. ne var ki stennes berlin'de kendi başına buyruktu, hitler ve röhm'den emir almayı reddetti. bu sefer tekrar berlin'deki parti ofislerini ve parti gazetesiolan der angriff'i bastı. bu olaylara karı$an bütün sa üyeleri parti üyeliğinden çıkarıldı ve bunların aylıkları kesildi. bu i$e yaramı$tı, çünkü partinin paralı askerleri olan bu insanlar gerçek motivasyonları ortadan kalkınca stennes'i yalnız bıraktılar ve böylece isyan bitti. bunun devamında stennes'e bağlı bütün ki$iler partiden ve sa örgütünden tasfiye edildi.

    bu olaylar ss'in parti koruması misyonunu dahada sağlamla$tırdı. gün geçtikçe büyüyen ss 3.000 olan üye sayısı 1932 'de 30.000 kişiyi a$mı$tı. bu dönemde ss'e katılanlar arasında en önmli isim şüphesiz eski deniz subayı reinhard heydrich'ti. sa ile varolan mevcut durumdan ötürü, ss'in parti içi istihbarat ve iç güvenlik örgütüne ihtiyacı vardı. himmler heydrich'le olan görü$mesinde ondan, bu tür bir örgüt yapısı planı oluşturmasını istedi. heydrich'in hazırladığı plandan büyülenen himmler en kısa zamanda bu planı hayata geçirmesini istedi. sonuçta sicherheitsdienst - sd (güvenlik servisi) kuruldu. kısa bir zaman sonra ss casusları almanyanın her tarafına yayılacaklar ve himmler'in gizli devlet polisi alman hayatının bir parçası olacaktı.

    ss artık yükseli$teydi ve sa tehlikesi azalmaktaydı. yakında sa'nın isyankar gücü tamamen kırılacak ve ss hakimiyeti tamamen ele geçirecekti. sosstrupp adolf hitler'in birkaç güvenilir adamından ss gibi deh$etli bir örgüt çıkmı$tı, ne var ki bu daha bir ba$langıçtı. ss, sa'da eksik olan düzeni ve saygınlığı temsil ediyordu.

    silahlı ss, ilk kurulduğunda hayal edilemeyecek $ekilde büyüyordu. bunu paul hausser ve kurduğu okulların etkisiyle açıklayabiliriz. bu noktada üyelerin ordudan ziyade silahlı ss'e katılmaya iten faktörleri incelemek gerekir: silahlı ss askerlerinin sava$ alanlarındaki üstün performansları ve "asker değil sava$çı" zihniyetine sahip olmaları bu faktörlerin sonucudur.

    ss adayları

    birinin silahlı kuvvetlerin her hangi bir dalındansa silahlı ss katılmak istemesinde birçok nedenler vardı. bir örnek vermek gerekirse ünlü komando lideri otto skorzeny hava kuvvetlerine (lutfwaffe) girmek istemi$ ama boyu engel olmu$tur. genellikle nedenler daha seçkin bir organizasyona üye olma tutkusuydu. 1935'te ordu, emredilen 36 tümeni oluşturmak üzere asker almaya ba$ladı. ama çok fazla özel istekleri yoktu. ss ise yüksek standartta asker alıyordu. silahlı ss ve orduya katılanlar arasında 2 önemli fark vardı. silahlı ss gönüllüleri, orduya seçilenlere göre eğitim seviyesi daha dü$ük, fiziksel açıdansa daha güçlü olan adaylardan seçiliyordu. örneğin orduya genelde şehirlerden, ss'e ise daha çok kırsal kesimden olanlar alınıyordu.bunun ana sebebi sorgusuz itaate daha yatkın olmaları ve verilen eğitimleri $uursuz ama gönülden inanarak yapmaları içindi. tabii bu uygulama ss'in diğer kolları ve üst yöneticileri için geçerli değildi. onlar daha çok eğitimli bir sınıfa üyeydiler, yüksek aristokrat kesimden de birçok üyesi bulunuyordu, bir çoğu mühendislik ve sosyal bilimler okumu$tu.

    ikinci fark silahlı ss gönüllülerinin büyük bir çoğunluğunun kırsal kesimlerden gelmesiydi. bu ilk bakı$ta önemsiz gibi görünebilir ama o dönemlerdeki almanya'da $ehir ve kırsal hayattaki farklar apaçık ortadaydı. daha sonra özellikle doğu cephesinde görülecekti ki ss askerleri zor $artlar altında hayatlarını daha kolay sürdürebiliyorlardı. zaten bir askerdeki olması gereken en önemli özellikte zor $artlarda sava$maya devam etmesidir. gerçi sava$ çıktığı zaman ss adaylarında aranan $artlar gev$etildiyse de herzaman orduya göre daha üstün askerlerdi. leibstandarte'nin 1944'e kadar komutanı olan sepp dietrich okul çocukları değil, olgun erkekler istiyordu. sadece 23 ile 35 ya$ arasında adam alıyordu. adaylar en az 1.80m boyda ve mükemmel fiziksel kondisyona sahip olmalıydılar. sabıkası olanlar ve aryan olduğunu kanıtlayamayanlar kabul edilmiyordu. hatta sava$tan önce dietrich'in di$inde dolgusu olanları dahi almadığı söylenir! dietrich alayının seçkinin seçkini olmasını istiyordu. gerçektende diğer ss tümenleri arasında leibstandarte adolf hitler'nin ayrı bir yeri olmu$tur.

    silahlı ss'te erler için 4 yıl, astsubaylar için 12 yıl ve subaylar için 25 yıl zorunlu hizmet vardı. subay eğitimi almak için 2 yıl er olarak görev yapmı$ olmak gerekmekteydi (tabii ki ordudan gelmi$ olanlar için bu kural geçerli değildi). katı fiziksel, ahlaki ve ırksal beklentiler olmasına rağmen gönüllü sıkıntısı yoktu, ne var ki genel olarak sava$ tecrübesi yoktu, yeti$mi$ tecrübeli subay sayısı yetersizdi. bu da sava$ın başlangıcında (polonya ve fransa seferleri sırasında) kayıpların yüksek olmasına neden oldu.

    askeri eğitim

    ilk ba$larda eğitimler alayların kurulduğu $ehirlerde ilkel barakalarda yapılıyordu. totenkopf dachau'da, grossdeutschland münih'te ve germania hamburg'ta eğitimlerine ba$lamı$lardı. subay adayları daha sonra eğitim için bad tölz ve brunswick okullarına gidiyorlardı. ss askerlerini eğitmek için hausser iki çok tecrübeli subayı yanına aldı: felix steiner ve cassius freiherr von montigny. steiner 1. dünya sava$ında subaydı ve stosstruppe (hücum birlikleri) adındaki elit piyadelere komuta etmi$ti. ss askerlerininde bu tarz bir stilinin olmasını istiyordu. stosstruppe bugünün özel kuvvetlerine benzetilebilir. bunlar ağır silahlı küçük gruplar halinde sava$acaklardı. silah, cephane, su ve üniformalarından başka birşey ta$ımayacaklar, bu da onların hareket kabiliyetlerini artıracaktı. işte silahlı ss grenadierlerinin stili bu olacaktı: ön hat askerleri. von montigny 1.dünya sava$ında u boot kaptanlığı yapmı$ daha sonra totenkopfverbände'ye katılmı$ disipline çok önem veren bir komutandı. steiner ve montigny sıkı, dü$manına merhametsiz ve yüksek disiplinli bir ordu yaratmaya ba$ladılar. bu eğitime siyasal ideolojik doktrin eklendi. bunun sonucu bu askerler insan hayatına önem vermeyen, verilen görevleri yerine getirmeye çalışan mükemmel savaş makineleri haline geliyorlardı.

    günlük rutin sabah 06'da başlıyordu. sabah kahvaltıdan önce ko$u yapılıyor, sonra günün programı için hazırlık yapılıyordu. eğitim içerisinde en çok silah kullanımı vurgulanıyordu. askerler ilk önce silahlarını sökmeyi temizlemeyi ve yeniden kurmayı öğreniyorlardı. bu i$lem sınıflarda geni$ çizimlerle ayrıntılı olarak anlatılıyordu. bu i$lemler askerler silahlarını gözleri kapalı söküp takmayı öğrenene ve herbir parçanın işlevini kavrayana dek sürüyordu. silahları üzerine uzmanla$ınca atı$ sahasına gidiliyor, gittikçe artan mesafelerdeki hedeflere atı$ talimleri yapılıyordu. silah üzerine yetenek ve geli$me göstermeyenler tıbbi hizmetlere ve diğer görevlere atanıyordu (memur, $oför, a$çı gibi çünkü ss'inde her ordu gibi bu tarz uzmanlıklara da ihtiyacı vardı). silah öğrenimi tamamlandıktan sonra piyade taarruz tekniklerinin öğrenilmesine geçiliyordu. eğitimciler saldırının çabucak ve mümkün olan en az kayıpla kazanılması için agresif, hızlı ve yırtıcı olunması gerektiğini vurguluyorlardı. süngü hücumları ve silahsız sava$ teknikleri de bu safhada öğretiliyordu. sava$çı ruhu daha agresif kılmak için boks te$vik ediliyordu. iç güdüsel canın yanma ve dövülme korkusunu a$mak için boks idealdi. çünkü burada kişi ilk yumruğu attığında kazanabileceğini deneyerek öğrenebiliyordu. aslında tüm spor çe$itleri ordudakine kıyasla silahlı ss'in eğitim programında daha çok yer kaplıyordu. sporlar zihinsel rahatlama getirdiği gibi fiziksel yapıyı ve refleksleri güçlendiriyordu. dinlenme saatlerinde radyo dinliyorlar, mektup yazıyorlar, kitap okuyorlardı. ama en önemlisi üstleri tarafından satranç oynamaya te$vik ediliyorlardı, çünkü bu uğra$ı onların zihinsel esnekliklerini artırmaktaydı. belirtilenler az veya çok orduda ve ss'te aynıydı. fakat ss askerleri ordudan farklı olarak, en az haftada 3 gün ideolojik eğitim almaktaydılar. bu seminerlerde nsdap'nin politikaları anlatılıyor, ss ırk üstünlüğüne dayanan felsefesi empoze ediliyordu (bu eğitimlerin sonucu kendilerini übermensch - üstün insan, yahudilerle rusları ve komünistleri ise untermensch - alt sınıftan insan olarak görüyorlardı).

    ideolojik eğitim sonucunda ss askerleri, dünyayı yöneteceği öngörülen yeni aryan düzenin misyonerleri olduklarına inanıyorlardı. dü$ünceleri nazi felsefesiyle $ekillendirilmişti, ne uğruna sava$acaklarını biliyorlardı. çoğu bu dü$ünce yapısında olmasına rağmen bazıları bu ideolojileri $üpheyle karşılıyorlar, sadece ülkelerini tekrar güçlü yapmak için sava$ıyorlardı. himmler'in nazi ideolojisine ilaveten askerlerine a$ılamak istediği $eylerden biride ortaçağ mitolojisinindeki germen soyunun devamı olduklarıydı. her ne kadar buna askerler pek inanmıyorlardıysa da bu dü$üncenin devamı olan ve üzerinde "kurukafa" ve o çağa ait işaretler ta$ıyan $eref yüzüğü (totenkopfring) askerler arasında $övalye ni$anına e$ değerdi. bu yüzük himmler tarafından ki$isel hizmetler karşılığında ödül olarak verilmekteydi. bu askeri bir simge değil, tamamen himmler tarafından ss'e atfedilen özelliklerin bir yansımasıydı.
35 entry daha
hesabın var mı? giriş yap