• öyle bir devlet düşünün ki, o devletin yönetenleri; anayasal esas ve ilkelere, hukuk devletinin gereklerine, temel hak ve özgürlüklere, kuvvetler ayrılığına, çoğulculu demokrasiye uygun hareket etmektedir; hatta bu memleketin kültürüne, havasına, suyuna işlemiştir bu anlayış. yani, bu memlekette, sırf, eli-kolu bağlayan bir anayasa var diye değil; sosyal bilimlerin ulaştığı sonuçlar ve yıllardır süre gelen ortak yaşantı dolayısıyla söz konusu "değer"lere bağlı kalınıp riayet edilmektedir. es kaza, bu devletin anayasası ortadan kalksa dahi; yönetenler ve bireyler, şeklen yok statüsünde olan anayasayı yoktan var eder ve yine ona uygun davranırlar; işte anayasal devlet olabilme kriteri budur. bunun zıttı bir durumda ise -tıpkı, şeklen var olan bir anayasanın bulunduğu bir çok devlette olduğu gibi- bireyler ve bilhassa yöneticiler, bu anayasayı ortadan kaldırmaya ya da ardını dolanmaya çalışır; işte bu devletleri, mevcut anayasalarına rağmen anayasal devlet olmaktan alıkoyup anayasalı devlet kılan şey de bu anlayış; hatta bu anlayış yoksunluğudur.
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap