57 entry daha
  • buna ve diyanetin evlatlıkla evlilik günah değil fetvasına bakarak yine dinin ne kadar da yanlis ve hak olmayan bir sey olduguna subhanallah cekilmis, ibretler alinmis edinmis.

    kafalarimiz batinin mantigi, dusuncesi, felsefesi, bakis acisi ile oyle karman corman hale gelmis, aklimiz bu pencereye o kadar kisilmis ve dilimiz onun jargonu ve parametreleri o kadar alismis ki... bu kafa yapisi, iki bin yili askin hiristiyanlik retoriginin biraktigi carpik mantiga dayanarak, gunahlarina hz. isa tarafindan kefaret olunmus insani neredeyse mutlak bir iyilik, hata yapmazlik, dogruluk, nefsine hakimlik noktasina oturtur da sonra, su anda amerika'da ortaya cikip durmaya devam ettigi gibi universite amerikan futbol takimlarinda koclar tarafindan yapilanlara http://en.wikipedia.org/…te_child_sex_abuse_scandal, kiliselerde rahiplerin erkek cocuklarina yaptiklarina, daha gecen hafta aciklanan belgelere gore 60'lardan beri erkek izci kamplarinda* oymak beylerinin yine erkek cocuklara yaptigi cinsel taciz, istismar ve tecavuzlere http://www.robertslawteam.com/…rversion-files.shtml ve liselerde kadin ogretmenlerin erkek ogrencilerle yaptiklarina sasirir durur. evet, sasirir durur, ama kalici bir cozum de getirmez, hatta son ortaya cikan raporlara gore ustunu orter bu olaylarin, oymak beyi gider ruhsal arinma(!) adi altinda kiliseye papaz yazilir orada devam eder aktivitelerine(!).

    simdi bu kafanin iki arada bir derede kalmis, amiyane tabirler batinin calisma prensiplerini ve sistematikligini kendine ornek alacagina, bati toplumlarinin bugunku hastalikli, yalniz, paranoyak, bencil ve samimiyetsiz haline evrilmesine yol acmis dusunce dunyasini kendine siar edinmis alti kaval ustu seshaneler konusuyor da konusuyor. neymis efenim, adam musluman beyler de, cocuk gelinler de, pedofinin onu aciliyormus da, bu yastan sonra tenesir paklarmis da bilmem ne.

    birincisi su, evlenilebilirlik, evlenmeye izin verilen kisi, erkek ya da kadin olsun karsisindakinin mahremi olmamis olur. yani belirli bir izolasyona sahip olmaniz gereken kisiler kategorisine girmektedir bu kisi. verilen bu emir ile, kur'an'in koydugu bu kural ile aranizda belirli bir kan bagi olmayan kisiler, her kim olursa olsunlar bu kisiler, sizin namahreminiz olacaklarindan, hayatin icerisinde belirli bir mesafede bulunmaniz, her anlamda, karsilikli olarak belirli bir ozel alana sahip olarak hareket etmeniz beklenir. bu, boyle hareket etmek, bu tanim kumesi icinde ele almak saglikli bir iliskiyi, her iki taraf icin de iliskinin saglikli bir sekilde devam etmesini garanti altina alir. olay budur, bu kadar. yoksa, kimsenin yetimi onu bunu, ona buna peskes cektigi filan yoktur. bilakis istismarin, meydana gelebilecek yanlislarin ve hatalarin onune gecilmis olur.

    olayi uc noktalarda yorumlayip, buyutup yetistirdigim, canim gibi sevdigim bir insana neden boyle yaklasayim, neden boyle igrenc bir sey icerisinde bulunayim diyenlere ancak su (bkz: karşı cinsle el sıkışmayan dinci tipi/#28473587) soylenebilir. baska bir sey degil. sizin cok iyi bir insan olmaniz, hemen herkesin boyle olacagi boyle hareket edecegi anlamina gelmez. yukarida verilen orneklerde kendisine belirli bir baglamda emanet edilmis hemcinslerine dahi bu igrenclikleri yapabilenlerin, belirli bir mahremiyet saglanmadiginda tamamen kendi kontrolleri altindaki bir ortamda neler yapabileceklerini dusunmek cok zor olmasa gerek. ne yazik ki insanlarin cok buyuk kismi, ne sizin kafanizda kurdugunuz, idelaize ettiginiz insanlar, ne de an geldiginde, aninin icerisinde kimse, burada bahsettiginiz kadar net. bosken atip tutmakla an, anin kendisi bambaska iki sey (bkz: ahlak/#22185840). nefsinin, anlik arzularinin pesinde, para, cinsel tatmin, makam mevki sehvetiyle yapilan anlik hatalar sonucu sonen hayatlar, yanip biten alli pullu kariyerler ise insanlik tarihi kadar eski duruyor onumuzde. din iste tum bunlari bilen ve goren bir kurum olarak onlemini alir. evlenilbilirlik tanimi uzerinden kisinin kan baginin olmadigi insanlari onun icin namahrem haline getirir. ama siz, yukarida cercevesi cizilen mantiklar butunune gore dusunmeye devam edip bu gercegi gormek yerine cesit cesit teraneler cevirebilir, konuyu carpitabilirsiniz. sonra ayni yukaridaki orneklerdeki gibi olaylar bir bir patlamaya basladiginda "insan nasil boyle bir sey yapar ?" hayretlerinden hayretlerine kosmaya devam da edebilirsiniz.

    atesin nasil yakmamasi beklenemezse, sehvet sahibinin de meyletmemesi beklenemez. bu yuzden hem kadin hem de erkek tesetturu farz kilinmis, insanin belli bolgelerinin kendisi ve esi disindaki insanlarca gorulmesi yasak edilmis, kisisel hayata dair birtakim izolasyonlar din tarafindan on gorulmustur. siz sabaha kadar konusun, anlatin. insanin dogasini oldugu gibi anlamak ve idrak etmek yerine, onu kafanizdaki faraziyelere uydurmaya calismaya devam ettiginiz surece daha cok sasirirsiniz, olan bitene.

    ikincisi, hz. muhammed'in evliliklerine baktigimizda hic de oyle bahsedildigi gibi bir durum olmadigini goruyoruz. alinti ile:

    "boyle bir uslup turedi simdi. hani yani hz. muhammed 50 yasina kadar tek esliydi ya, bunu biliyor arkadas, biraz da orada buradan islami jargona ait bir iki kelime duymus, kaderci yaklasimdan ucundan haberdar. hemen saracak yani kafaya, mesele kolay, basit. azgin teke sendromu diyemiyor ama iste ona getirecek bir sekilde kafa yaparak.

    tabii bu ustun bilgiye sahip kardeslerimiz, kendilerini ust perdeden bir uslupla pazarlamaya calistiklarinin aksine, yani gercekten arastirip ogrenmek yerine oradan buradan duyduklari ile istigal ettiklerinden, peki hz. hatice oldugunde hz. muhammed kiminle evlenmis? onunla ne kadar evli kalmis? sorularinin cevabinin, yasli ve idaresi zor hz. sevde oldugundan, onunla ufakken yetim kalmis yavrularinin bakimi icin evlenip uzunca bir sure evli kaldigindan haberdar degiller. hadi arastirmaya degil, sozlukte aramaya inansalar, hz. muhammed'in evliliklerinin ne kadar cok tartisildigini ve bir takim bilgilerin ortaya kondugunu gorecekler ama amac yari cahilce kara bir propaganda olunca ortaya cikiyor boyle iplikler teker teker. naabarsin.

    ilgilenene evlilikleri, 4 es sarti meselesi ve kendisinin bu sarta uymakla ilgili tarihsel surece ait bilgiler (bkz: kuran-ı kerim/#21632097)."

    --- spoiler ---

    peygamberimizin hz. zeynep bint-i cahş`la evlenmesi

    hicretin 5. senesi, zilkâde ayı. hz. zeynep binti cahş, resûl-i ekrem efendimizin halası ümeyme binti abdülmuttalib`in kızı idi. daha önce peygamber efendimizin evladlık edindiği hz. zeyd bin hârise ile evlenmişti. bu evliliğin dünürlüğünü de bizzat resûl-i ekrem efendimiz yapmıştı.62
    hz. zeynep ve ailesi böyle bir evliliği istemedikleri halde sırf peygamber efendimizin ısrarı üzerine rıza göstermişlerdi.
    hz. zeyd, izzetli zevcesi hz. zeynep`i kendisine mânen küfüv (denk) bulmuyordu. bu durum mânevî imtizaçsızlığa sebep oluyordu. nitekim evliliklerinin birinci yılı henüz bitmişken, hz. zeyd, peygamber efendimize gelerek, "yâ resûlallah! ben, âilemden ayrılmak istiyorum" dedi.
    peygamberimizin cevaben, "zevceni tut boşama! allah`tan kork" buyurdu.63
    fakat hz. zeyd, ferasetiyle hz. zeynep`in yüksek bir ahlâkta yaratılmış olduğunu ve bir peygamber hanımı olacak fıtratta bulunduğunu hissetmişti. kendisini de ona zevc olacak fıtratta mânen küfüv bulmadığı için boşadı.
    peygamber efendimiz, mânevî geçimsizlik sebebiyle hz. zeyd ve hz. zeynep arasındaki evliliğin son bulmasından son derece üzüldü. çünkü, bu evliliği kendisi arzu etmişti. durumun düzeltilmesi, mahzun zeynep (r.a.) ile hâdiseden dolayı üzülen akrabalarının gönlünün alınması gerekiyordu.
    hz. zeynep`in iddeti (boşandıktan sonra beklemesi gereken müddet) dolmuştu.
    resûl-i ekrem efendimiz birgün hz. âişe validemizle oturmuş sohbet ediyordu. bu esnada kendisine vahiy geldi. inen âyetlerde cenâb-ı hak şöyle buyuruyordu:
    "zeyd o hanımla alâkasını kesince biz onu sana nikâhladıktâ ki evlâtlıklarının boşadığı hanımlarla evlenmenin müminler için günah olmayacağı anlaşılsın. allahın emri işte böylece yerine getirilmiştir.
    "allah`ın kendisi için takdir ettiği şeyi yerine getirmesinde peygamber için bir vebâl yoktur. daha önce geçen peygamberler hakkında da allahın kanunu böyledir. allahın emri, tâyin edilmiş ve değişmez bir hükümdür."64
    vahiy hali sona erince, kâinatın efendisi peygamber efendimiz (a.s.m.) gülümsedi, "allahın, onu bana gökte nikâhladığını, zeynepe, kim gidip müjdeler?" buyurdu.

    âyet-i kerimelerden açıkça anlaşılacağı gibi, cenâb-ı hak, hz. zeynep`i zevceliğe alması için peygamberimize emir vermiştir. resûl-i ekrem efendimiz de bu emre uyarak hz. zeynep`i zevceliğe almıştır. âyet-i kerimedeki "biz onu sana zevce yaptık" beyanı bu nikâhın bir akdi semavi olduğuna açıkça delâlet ediyor. demek ki, bu nikâh, harikulâde, örf ve zahiri muâmelelerin üstünde sırf allahın emriyledir ki, resûl-i kibriyâ efendimiz, allahın emrine boyun eğmiştir. nefsî arzularla hiçbir ilgisi yoktur.

    bu evliliğin mühim bir hikmeti

    cenâb-ı hakkın emriyle, peygamber efendimizle (a.s.m.) hz. zeynep arasında kurulan bu evliliğin ehemmiyetli bir şeri hükmü olduğu gibi, bütün müminleri ilgilendiren bir hikmet ve fayda tarafı da vardı. bu da konu ile ilgili gelen vahyin: "tâ ki, evlâtlıklarını, kendilerinden alâkalarını kestikleri zevcelerini almakta mü`minler üzerine günah olmasın" meâlindeki kısmında beyan buyurulmuştur.
    çünkü, cahiliyye devrinde, bir kimse birisini evlât edindiği zaman, halk, evlâtlığı, onun adıyla anar ve evlâtlık, öz evlât gibi o kimsenin mirasından faydalanırdı. haliyle bu inanca göre, evlâtlığın boşadığı kadını, onu evlât edinen kimse alamazdı, bu haramdı.
    işte, peygamber efendimizin, allah teâlânın emrine uyarak, hz. zeynep`i zevceliğe almasıyla cahiliyye devrinin bu inanç ve âdetinin bâtıl olduğunu ortaya kondu. böyle bir durumda mü`minler için de vebâl ve günahın söz konusu olamayacağı belirtildi.

    münafıkların dedikoduları

    peygamber efendimiz (a.s.m.) hz. zeynep`le evlenince, her meselede fırsat kollayıp, müslümanlar arasında fitne ve fesatı çıkarmaya can atan münafıklar, bu meselede de ileri geri konuşmaya başladılar. cahiliyye devri inancına göre, evlâtlığın boşadığı karısını almayı haram sayıp, bunu resûl-i ekrem efendimiz (a.s.m.) aleyhinde dedikodu vesilesi yapıp, "muhammed, evlâdın karısıyla evlenmeyi haram kıldı. kendisi ise oğlu zeyd`in boşadığı karısıyla evlendi" diyerek yaygaraya başladılar.65 gelen vahiy bu hususa da açık bir şekilde şöyle cevap veriyordu.66
    "muhammed hiçbirinizin babası değildir; o allah`ın resûlüdür ve peygamberlerin sonuncudur. allah ise herşeyi hakkıyla bilir."67
    peygamberlerin, ümmetlerine bir baba gibi nazar ve hitapları risâlet vazifesi itibariyledir, beşeri şahsiyetleri itibariyle değildir. bu bakımdan, elbette onlardan zevce almanın uygun olmayacağından bahsedilemez. kur`ânı kerim, zihinlerde bu hususta uyanacak herhangi bir istifhamı bertaraf etmek maksadıyla, meâlini aldığımız son âyet-i kerime ile mânen şöyle demektedir:
    "peygamber rahmeti ilâhiye hesabıyla size şefkat eder, pederâne muâmele eder ve risâlet namına siz onun evlâdı gibisiniz. fakat şahsiyeti insaniye itibariyle pederiniz değildir ki, sizden zevce alması münasip düşmesin! ve sizlere oğlum dese, ahkâmı şeriat itibariyle siz onun evlâdı olamazsınız!"68
    böyle bir çok cihetlerden hikmetleri bulunan ve hayırlara vesile olan bu pâk ve nezih evliliğe toz kondurmak ve bununla da resûl-i kibriyâ efendimizin yüce şahsiyetine gölge düşürmek niyetiyle çırpınıp duranların, hüsni niyetten ne kadar uzak ve maksadı hareket ettikleri, elbette ki, bu izahlarımız neticesinde, basiret ve feraset sahibi mü`minlerin gözünden kaçmaz.

    --- spoiler ---

    http://www.sorularlaislamiyet.com/…a-evlenmesi.html
52 entry daha
hesabın var mı? giriş yap