1 entry daha
  • atil yilmaz amcanın bir filmidir bu da... hale soygazi başrolde oynarken olay şöyle gelişir:

    bu hale soygazi'nin oynadığı tip, bi arkadaşının ewine kitap yazmaya gider nasılsa -ki şimdiye ne kadar yazar tanıdım, bi tanesi bile bizim ewe, değil kitap yazmaya şöyle hayırlı olsun kâbilinden bi özlü söz söylemeye bile gelmedi- oturup kitaba başlayacakken hayatı gözlerinin önünden renkli dublajlı akmaya başlar...

    zaten bu kadın ailesiyle de pek annaşamamıştır onnarı hatırlar, bi gençle aşna-fişnasını hatırlar, babasının dürzünün biri oluşunu, annesini aldatışını falan hatırlar, hemen ewlenmesini, ünerzte okuşuyunu, mezunluğunu falan hatırlamakta gecikmez, bunun direkt ardından ara soğumadan babasının ölümünü hatırlar ve "bi tane babamızdı" diye düşünür, aslında babasını sevmektedir de, arkadaş gibi olamamıştır ya bunadır artisliği - çoğu kızlarda olduğu üzere- onu geçince, kocasını hatırlamaya başlar, adam almış yürümüştür, kariyerlik olmuştur, bu karı da "ben de çalışiym" diye tutturunca adam "buyur çalış" demiştir bile...

    elbetteki çalıştığı yerde bi herifle tanışıp kocasını aldatır, "o" "onu" aldatırken "bu" da "bunu" aldatır, "şu" durur mu, hemen "o" da aldatmaya başlayınca, "beriki" vakit kaybetmeden ötekini" aldatmaya yeltenir oysa "geriki", "bunu" çoktan "şu" ile aldatmıştır...

    bunun üzerine "hale soygazi" çareyi, daktilo başına oturup çırılçıplak kitap yazmakta bulur... abim çok uğraştırdı ama en sonunda ewden gitti ve ben de malayı çaktım bu sahnede... savol...
105 entry daha
hesabın var mı? giriş yap