2 entry daha
  • 1999 yılında arkabahçe yayıncılıktan çıkan ilk spawn sayısını göztepedeki gazete bayiğinden aldığım geceyi dün gibi hatırlarım, hatta arkabahçe yayıncılığın arkakapağın iç kısmına bastığı "çizgi roman aleminde neleroloyor?" temalı türkiyede çıkmayan çizgi romanların kapaklarını ve kısa özetlerini içeren bölümü de silik de olsa anımsıyorum. iyi yıllardı ya, spiderman'in carnage'ın simbiyotunun silver surfer'ı ele geçirdiği sayıyı okurken sony walkmanimin kulaklığından power.fmde çalan jennifer paige* şarkıları gibi detaylar da fena şeyler değillerdi.

    o dönemle alakalı en değer verdiğim kurgu karakterlerinden biri olan spawn ve yaratıcısı todd mcfarlane ile alakalı kısa zamanda çevremdekilere oranla çok şey öğrenmiştim. yıllar başka yılları getirdikçe, internetin de yardımıyla artık olaya yıllardır arzuladığım gibi yaklaşabilmeyi başardım... yani adam gibi sayıları bir bir okumayı demek istiyorum. çünkü basılı spawn materyali bulmak o dönem benim için pek kolay değildi, todd mcfarlane s spawn'un da cine 5'den yayınlandığını düşünürsek... her neyse, konu zaten bu değil...

    bundan bir yıl kadar önce todd mcfarlane'in 1994den bu yana ilk defa yeni bir çizgi roman yaratmaya karar verdiğini okudum*** ve konu hakkında okuduğum dört cümlelik o tek paragraf beni rahatça 10 yıl öncesine ışınlamaya yetti. hala todd mcfarlane'in amerikan popüler kültüründe bana gerçekten yıllar boyu değer verdiğim ve tahminen yaşlandığımda da değer vermeye devam edeceğim yegane şeylerden biri olan spawn'u yarattığını düşünürüm[insert random act of anti-american bullshit here]. bu sebeple bu haber benim için gerçekten önemli bir şeydi...

    daha sonra bir gün todd mcfarlane'in wikipedia sayfasını incelerken haunt adlı bir link ile karşılaştım. lakin gördüklerim bütün beklentilerimin içine sıçmıştı. çünkü çizgi romanın hikayesini okuduğumda bana kardeşinin hayaleti ile konuşan kurutulmuş atmık adam gibi bir izlenim bıraktı(ki hayalet olayı beni kurutulmuş atmık adam konseptinden daha da iğrendirmişti açıkçası, oldum olası hayaletlerle alakalı şeyleri sevemedim diyebilirim.).

    diyorum ya, artık devir değişmişti ve ben rahatça bu çizgi romana internet üzerinden ulaşabilirdim. ama hayallerim öyle bir yıkılmıştı ki düne kadar haunt ile alakalı her şeye iğrenerek baktım.

    dün ne değişti peki? aslında hiçbir şey, hatta günün ilk yirmiküsür saati aklımda todd mcfarlane ile alakalı hiçbir şey yoktu bile. lakin kaderin cilvesi sağ olsun, eve haunt'un ilk cildiyle döndüm. ve açık konuşayım, bir on dakika boyunca yol aldığım caddedeki dükkanlardan birinden jennifer paige çalması umuduyla yol aldım.

    en başta söylemek gerekir ki bu çizgi romanın şu anki kadrosu baya iyi, çizimlerini greg capullo, renklendirme ve senaryoyu todd mcfarlane, yazarlığını da şu günlerde the walking dead ile ün yapmış robert kirkman yapmakta. yani o sikik wiki sayfasının gösterdiğinden daha fazlasına sahip bir çizgi roman.

    hikaye hakkında bilinmesi gereken ilk şey, buradaki haunt olayının ghost whisperer veya patrick swayze-vari iğrenç bir garabet olmadığı. aksine 2 kardeşin de bulundukları gerçeklikte hayatta kalmalarının tek yolu daniel'ın vucudu olduğu için, ortaya çıkan kontrol kavgalarından seinfeld-vari diyebileceğim bazı durumlar yaşanıyor. bu sebeple her ne kadar şimdilik 10 küsür sayısı olduğundan yeterince açılmamış olsa da***, okurken insanı öyle bir olasılık bombardımanına tutuyor ki çizgi romanda yaşanan şeylerin klişeliği veya ana kahramanın kurutulmuş atmık adam olmasını dert edinmiyorsunuz. hatta durumun ironisi sebebiyle, karakter tasarımını bir notkadan sonra doğru bulduğumu bile söyleyebilirim. çünkü böyle iç çatışma komedisi yaşayan bir kahramanın spawn tasarımlı olması bana komik gelirdi herhalde.

    haunt şimdilik yirmi sayıyı bulmamış bir çizgi roman, bu sebeple takip etmeye şimdi başlayabilirseniz çoğu marvel çizgi romanı gibi kendinizi bir deliyürekbumerangcehennemi(bumerang cehennemi ne amına koyayım ya, alevler üstünde bumeranglar falan mı dönüyor?) içinde bulmazsınız.

    bir de daniel ve kurt kilgore kardeşlerin isimlerinin kurt vonnegut'a gönderme yaptığını da belirtelim.

    (bkz: kilgore trout)
22 entry daha
hesabın var mı? giriş yap