3 entry daha
  • bu metni türkçeye çeviren f. gül özaktürk ve fafo telatar şahsen saygı duyduğum kişiler, istanbul'a bizim bölüme konferansa geldiklerinde de tanışmıştık, her şeyden önemlisi soğuk değiller. ancak "cicero, tanrıların doğası, dost kitabevi yayınları, ankara 2006" künyeli çeviride türlü kavram sıkıntıları var. iki örnek vereyim.

    1. divinatio meselesi

    2.162: "est enim profecto divinatio, quae multis locis rebus temporibus apparet cum in privatis tum maxime publicis."

    f. g. özaktürk & f. telatar'ın çevirisinde burası şöyle çevrilmiş, bilhassa divinatio teriminin çevirisine <gizli bkz'lı> dikkat:

    "çünkü tanrıların sağduyusu pek çok yerde, pek çok konuda ve çoğu kez özel işlerin yanı sıra özellikle kamu işlerinde gerçekten kendini gösterir." (s.128)

    oysa divinatio, ne cicero'da ne başka bir yerde "tanrıların sağduyusu" anlamında geçer, bağlamdan da anlaşılıyor ki (devamında şöyle deniyor: "kahinler pek çok şeyi sezer,...") konu kehanet ilmiyle ilgili. bu da diğer bir kanıt. divinatio tam olarak kehanet anlamındadır (karş. de natura deorum 1.55). tanrıların sağduyusu ile kehanet arasında hiçbir anlam yakınlığı yok. doğru çeviri şöyle olmalıydı:

    "nitekim pek çok kere, pek çok yerde, özel işlerde ve ziyadesiyle kamu işlerinde görülen kehanet ilmi etkindir." <"kehanet ilmine hepsinde başvuruluyor" anlamında>

    şimdi iki çeviriyi karşılaştırın. bir kere bağlamda epicurusçu bir görüş aksettiriliyor, bu düşünceye göre "tanrıların sağduyusu" diye bir şey yoktur, hatta epicurus felsefesindeki tanrıbilim anlayışı bizzat bu düşünce üzerine kuruludur: "tanrılar insanların işine karışmaz." oysa söz konusu çeviride "tanrıların sağduyusunun pek çok yerde, pek çok konuda ve çoğu kez özel işlerin yanı sıra özellikle kamu işlerinde gerçekten kendini göster<diği>" söyleniyor, yani epicurusçu felsefenin tam zıddı bir görüş bildirilmiş oluyor. bu vahim bir hata. bir felsefe ekolüne tam ters görüşü yakıştırmak, basit bir kavram hatasının ne denli büyük sorunlara yol açabileceğinin göstergesidir. sonra ben "kavram bilmeyen felsefeye bulaşmasın" dediğimde "sus lan bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir." deniyor.

    2. superstitio meselesi

    cicero, de natura deorum 1.55: "...qua tanta inbueremur superstitione si vos audire vellemus, ut haruspices augures harioli vates coniectores nobis essent colendi."

    yine aynı çeviride "superstitione"li kısım şöyle geçiyor:
    "doğaüstü güçlerin etkisiyle..."

    oysa epicurusçu düşüncenin yansıtıldığı bu bölümde (ki bağlamda da aynı şeyi görüyoruz, bir sonraki cümleye bakın: "epicurus'un korkulardan uzaklaştırdığı ve özgürlüğe yönelttiği bizler ne kendilerine zarar veren ne de bir başkasını sıkıntıya sokmaya uğraşan tanrılardan korkuyoruz....") superstitio "doğaüstü güç" olamaz, zira aksi olsa, epicurusçunun bunu yadsımasına gerek yok, zira doğaüstü olduğu kabul edilen bir gücü epicurusçu da kabul eder <etmelidir>. zaten superstitio <c. t. lewis'in sözlüğüne de bakılırsa görülür> hiçbir yerde "doğaüstü güç" diye geçmez. superstitio tam tamına "batıl inanç"tır, zaten epicurus felsefesinde kehanet ilmi gibi tanrılardan medet uman tavırlar "batıl" kabul edildiği için yadsınır. bu da tıpkı divinatio'nun yanlış bir şekilde "tanrıların sağduyusu" şeklinde çevrilmesi gibi bir hatadır. yine atomcu ve materyalist epicurusçu düşünceye "doğaüstü güçlerin" var olduğu söyletilmiş oluyor. bu mümkün değil.

    bunlar gibi başka büyük hatalar da var. ilgili hocaları kırmak için yazmıyorum, bu güzel insanlar tarafından yanlış anlaşılmak istemem, ancak birileri de bunlardan bahsetmeli ki, türkiye'de de doğru dürüst bir kritik kültürü oluşturabilme yolunda adım atılabilmiş olsun. kritik kültürü oluşturmayı geçtim, o yolda atılacak adımla meşgulum. sizlere de bunu öneririm. cicero'nun dediği gibi (aynı eser, aynı çeviri, s.155),

    "yürekten arzulayan, arzusuna kavuşacak."

    umarım kimseyi kırmamışımdır. sevgiler.

    addendum@: görülesi entiriler: #18744831 ve #19515753
6 entry daha
hesabın var mı? giriş yap