873 entry daha
  • (not: zor olsa da yazıyı, "silinmiş entrynin davası olmaz" şiarını aklımın bir köşesinde tutarak yazmaya çalışıyorum)

    ***

    "işte aktüel kafası... geri zekalı entel kafası... daha doğrusu içinde beyin olmayan kompleks dolu aşağılık kafa." (*)

    mim koyduk, devam ediyoruz;

    (...)
    "bütün bunlar komplo teorisi olabilir mi? olabilir.
    ama komplo teorilerinin de "düşünce özgürlüğü" kapsamında ele alınması gerekir." (*)

    aktüel dergise sinirlenip külhani üslubunun (artık, maalesef) alışageldiğimiz incilerini saçan fatih bey'in düşünce özgürlüğü kapsamı, bilgi sahibi olmamaktan aldığı hatırı sayılır ilhamla zaman kaybı ve bomboş fikirler serdettiği onlarca konudan biri olan edebiyatı da kapsıyor. altaylı'dan pamuk'un edebi şahsiyetini hakkaniyetle tahlil etmesini beklemiyoruz son tahlilde. bu, maymunun shakespeare eseri yazması metaforu ölçüsünde 'olanaklı' bir durum olabilir ancak.
    vaziyet böyleyken altaylı'nın pamuk hakkında "komplo teorisi olabilir" diyerek gardını baştan aldığı bolcana bold'lanmış cılız spekülasyonlarını nasıl karşılamalıyız?

    yazıda sezdirildiği üzere, yerli üretim, yetenekli ama zayıf karakterli bir provokatör olarak pamuk vakası vardır. kitaplarının yazarının pamuk olduğu bile şüphe götürebilir. dış mihraklar şubesinde kadrolu olarak çalışan pamuk'un misyonu, ülkesindeki ekseri kesimin malumu, fakat altaylıca "müthiş radikal" olaran nitelenen açıklamaları yapmak ve "ülkeyi karıştırmak"tır.

    pekii, "doğa, yalçın küçük'e uzun ömürler versin" dedirtecek denli "mantıklı" ve "konuyla ilintili" iddiaları ortaya atan ve bunları daha en baştan fikir özgürlüğü kapsamına alıveren altayı, ekşi sözlükte başlığındaki entryleri niye sildiriyor?
    onun kadar spekülatör olamadığımız için olabilir mi? sanmıyorum.

    cevap ortada; altaylı, pamuk kadar başarılı değil. pamuk, yaşadığı çağ hesaba katıldığında, türkiye'nin en çok satan gazetesinde, tv'sinde kendisine, ailesine alenen küfür etseniz dahi sıradan bir röportajında "beni kıskanıyorlar" deyip konuyu kapatmayı uygun bulacak kadar başarılı. fatih altaylı'nın tahayyül edemeyeceği denli başarılı.

    pamuk'la altaylı arasındaki büyükçe fark da bu. pamuk, eleştirilecek onlarca tutumu olan çok sağlam bir edebiyatçıyken altaylı, tüm hayatını "kerameti kendinden menkul" deyişinin altını hiçbir soru işareti bırakmayacak denli sarih doldurmaya vakfetmiş edirne ötesinde kimsenin tınmadığı sıradan bir kanaat önderi.

    işte bu yüzden, bu gerçeği çok çok iyi bildiği için altaylı, düşünce özgürlüğü kapsamında bir başkası hakkında ipe sapa gelmez teoriler sarfetmekten imtina etmiyorken o cümlelerle karşılaştırıldığında adeta bir "shakespeare eseri" olabilecek tam 97 tane entryi sildiriyor.

    durum bu kadar basittir.

    fakat altaylı, müsterih olmasın. altaylı gibiler müsterih olmasın.

    otuz sene boyunca hatırlanmaya değer gazetecilik başarıları bir elin parmaklarıyla sınırlı olan, sermayedar sofralarından, hükümet veya genelkurmay sözcülüğünden kalkıp evimize "büyük gazeteci", "kanaat önderi", "gen. yay. yön." olarak giren nice adam (hakikaten bunların hepsi de erkektir.) artık farkına varıyorlar.

    miadınız doldu.
    ana-akım olmanız eskisi gibi geçer akçe değil.

    sinirlenmeleri bundandır.

    entry sildirmeye varacak kadar sürdürdükleri inatlaşma bundandır.

    muazzam ölçüdeki iktidarlarını günden güne yitiriyorlar.

    eskisi gibi iki haber yakalayıp iktidarı düşüremiyorlar. 1 milyon da satsalar, gündemi 50 bin satan taraf gazetesine kaptırdılar. pek iyi becerdikleri "felaket haberciliği" dahi, twitterdan sonra pek kıymetsiz oldu. internet hüküm alanını genişlettikçe, kanaatlerinin ve kişiliklerinin ne kadar sıradan olduğu daha bir çıplaklıkla görünür oldu. kanaatleri, ekşi sözlüğün sinik eleştirelliğinde hiçbir şeye tekabül etmiyor.
    altaylı gibilerin haklarında 1000 entry yazılmışsa 950 tanesi duymaktan hazzetmeyecekleri düşünceleri içeriyor, bunca farklı bireyin ortak noktada buluşmaları tesadüf olabilir mi?

    kaybediyorlar.

    bugün barlasların, ılıcakların, civaoğluların, muhtarların, altaylıların hasletleri, üretimleri, yetenekleri sorgulanıyor. gazeteci olarak haber alma özgürlüğümüze "katkı"ları hatırlanıyor. bütün bu sorgulamadan ana-akım olmaları, en kuvvetli sermayeye sırt dayamaları alıştıkları gibi kurtaramıyor onları.

    tekzipin yayınlanmasıyla büyük bir darbe almışlardı. buradaki 97 entryi sildiler, yine yenildiler. daha 'iyi' yenildiler.

    fakat, rehavete kapılmamak lazım.
    devirlerinin kapandığı hususuna aşinalıkları arttıkça daha da sertleşeceklerdir. muhtemelen mahkemeler kurulacaktır. eren keskin'e yapıldığı tarzda linçler kapıdadır. daha radikal yaptırımlara maruz kalacağız. vuruşarak çekileceklerdir kapladıkları fuzuli hacimden.

    kaybetmeye mahkum oldukları bir oyunu oynuyorlar. varsın oynasınlar. ürettiklerini değil ama en azından bu çırpınışları takip etmek fazlasıyla eğlenceli.
10892 entry daha
hesabın var mı? giriş yap