3697 entry daha
  • "ben bir beşir'e bakayım..."

    canlar nasılsınız? yine zor bir hafta geçirdim, hayat beni sınıyor lan. yine de yemedim, içmedim, şartları zorladım ve sizlerleyim. sözü uzatmadan yorumu yine kendime bırakıyorum:

    -"bu işler böyledir, işin içindeyken ne kadar battığını bilemezsin."
    halis anadolu erkeğimiz kemal, çilingir sofrasında zengin maşalığı yapmaktan şikayetçi... vay canına ne sahiplenici erkek değil mi? madem bu kadar meraklısınız bütün kötülükleri ardınızda bırakıp, katya'nın ukranya'daki kızını da alıp, tertemiz bir hayata sıfırdan başlamaya; sembolik de olsa bi hamama gidin de kırk su dökünüp tövbe edin.
    anam bi de diyor ki "ne önal, ne ziyagil; kendi işimize bakacağuk..." e biz hep öyleyiz. sizi de bekleriz.
    katiye biri sahiplensin beni, kurtarsın bu riyakar pavyonumsu hayattan diye dört gözle beklermiş, hemen sazan gibi atladı. bence bunlar erdi muradına ve diziden şutlandılar. bundan sonra kemal bakkal dükyanı mı açar, kebapçı mı orası bilinmez; istanbul-ukrayna arası, evli, mutlu, çocuklu bir hayat süreceğler ve artık o iğrenç, o pislik, o aşşağılık geçmişi acı tebessümlerle hatırlıyacağlar. müstakbel oğullarının adı beşir, kızlarının adı nihal olacek. katiye şahadet getirecek müslüman olup kadriye ismini alacak... öpüyorum sizi katiye ve kemal çifti.

    -oha yalana gel; behlül beşir'in raporlarının olduğu cd'yi doktora götürecekmiş. nihal de bunu yedi. bu beşir'in cd'leri diziye damgasını vurdu anasını satayım. raporlarda tekrar bulunmayacak ne hint kumaşı var diye soran yok. alt tarafı ciğer filmidir işte. gören de hadron çarpıştırıcısı deneyi sonuçları sanacak.

    -"peyker ile ayrıldığına pişman oldun mu?"
    yok bebeğim bi alt modeline geçti hemen biliyorsun, aslında bilmiyorsun. behlül bu, konumuz behlül. bi çaktığına bir daha çakar mı? kendi de cevapladı zaten. evlenmekten bahsetmedi bile, o iğrenç, kaşar, rokfor tipli kokuşmuş karılarla bir de evlenmeyi mi düşünecekti. yok artık. istanbul'un hatta cümle galaksinin tek temiz kalmış, ellenmemiş kızı sensin nihal. sen de normal olarak galaksinin ennnn erkeği behlül'ün hakkısın.

    -bülü; neden sevindin bu kadar ablanla behlül'ün barışmasına bebeem? "olley barıştılar..." şu bülent kadar basit bir dünyam olsa ya benim de; evde kıyamet kopmuş, ablan kırk yıllık dadına siktiri çekmiş, sen siktiredilmek üzeresin, hizmetçiler kaçmış, beşir gebermeye dakikalar sayıyor, yine ablan tam 20 saniye önce hayvan gibi çığırmak suretiyle evdeki herkesi sıradan geçirmiş, baban leyla, üvey anan ondan leyla... sen hala olley'desin, "çak yapmak"tasın.

    -matmazel zenginliğe çok fena alışmış. başından kötü bir olay mı geçti, hemen duş al, hemen banyo yap. o suyun akışıyla dertlerin sıkıntıların da akacağ çünkü. hayatınız sembolik lan sizin.
    beşir de hemen anladı "beni suçluyorsunuz" diyerek. vay babam nasıl anladın şıpadanak? matmoş 80 bölüm sonra yuttuğu sopayı hazmetmiş olacak ki o asil duruşundan eser bırakmadı. hemen nihal'i çekiştirmeceler, ağlamalar, makyajsız takılmacalar, adnan'a yokum dedirtmeceler....

    -daha önce söylemiştim, bana fırsat vermediler bihtoş atladı hemen; "çiftlikten hatırlıyorum ben bu sahneyi" diye.
    anıra anıra ağladın, herkesi kovdun, bağırdın çağırdın, hülya koçyiğit gibi kendini yataklara attın, herkeslere suç isnat ettin, 30 saniye geçmedi behlül'ün elinde süt dökmüş kedi gibi "hatalıyım :/ "diyerek indin salona... sana her şey müstehak yavrum. şu hayatta başına gelmiş gelecek tüm belalara senin bu mallığın sebebiyet kimseyi suçlama.

    -behlül sünnetliymiş. oh bi rahatladık.

    -l.a'daki mekanı öyle bir anlatmak ki geronimo kadıköy'de şube açıyor sanmak. yeni mekanımıza da bekleriz los angeles'da. şaka mısın?

    -sağlığa, mutluluğa, başlangıçlara..."
    aynur'un sesine ne oldu, helyum yutmuş gibi?
    melih bey'in takımı yeni sezonda yeni transferleriyle gündemde olacak mı acep bilinmez; hilmi'nin bu takımdan öç alacağım derken kendini bitirmiş olmasına da kafayı takmış vaziyetteyim. en başta paranı, karını, çocuğunu, itibarını kaybettin bunların gerçek yüzünü ortaya çıkaracağım diye ya, ne olacak yani gerçek yüzlerini ortaya çıkaracaksın da? "bilemedik hilmi al sana istanbul'un altın anahtarı" mı diyecekler? devlet üstün hizmet madalyası mı takacaklar?
    bir "gerçek yüz ortaya çıkarmak" bu kadar maliyetli oluyorsa çıkarmayıver. koskoca işadamısın fizibilite diye bir şey de mi duymadın? masraf o biçim, kar desen bi bok yok. bu nasıl holdingçilik?

    -koca 2 sene iki tam sinema filmi seyretmeyen z.giller iki haftadır evlilik videosu seyretmeye doyamadılar. bence siz de artık herkes gibisiniz. ne sığ insanlarmışsınız be.

    -adnan'ın flashback hafızasının behlül'ün bihter'e yazdığı notu da ezberden hatırlayacak kadar çöp dolu olması? kimden işkillense "hoooow, bunu nasıl düşünürsün; çok üzüldüm, çok örselendim, morallerim down oldu" diye tepesine çıkmış vakti zamanında bu garibim de özür dilemelere doyamamış.

    -"ben ne hale geldim"
    ya şu soruyu şimdi mi soruyorsun taklım? dönüp de kendine bakmak şimdi mi aklına geldi? salak. bu beşir'in başına gidip vicdan muhasebesi yapma trendi de aldı başını gitti. beşir'in odasına gitmeden vicdan muhasebesi olmuyor. biz n'apalım? iç sesimizi dinlemek için ardiyede eceli gelmiş şoför parçası mı besleyelim her an?

    -"seni de zehirlediler değil mi?"
    dünyaya nihal'in gözlerinden bakmak istiyorum ya, ne güzel hacı. bi benim bildiğim, benim hissettiğim, benim düşündüğüm doğru, bir ben iyiyim; geri kalan piçin önde gideni, kötü, zehirli... bu nasıl bir bakış açısı ya? üç gram empati lan.
    bu arada empoze he mi? hem de bakışlarıynan... matmazel bakışlarıyla empoze ertme gücüne sahipse neden sana mürebbiyelik ediyor ki? babana edeydi o empozeyi zamanında.

    -"birkaç sene önce daha mı mutluyduk?" vallahi biz mutluyduk büyükbaş ziyagil. yoktu o zaman aşk-ı memnu, dert sahibi değildik en azından. şiştik ayol.

    -bihtoş'un bu rahatlığı sırf biz gerilelim diye zahir. anam ne rahat karı. yaldır yaldır behlül'ün odaya dalmalar, öpmeler falan. behlül de hayır demiyo farkındaysan, "öpsün kardır" diyo. istemem alt dudağıma koy.

    -"ayaklarında riva'daki evin topraklı yolunun çamurları vardı."
    ney? neeey? hoş geldin csi sarıyer. adnan'ın ayakkaplarındaki çamurun kriminal incelemesini mi yaptın bir bakışla be anam? bi yandan da anlıyoruz ki adnan'ın ayağının çamura bulaşma ihtimali ancak riva'da mümkün. şantiyeye falan gitmiş olamaz. sterilliğe gel. sarıyer'de çamur yok.

    -"biz sizi japonya'da sanıyorduk"
    vay babayın...

    -hiç çaktırmadınız hizmetçi ailesi matmazel'in evde olmadığını. adnan salak da o kadar değil bence. ayrıca sizin işinize yardım etsinler diye şirketten gönderilecek elemanlara kim yardım edecek? malum hizmetçinin hizmetçisi teorisi.

    -"adnan iz peşinde"

    -1945, behlül ile aynı anda mezun olacak galiba canlarım. bana kaderimin bir oyunu mu bu? behlül çıkışı aldı. bi kere genel olarak öğrenci işlerindeki eleman öyle tebrikler falan diye uğurlamaz adamı. hiç mi öğrenci işleri görmediniz? bizimkisi süper o ayrı.

    -"nihal'in mutluğu" da neymiş arkadaş? dünya barışından mühim memnoş evreninde. "herkes kendine iş edindi benim iyiliğimi " dediği kadar var yani. ölsek gebersek bunlar yağmurlu havada bi damla su vermezler bize. "nihal mutlu olacak mı bakalım senin o suyu almandan" derler. hay nihal'in mutluğuna kafam girsin. hayatınız kaydı lan angut sürüsü.

    -firdo evlilik sözleşmesine, hassas dengeleri bihter yüzünden bozulduğu için, imza atmak zorunda kaldı. firdo canımsın, idolümsün ama açık konuşacağım; anam yaşın olmuş 60 küsür, bu yaştan sonra gelecek paranın içine ederim ben. neticede çetin'nin burnuna halkayı takacan mı ona bak. amaç paranın kendisi değil de o paranın sana yaşatacağı hayat değil mi gülüm? sahipsin işte ona. tapusu sende olsa kaç yaza? çetin seni alır, golf oynatır, ıstakoz yedirir, elmasa boğar; venedik, roma bütün klişe şehirleri ister özel yatla, ister özel uçakla gezdirir... e daha ne? vergi rekortmeni mi olmak hedefin bu yaştan sonra? 10-15 seneye bunarsın zati. biz grupie'lerin bakarız sana huzurevinde.

    -çetin firdo'dan vazgeçip aynur'u almasın lan? aynur bir anda kendini doğaya verecek, onu istanbul'a bağlayan bir şey yokmuş ya... çetin firdevs'i bıraksın seni alsın de mi? yılaaan. sarı çiyan seni.

    -aha dabanca, aha bi daha, bacaklara mı bakayım, tabancaya mı bilemedim.

    -bihto lafla uslanmıyorsa hakkı tekdir, tekdirden anlamıyorsa hakkı kötektir. karı hayal dünyasında yaşıyor la. beh&nih çiftini ilk öpüşürken gördüğünde şalteri indirmişti zaten daha da o kafada. yatırsanıza şunu bir akıl hastanesine resmen obsesif kompulsif.
    ayrıca beren saat sen kocaman bir çılgınsın. o nihal'e psikopat bakışlarla "çok güzel şeyler olacak" tarzı dalgası neydi öyle, bayıldım.

    -nihal egosu koskoca interneti bile kendine mal etmeyi başardı. "internet'te bizimle ilgili bişi mi var?" internet sizin üzerinize kuruldu yavrum. he var sizinle ilgili bişi cnn altyazı geçmiş.

    -"hilmi önal yine bir şeyler karıştırıyor değil mi?" gören de koskoca adam değil evin afacan çocuğu zannedecek. ah pis, alçak, lavuk, yine bir şeyler karıştıryor toraman şey, apalak...
    hilmi'ye hiç yoksa 28793 kere alçak dendi lan. bence hilmi önal ile alçaklık müessesesi kurumsallaşsın. "hilmi önal alçaklık meslek yüksek okulu" mesela. kaydolmazsam adam değilim.

    -zengin kızı almak ne zor değil mi? karıyı ağız tadıyla bir üzemiyorsun çünkü kaynata sopa gibi tepende hep. behlül'ü sahile götürüp uzun uzun mal gibi denizi seyreden adnan patlayacak sandık. ı-ııh tık yok. yine "kızımı üzersen bik bik". hay boynuzlarınla bin yaşa. şeref ne arar la behlül'de? tavuk götü tövbe tutar mı?

    -gelinlik bence bok gibi ya neyse.

    -"bihter ne ara üzerini değiştirdi?" geyiği yapmamıza kalmadan anladık ki düğün gününe gelmişiz. oha 10 gün attı bir planla. hayır biz bu dizinin 1 saatlik zaman dilimini 3 bölümde irdelediği günleri de biliyoruz.

    -bihtop da olsa, firdo da olsa türk kadını her yerde aynı be anam. hatta kadın her yerde aynı. beyaz gelinliği gören herkese bir masumiyet çöküyor. biliyorum temsil ettiği değerler sizi bu kadar duygulandıran ama yani üzerinde bilmemkaç milyarlık tasarım elbiseyle duygulanmanı da ben anlamıyorum. gören kendinden geçiy...

    -yatta damat traşı; hell yeah. vay monaki. bu grotesk sahneler kimin başının altından çıkıyor la? ben bu behlül'ün jadde çocuğu arkadaşlarından biteviye tiskindim. bu tiki kankitoları tokat içinde bırakırım duramam. ayrıca behlül ile arkadaşken bunlar nasıl kız götüriy? ben kız olsam behlül'e veririm. hepimiz kız olsak behlül'e veririz. kızlar zaten behlül'e verirler. siz yarattınız bu canavarı bakmayın yüzüme. bölümde 40 kere adı terennüm edilen adamın bacak arasından kobra yılanı çıkması lazım gelir, beklentilerimiz yüksek.

    -sema, bihter'e "misafiriniz var" deyince hepimiz tahmin ettik ki gelen pöykür. bunlar amma yalnız lan, ki bihter de sonradan komfirme etti, kim misafir gelcek bihter'e başka?

    -pöykür ve nihat çiftine macera dolu amerika hemen kucak açtı, bir saniye tereddüt etmedi bile. oturma izni, çalışma izni, muhtemelen vatandaşlık hepsi şaaak halloldu. ev, bark, peyker'in galerisi, nihat'ın yeminli müşavirlik bürosu hepsi yağ gibi halloldu. hiç zorluk çıkarmadı yeni dünya.

    "beşir'e bi bakayım" cümlesi yüzünden sağ gözüm seyirmeye başladı ulan. kafeste maymun mübarek. gidin bakın yemini suyunu verin. "bişiiir, cınııım, tontişiiim." resmen evcil hayvan; camlı kafesi de var.

    -bihter'in peyker'e "gitme beni de yalnız koma" dediği sahne itiraf edeyim duygulandım. yapmayın senaristler, ekmeğime mani oluyorsunuz.

    -bihter'e de yazık bence. herkesler, anası dahil, sevdiceğiyle yeni dünyaya kaçıyor, yeni hayatların kapılarını açıyor; bu garibim de adnan ile tarihi köşkte başbaşa kalıyor. adnan da yenmez yani kağıt helva gibi. (behlül dondurma bu durumda; adnan'ın parası, behlül'ün seksi derken hayat ne güzeldi halbüse)

    -haaah nihal, bi de düğün videosunu izlet beşir'e artık hasetinden mi çatlar, sıkıntısından mı bilinmez; iyice ölsün, duble ölsün.

    -"sen dünyadaki bütün güzellikleri hakediyorsun"
    oldu amına koyayım biz de çıkarıp pabuçlarımızı yiyelim. daha beş küsür milyar insan var lan bu dünyada naapçak tüm tüm güzellikleri? koduğumun egoistleri.

    -beşir öleye kısmetse. şarkısı da hazır; veda... haydi yelleh. (toygar ışıklı'nın yeni albümünün aşk-ı memnu final ile aynı zamanda çıkması tesadüf müdür?)

    -herkese üzülüyorum, beşir'e üzülemiyorum. neden? çünkü önce can sonra canan. ciğerle şaka olmaz.

    -behlül'ün arkadaşları; hangi yıldayız kukuşlarım? çak yapmalar, teneke bağlamalar? gerdekte de sırtına odunla vurun bari. ne bu çılgınsal hareketler? altına audi'yi çeken sosyete olursa işte böyle rezalet sahneler ortaya çıkar. "heeeğğ hööğ" diye yarı ünlem yarı böğürtü sesler çıkarmak ve behlül'ün ardında takılmaktan başka fonksiyonuz da yok.
    "sön büttün oğlum nohaha sön büttün"den başka muhabbet de yok.
    he bitti behlül.yat da avrupa birlği fonlarıyla alındı çünkü. behlül bitikse ben aslında yoğum lan. şu diziye almadınız beni, bi kişisel şovumu yaptırtmadınız.

    -"inci" li espri yapmayacağım umutlanmayın.
    bi kere adettendir gelinlikle mezarlığa bir gidilir. bakalım gidecekler mi? (kabristan demeyeceğim umutlanmayın) adnan'ın gah ölü başında, gah ölü adayı başında "ben ne bok yedim" tadındaki monologları yüzünden delirdim artık. çükün doğrusuna gidip kızın yaşındaki kadını kendi tipine bakmaksızın karı diye alırsan başına gelecekler belliydi. geldi de. iki sezon dizi çekmenize gerek yoktu bunun için, sorsanız söylerdim ben. daha neyin hesabı kitabı? şimdi "vıt vıt" kadının mezarı başında kafasını ütüle. bari öbür tarafta rahat bırak inci'yi (ccc inci ziyagil ccc. duramadım.)

    -patlat bombayı matmazel haydi.

    -gizem'den aldığım istatistiğe göre 9'u nihal, 10'u adnan tarafından olmak üzere 33 kez "behlül" denmiş.

    -haftaya yine izmir'deyim, final yorumum gecikebilir. çemkirmeyin bana. herkesin okulu behlül'ünki kadar kolay bitmiyor. zaten benimki de "aşk-ı memnu: beşir'in laneti..." şeklinde ayağıma dolanmaya devam ediyor. benim de bir hayatım var, yorum yorum diye üzmeyin beni. zaten popülerliğim bitecek haftaya. adam olun.

    ....

    eveet son aşk-ı memnu yorumunu yazmak üzere haftaya da karşınızda olcağım canlarım. beklentilerinizi düşük tutun iyi olursa bahtınıza. zor dönemlerden geçiyorum. öptüm hepinizi tek tek.
5755 entry daha
hesabın var mı? giriş yap