1281 entry daha
  • ele aldığı konulara farklı noktalardan bakarak akılcıl yorumlarda bulunan köşe yazarımız.

    sabahtan beri "lan nasıl yazsam da anlatsam, nasıl dile getirsem de olayı iyi bir dille özetlesem" diye düşünüp sonra da "ben bu hayatta kaybedeceksem bu yazı yazmama tembelliğinden kaybedeceğim" diye hayıflanırken benim "söylememiz ve düşünmemiz gereken konu budur" dediklerimi dile getirmiştir kendisi. bu sebepten ötürü sağolsun.

    zira konu o kadar derin ki...işin somut küresel boyutuna baktığımızda tek başına adice ve zalimce bir saldırıdan ibaret olmadığı ortada. ülke içindeki görüşlere baktığımızda facebook delikanlıları bir yanda, klavye şövalyeleri diğer yanda, allah,akıl,fikir üçlemesinden akılı çıkartan muhteremler öte yanda, allahı çıkartan muhteremler beri yanda. ne yazarsanız yazın bu cephelerden birinin yaftalamasına maruz kalmamak mümkün değil. belirttiğim cepheler temsili olup yaş sınırlaması ya da ses dağılımı gözetilmemiştir.

    hadi başladım az da olsa devam edeyim. bu noktaya kadar gelip kötüleyen olursa canları sağolsun, keyifleri var olsun dert değil. dedim ya farklı bir açıdan bakmak. buyrun okuyun: "yaşanan olaya bir futbol maçının hakemi gibi bakacak olsaydık, israilli futbolcuya direk kasti hareketten ötürü kırmızı kart, türk futbolcuya sarı kart ve türk antrenöre de kendi futbolcusunu tribün galeyanına karşı uyarmayıp sükunete çağırmadığı ve bu yönde girişimlerde bulunmadığı için tribüne yollama cezası verilmelidir." dedim.

    öyle konunun akışıymış paragrafta anlam metinde anlammış, gecenin bu vaktinde dikkat edeceğim hususlar değil.o nedenle aklıma geldiği biçimde yazıyorum. ha şu sebeple de kızıyorum kendime. belki de en önemli ve hepimizin unuttuğu nokta şu. hayat devam ediyor, ve işleri güçleri üzerinde ya da işsiz güçsüzse kendini geliştirme yönünde ilerlemeyip internet kahvesinde vakit öldüren insanlar olduğu müddetçe ülke olarak pek de ilerleyemeyeceğimiz ortada. şu an ben de bu güruha katıldığım için kızıyorum kendime. çok daha faydalı bir işle uğraşıyor ya da uyku dengemi bozmuyor olabilirdim. çünkü benim söyleyip yazdıklarımla devri alem değişmeyecek, boş yere konuşuyoruz vesselam.

    aslında olayın taraflarının ağzından çıkanlara tek tek muhalif gözle bakarak yazmak var da bir başka arkadaş onu yapsın. çünkü dün yaşanan olayda her kesimin + ve - olduğu hususlar var. ha bir de başbakanımız burada olmadığı için şanslı olarak sayıyorum kendimizi. o galeyanla geri dönüşü olmayan ve prestij yitirtebilecek sözler sarfedebilir ve hoş olmayan politik küresel sonuçlar doğabilirdi(hoş, yarın savaş olsa kim türkiyeyi destekler kandırmayalım birbirimizi)

    çok kapalı yazıyor olabilirim mazur görünüz, ama şu üçleme konusunda da toplumca hiç ders çıkarmadığımız aşikar.

    din-para-ülke birebir ve örten fonksiyon kalp-el-beyin

    olması gereken dinin yeri kalp, paranın yeri onu işleyecek kullanacak vs. eller ve ülkenin; çıkarlarının,güvenliğinin,sevgisinin,özleminin vs yeri de beyindir. çok basit olarak dinin yeri el olduğunda siyasi olarak sömürü unsuru; beyin olduğunda ise yine siyasi olarak yönetim şekli ya da yapılmak istenenlerin kılıfı vs. vs. olur.aynı şekilde parayı elden kalbe koyarsanız bunun adı paraya tapmak; beyne koyarsanız da bunun adı para için her türlü zorbalığı yapmak olur.

    daha fazla yazmak isterdim ama tembelliğim nüksetti. satır aralarına dikkat ederseniz boyut farkını ve ne demek istediğimi anlayabilirsiniz.
6796 entry daha
hesabın var mı? giriş yap