kemal kılıçdaroğlu

• "sessizliğin", "sadece gerektiğinde konuşmanın", efendiliğin" "mütevazi olmanın" her ne olursa olsun bu topraklarda hala bir "değer" olduğunu kanıtlamış kişidir.
  kendisini genel başkanlığa taşıyan süreç, recep tayyip erdoğan'ı iktidara taşıyan süreçle aslında bir bakıma benzerdir, hapise girmemiştir belki ama yaklaşık 8 yıldır iktidar olan bir partinin "yozlaşma" , "güçle şımarma" ve buna bağlı olarak "hata yapma" oranının arttığı bir dönemde "tepki oylarından" ve halkın genelinde "mazlum" olarak algılanması nedeniyle de "kişisel oy" dediğimiz oylardan nasiplenecektir.
  kendisine, deniz baykal, recep tayyip erdoğan ya da devlet bahçeli gibi yüksek sesle, bağırarak konuşmadığı için bile oy verecek insanlar olacaktır.
  derin türkiye sever böyle insanı.
  kadınlar da sever, bir yanları hüzünlü erkekler de sever.
  değişim seven gençler de sever.
  iktidar olursa şayet o zaman işte "güçle sınanacaktır".
  sonraki süreç ise daha çok chp'nin chp ile imtihanı süreci olacaktır.
  tarhan erdem'in işaret ettiği gibi kemalistlerin kendilerine yeni bir parti araması ile sonuçlanacak bir süreç dahi başlamış olabilir. halk karar versin şeklinde değerlendirilebilecek referandum da dahil iki de bir soluğu anayasa mahkemesinde almak, militarist söylemleri kısa günün karı diyerek onaylamak, güneydoğu sorunu ile ilgili olarak 1930'ların dilini kullanarak çözüm aramak şeklinde tavırları benimsediğinde ise "düşüş" başlayacaktır.
  derin türkiye'yi hüzünlendirir böyle tavırlar.
  ironik olan şudur ki chp'yi "bilindik" chp olmaktan çıkardığında ona gösterilen teveccüh kısmen devamlı olacaktır.
  bunu sağlayamadığında ise "tepki oyları", "mazumluğuna verilen oylar" ilk dalgadan sonra yavaş yavaş, (belki 3-5 yıl sürer ya da sürmez) deniz seviyesine geri dönecektir.
  bir hususta, klasik chp refleksleriyle hareket etmediği için insanlara sempatik geldiğini ise birçok chp'linin -gürsel tekin hariç- ve köşe yazarının ki onlar cumhuriyet mitinglerinde bayrak sallamanın çoşkusu ile %47'yi de öngörememişlerdi, şu ana kadar anlamamış olmalarıdır.