209 entry daha
  • 2003 haziranında ailece tatile gitmiş, dio konserine yetişebilmem için de akşam yola çıkarak o sabah istanbul'a inmiştik. yol boyunca uyuyamadım. eve ulaşıp bir duş aldıktan sonra maslak venue'ye gittim. diğer grupları dinledik, biraz içtik, eğlendik. ilk başlarda çok farkında değildim ama yol yorgunluğu ve 36 saate yaklaşan uykusuzluk, saatlerce ayakta beklemekle birleşerek akşam saatlerinde benim için ölümcül bir komboya dönüştü. sahne boştu, dio'nun doldurmasını bekliyorduk ama belimdeki artık ağrı dayanılmayacak şiddete ulaşmıştı, oturmak istiyordum kalabalıktan oturamıyordum. bekleyiş uzadıkça yorgunluk ve acıdan gözümden yaş gelmeye başladı. o kadar canım yanıyordu ki, dio da umurumda değildi artık, sadece eve gidebilmek istiyordum ama sahnenin önündeki demirlere dayanmış haldeydim. değil arkamdaki devasa kalabalığı yarabilmek, boş yolda yürüyebilmem bile imkansızdı. bilincimi yitirmek üzere olduğumu fark ediyordum. zaten sonra her şey karardı.

    bilincim tekrar yerine geldiğinde ayaktaydım, hem de altı yaşında bir çocuk kadar enerjik zıp zıp zıplıyor, we rock diye bağırıyordum.

    nasıl olduğunu hiç anlamadım. nasıl, ne zaman ayıldığımı, belimdeki o dayanılmaz ağrının nereye gittiğini, nasıl öyle dinçleştiğimi, sadece sahnedeki bir adamın bunu nasıl yapabildiğini... sanki mistik bir yönü var gibi geldi hep. bir çeşit büyücülük gibi. hiç aklım almadığı için, sözlükte yazıp anlatmayı da çok istedim, bir kere yazıp vazgeçtim hatta. çok kişisel bir deneyim olduğu için başkalarına bir şey ifade etmeyecektir diye düşündüm. hala da öyle düşünüyorum ama bu sefer sana söylemek için yazdım ronnie james dio: ne mecaz, ne şiirsel veda... ben senin müziğinle ölüleri diriltebileceğine gerçekten inanıyorum.
371 entry daha
hesabın var mı? giriş yap