10 entry daha
  • john stuart mill, özgürlük üzerine adlı ünlü eserinde bu tür demokrasilerin -ki zaten onun döneminde çoğulcu demokrasiler olmadığı için başka türlü bir demokrasi de yoktu- monarşik bir tiranlıktan daha beter olduğunu dile getirmekte ve bunları çoğunluğun tiranlığı olarak adlandırmaktadır. çoğunlukçu demokrasi yani çoğunluğun tiranlığı, klasik tiranlıktan daha kötüdür. çünkü normalde bir tiran; tebasına ancak hukuki, siyasi ve ekonomik açılardan baskı uygular. hukuki ve siyasi baskıdan kasıt, hükümranlığının ve koyduğu yasaların tebasınca tanınmasıdır. ekonomi baskıdan kasıt ise tebadan alınan vergilerdir. halbuki çoğunlukçu demokraside çoğunluk, çoğunluk olmasının verdiği meşruiyete dayanarak bireylere -özellikle azınlıkta kalanlara- hukuki, siyasi ve ekonomik açıdan baskı uyguladığı yetmezmiş gibi, sosyal ve ahlaki açılardan da baskı uygulamaktadır. böyle bir düzende tek tip bir sosyal yaşam ve ahlak anlayışı toplumca bireye karşı dayatılabilmektedir. bunun sonucu da toplumun tek tip birey yetiştirmesi ve böylelikle toplumdaki devinimin, farklı fikirlerin, bireysellik anlayışının yavaş yavaş yok olmasıyla ortaya çıkan bir durgunluk hali (stagnation) olacaktır.

    bu açıdan bakıldığında mill'in özgürlük üzerine'de ortaya koyduğu argümanlarla çoğunlukçu demokrasi anlayışının aşılmasında rol oynadığı savunulabilir.

    günümüzde pek çok siyasimizin hemen her konuda, özellikle bireylerin temel hak ve özgürlüklerini ilgilendiren konularda milli iradenin üstünlüğünden dem vurup durması karşısında, ülkemizin ne derece çoğulcu demokrasi anlayışını özümseyebildiğini sorgulamadan edemiyorum. çünkü gerçek demokrasi kültürü, basit bir çoğunluk-azınlık hesabından ibaret değildir. böyle bir anlayış, mill'in de işaret ettiği gibi, bizi çoğunluğun tiranlığına doğru sürükler.
15 entry daha
hesabın var mı? giriş yap