340 entry daha
  • kanımca son derece sıkıcı geçen derbi. pozisyon açısından kısır olmasının yanı sıra, gelin itiraf edelim, hepimizin az ya da çok hoşuna giden saha içi olayları da yaşanmamış ve izleyenleri heyecanlandıran neredeyse tek bir an olmadan (gol olduğu bile geç farkedilen gol de dahil) tamamlanmıştır. çok kritik bir dönemeçte bu maçı öyle ya da böyle kazanmayı bildi fener, tebrikler.

    bir galatasaraylı olarak maçı kaybetmek filan çok yıkıcıydı tabi ama şimdi oraya girmeyeceğim. değinmek istediğim nokta tribünümüzün içimi burkan hali. saat 4 buçuk civarı samiyen çevresinde dolaşıyoruz ve oturacak yer yok. oturacak yer olmamasını bırakın içecek bira yok. resmen çevredeki tekel bayilerinde filan bira bırakmamış adamlar, her yerde acayip kuyruklar filan. kıpkırmızı bir halde çevrede dolaşan taraftar toplulukları. derbi günleri öglenden stadın oraya gelip maça kadar içerek fenere küfretmeyi eğlence olarak algılayan taraftar sayımız her geçen sene artıyor. sonra bu adamlar tribüne giriyor ve doğal olarak o kadar içkinin üzerinene bağıracak hal, ne mantıklı hareket edecek kafa kalmış oluyor. maçın başındaki üçlüde bağrılıyor, arada takım baskı kurduğunda iki dakika gaza gelinip bağrılınıyor filan. bunun dışında bugün maçın büyük çoğunluğunda çıt çıkmayan bir tribündük kapalı üst olarak. ki hani erken gol yeriz taraftarın morali bozulur filan öyle bir durum da yok, gol öncesinden bahsediyorum yani.

    bütün maç abuk subuk birkaç tezahürat dışında takımını ateşleyecek hiçbir hareket yapma. ne bir düzenli tezahürata katılma, ne top rakipteyken yuhalama, ne iyi bir hareket yapan oyuncuyu alkışlama, ne hakemi baskı altında bırakacak ani tepkiler, hiçbirşey yapma kıpkırmızı bir halde maçı seyret sadece. sonra kalecimiz aptal bir hata yapsın ve geriye düşelim. ve bütün maç çıt çıkarmayan taraftar gitsin daha maçın bitimine 20 dakika kala bu kadar kritik bir maçta her ayağına geldiğinde kalecisini yuhalamaya başlasın. maçın da sıkıcılığı sayesinde biraz çevremi gözlemledim o dakikalarda, öyle adamlar var ki adeta servete top gelince bir heyecanlanıyor, dikkat kesiliyor, şimdi topu franco'ya verse de bir yuhalasam diye. sonra da çıkıp yenilsen de yensen de, başarılar gelir geçer filan diye bağırıyolardır allah bilir başka maçlarda...

    maçtan kopuk, arada bir dönüp rakip takım taraftarına el kol hareketleri, çıkışta görüşelim komiklikleri yapmak dışında bir eylemde bulunmayan, bütün gün boyunca en büyük konsantrasyonunu ve maça ilgisini, maça yaklaşık 1 saat kala rakip takım heyeti sahaya gezmeye çıktığında sağlayan garip bir taraftar kitlesi gittikçe çoğunluk olmaya başladı özellikle derbi günlerinde tribünümüzde. gidip mağlubiyeti tribünlere bağlayacak değilim ama galatasaray taraftarları olarak birkaç senedir en ufak caydırıcılığı ve korkutuculuğu olan bir atmosfer sağlayamadığımız da bence çok aşikar. bundan bir 5-6 sene önce bir gün bir fener maçında kendi taraftarınız bir oyuncunuza her top geldiğinde yuhalayacak deseler siktir git derdim. ama oluyor işte, çok kötü bir yönde değişiyor tribünlerimiz. bu maçın benim açımdam en büyük önemi bunun yüzüme tokat gibi çarpması oldu.
82 entry daha
hesabın var mı? giriş yap