6 entry daha
  • bir hayvan türü insanlarla ne kadar fazla iletişim kurabiliyorsa ve ne kadar şirinse, o kadar merhamet duygusu uyandırıyor bizde. onlara zarar gelmemesi için dernekler kuruluyor, kampanyalar düzenleniyor, belgeseller yapılıyor ve insanlık vicdanını bu yolla temizliyor. insan oğlunun bırakın öldürmeyi, tamamen neslini tükettiği binlerce hayvan türü kimisi böcek, kimisi yumuşakca, kimisi kuş, kimisi de öyle pek de sevimli olmayan memeliler olduğu için kimsenin umurunda olmuyor.

    bu tip belgeseller insanoğlunun vicdansızlığını ve acımasızlığını gösterdiği kadar iki yüzlülüğünü de gösteriyor bize. belgeselde yunuslara yapılan muamele, her gün afiyetle etlerini yediğimiz ineklere, koyunlara, tavuklara yapılanlardan çok da farklı değil. her sene balık sezonu açıldığında ağlarla tonlarca hamsi yakalamak, onları afiyetle kızartıp rakıya meze yapmak pek makbul görünürken, hamsilerin ağların içinde belki de en feci şekilde, boğularak öldüklerini düşünmüyoruz elbette.

    başka ülkelerin yemek kültürlerini de sorgulamadan önce daha sütten yeni kesilmiş kuzuları, danaları lezzetli olduğu için kesip kebap yapan bir kültürde yaşadığımızı da göz ardı etmemeliyiz.

    şu gerçeği de unutmamalıyız ki insan oğlu acımasız, duyarsız ve vahşidir. bu belgesel de vahşiliğin yanlızca küçük bir ürününü göstermekten başka bir şey yapmıyor. japonları hedef tahtası haline getirmeden önce kendimize da şöyle alıcı gözüyle bir bakmamız lazım.
66 entry daha
hesabın var mı? giriş yap