18 şubat 2010 atletico madrid galatasaray maçı

• galatasaray atletico madrid'i kendisi açısından belki de olabilecek en iyi şekilde yakaladı. bu büyük bir şans ve inanıyorum ki güzel bir skorla dönecekler türkiye'ye.
  
  neden peki?
  
  bu atmosferin, daha doğrusu beklentinin oluşmasındaki temel faktör frank rijkaard. hollandalı, barça deneyiminden sonra ilk defa ispanya'da bir maça çıkıyor. taraftarların, basının gözü üzerinde. gazetelerde günlerdir galatasaray inceleniyor ve reykard'ın yeni takımıyla neler yapabileceğine dair öngörülerde bulunuyorlar. bu mutlaka ekstra motivasyon sağlayacaktır ona. hakeza neeskens için de aynı şeyler söz konusu. bir diğer önemli etken ise atletico madrid'in haftasonunda halihazırda dünyanın en iyi takımı olan barcelona'yı yenmesi. evet müthiş oynadılar o maçta, evet beklentilerin dışında bir sonuçla ayrıldılar sahadan.. fakat tüm bunları yaparken inanılmaz efor sarfettiler. yorgunlar dolayısıyla. kaldı ki atletico madrid istikrarsız bir takım. sezon başından beri 2 hafta üst üste aynı performansı gösterdiklerine şahit olunmadı neredeyse. o açıdan düşündüldüğünde galatasaray biraz daha öne çıkıyor yine. yaklaşan dünya kupası, galatasaray'ın kadrosunda bulunan, dünya kupası'na gitme beklentisi içindeki futbolcular, avrupa ligi gibi bir vitrin, madrid'in ligden kopmuş olması; bunun neticesinde oluşan taraftar baskısı... her şey beklentilemizi belirli bir seviyenin üstünde tutmamız gerektiği yönünde. ve umuyorum ki hayal kırıklığı yaşamayacağız.
  
  forlan, agüero, simao gibi kusursuz ileri uç elemanlarına rağmen hemen hemen hepsi maçın kaderini değiştirebilecek hatalar yapmaya meyilli defans hattı madrid'in diğer dezavantajı. zira karşılarında arda, caner, keita, elano gibi hızlı ve teknik olarak üst düzey oyuncular olacak. ki maçın adamının elano ya da keita olacağını sanıyorum. neill'in gelişiyle toparlanan galatasaray defansı korkuları biraz olsun azaltıyor. bunda iyileşen emre güngör'ün mükemmel performansı da etkili tabii ki. defansif orta sahalar mehmet topal ve mustafa sarp'ın motivasyonlarını kaybetmemeleri ve ilk müdahalelerde gösterecekleri başarı çok önemli. kuvvetle muhtemel sahadaki en ağır yük onlarda olacak çünkü. biraz günlerinde olurlarlarsa her şey istenildiği gibi gidecektir.
  
  biz inanıyoruz velhasıl. ve başaracağız.
  
  (tüm bunları reenkarne olmadan evvel ön libero oynayan leo franco faktörünü dışarda tutarak; o yokmuş gibi düşünerek yazdım. umarım utandırır beni.)