1072 entry daha
  • türkiye'ye dönmenin en güzel tarafı ne iskender, ne baklava, yoo bebeğim yoo, en güzel taraf yeni dizi keşfetmek, dizi nokta net türevleri sitelerden devamını izlerim yalanlarıyla kendini kandırmayı bile bile göze almak, yes.

    yurt dışındaki arkadaşlardan ezel hayranı çok. canım arkadaşlar. da, şöyle ki, ben ezel'i cansu dere sanıyordum. hadi tanım bu olsun, kendisini cansu dere sanıyordum. tüüh ki tühler tühü di mi? ilk kez bu akşam izledim ve şahane hayat dersleri çıkarttım.

    1) aşıksam bundan sonra yapacağım şey belli: adamı gördüğüm her kapı önünde "sanki ellerim seni tanıyor, nedense sana sana koşmak istiyorum, ay reenkarnasyona da inanmıyorum, bu çekim de neyin nesi ayol?" dedikten sonra en yakın kalabalık caddeye çıkıp geri geri yürümeye başlamak, hemen akabinde cehennemlerde yanıcaz diye bağırırken adama göz süzmek. tebrikler cansu. peki ya adam az safoşsa ve peşimden gelmeye devam ediyorsa, yaylanarak bir hilal çizecek şekilde kollarına atılarak o ivmeyle kendi etrafımızda en az üç tur dönmek ve bu arada dişleri kırmamayı başaracak şekilde öpüşmek ihtimaline ne demeli? zannımca nadia comaneci'lik diyebiliriz; helal cansu! bunun ön şartı olan "aşk dediğin estetik ameliyata rağmen aşkını tanımaktır" var ki, o ayrı bir maddenin konusu.

    2) ali karakterinden yola çıkarak, anladım ki beyaz perdedeki en iyi sayko tipleri lost'un benjaminine benzeyen börtlek yeşil gözlü ve ince dudaklılar. bu bilgiyle hayatta sırtım yere gelmez. fakat sayko dediğin, antisosyal kişilik bozukluğu, hadi o olmadı sınır kişilik dediğin öyle uçlarda gezecek, artistliğin kendi kafasına silahı dayayarak yapılanını yapacak. da, bir dizide bu kadar çok sayıda uç karakterin olması ve bunların hepsinin damat tween erkeği olması yemez. mimkin değil, güzel müziklere ve elele tutuşurken alttan çekmeli çılgınlıklara, flaşbeklerdeki sepya duygusallığa rağmen gene olmaz, gene olmaz. sıcak patatesli gözlemeyi beklemeden yiyip yanarken garip sesler çıkartan eştin kuçır da olsa, gene sevişmem, gene sevişmem.

    3) kurtiz boş kaset çekse izlerim. bunun çok açılacak bir tarafı yok, o kır ve pos bıyıkların hastasıyım, kardeş sözcüğünü de nasıl içini doldurarak söylüyor belli değil, ali'yle karşılıklı sahnelerden de de niro'yla al pacino karşı karşıya oynasaydı, en fazla bu kadar zevk alırdım. canım kurtiz be!

    4) face-off meğer bir baş yapıtmış! oy dertli başım ayol, yıllarca face-off gibi güzide bir filmin kıymetini bileme sen? nicholas cage en malöz ve peltek haliyle "my name is seth" diyen bir melekken iyi, yüz nakli yaptırınca kötü? nicholas yapınca saçmalık, imirzalıoğlu yapınca brava şahane olmuşsun çiçeğim, yazıklar olsun size be!

    5) her ölüm erken ölüm olmayabilir, süpheleniyorum tanrım. hastanedeki teyze ivedilikle ölsün, rica ediyorum, gerekiyorsa allah adı veriyorum. kötü oyunculuğun böylesi "sinannnnn nnnooollurrr sinannnn.." diye nazal ses çıkartan aliye'den beri görülmemiştir. evlerden dışarı. hele ayak üstü, krize girmeden otuz saniye önce içebakışa ortam hazırlamaya çalışmalar, freud tadında "anlat derdini birilerineeehh" diye nazal seslerle catharsis'e yönlendirmeler? o başkası adına utanıp ekrana bakamamamıza sebep olan ikircikli duyguyu bu kadar ustaca uyandırabilmeler? pes!

    6) imirzalıoğlu için hav yu duin beybi denmesi farz olabilir. o capone gözler, o dağınık kaşlara rağmen gözleri dolu dolu her ekrana baktığında "ayy bunlar erkekmiş ayol!?" diyen bir ayşen gruda olasım geliyor. yüz nakli yaptırmasına ve gayri meşru çocuğuna rağmen kendisini kabul edebilirim. ay o gerçek karakter değil ama di mi? i-hi-hi. bak, sadece geri geri yürüyebilen üstüne oynamayıp cansu'ya buna benzer bir safoş kadın ruhu da verebilirlerse, dizi tadından yenmez. anafikir kaçmasın. anafikir canım imirzalıoğlu.
8866 entry daha
hesabın var mı? giriş yap