6 entry daha
  • öykücülüğünün izlerini taşıyan güzel şiirlere sahip genç bir şairdir ayrıca. -bu tehlikelidir aslında, öykülemenin bıçak sırtında dolaşmak. ama bunu iyi bilir ve o bıçaksırtında dans eder!-

    ben net'te takılırken ve bir yandan yaptığı, şiir ve güzel müziklerle dolu o güzel radyo programlarından birini dinlerken ansızın msn'den bir word belgesi göndererek, yeni bir şiiri ile beni selamlayan; yine ansızın "hadi seni canlı yayına alayım" diyerek, beni, belirlediği bir konuda doğaçlama konuşmaya zorlayan üretken bir insandır, candır, en asil duygunun insanıdır;)

    işte şiirlerinden de birkaç örnek;

    her aşk biterken biraz ihtiyar

    haziran rüzgârında uğuldayan ses
    der ki : kalbini bırakmışsın bir tepeye
    yorgun sancısını taşımaktan o kalp
    yalan otları kaplamış bahçeni
    bu yüzden her ayrılık biraz intihar

    bu aşkı istifaya davet ediyorum
    biliyorum ölecek çiçeklerimin hepsi
    üşüyerek solacak tenimin kokusu
    her sözcüğüm bir diğerinden alacaklı kalacak
    razı değilim ama
    bırakamam kader rüzgârına işimi

    her aşk biterken biraz ihtiyar
    gözleri geceden yorgun
    uzanacak ağrısıyla o gölge boylu boyunca
    canımdan uzaklara sarkacak

    semender

    “yar yar
    canımın çekirdeğinde diken
    gözümün bebeğinde sitem var”
    bedri rahmi eyüboğlu

    kalbim bir yara mı göğsümün altında
    ilerliyor günden güne bir semender ateşe
    zaman soyunu sürüyor kışta
    tanrım çok yanıldım gönlümü al

    kendine bir düş evren çiziyor bahar
    ağaçları, göğü ve dağları boyuyor sonra
    kuşlar konuyor telefon direklerine
    habersiz yapılan konuşmalardan

    kilometrelerce ötelerde biri
    kavuşmak diyor aşkı bulmaya
    tenimin omurgası, kıblesi olmuşsun yüzümün

    köprüleri sis basmış, içim güz
    yapraklarını süpürürken ayrılık
    ölü toprağını üzerine serpiyorum akrebin
    anıları sarartıyor yelkovan

    derimin altındaki bir nehir mi kan
    günden güne ilerliyor bir ateş semendere
    yanıyor ormanın ağzında rüzgâr
    çok yanıldım tanrım gönlümü sar

    her şeyin güzel olma nedenleri

    her şeyin güzel olma nedenleri
    var bilirsin, göğün kuşları da bilirler
    yazın geçip giden bir yalnızın sesi olduğunu.

    akşam oldu mu çöker içimizde bir yere o kuşlar
    dalgaların çığlıkları adalardan gelir
    serinlik kaplar evrenini
    eski evlerin hayaletleri avlusunda dolaşır
    ağaçlara gölgeleri karışmış anıların

    izin verirse ömür kendimi birine adayarak
    düğümleneceğim bu uğurda iplerine.
    güzel yapabilir hayatlarımızı bu da
    kalın bir kitabı okur gibi sular
    yelkenimi dolduran rüzgârıyla çoğalacağım

    dudak bir büyüdür
    bıyıklarımla başlar her öpüşme
    önünde eğildiğim tanrı gibi görür gözleri
    yakalandığım fırtınayı

    şeytan çarmıhındaki cambaz ipine dolanmış
    kötürüm bir gemi durur onun omuzlarında
    ben omuzlarını da severim
    oradan başlarım büyümeye

    güzellik ondan gelir gözlerime.
43 entry daha
hesabın var mı? giriş yap