25791 entry daha
  • bu kimyasal olayı tarif etmek çok komik hallere girmeye sebep oluyor.
    birine duyduğun aşkı nerenle duyuyorsun? kalbinle mi beyninle mi bilincinle mi hormonlarınla mı nerenle? karnındaki rahatsızlık hissi ne, kalbindeki çarpıntı ne, beynini işgal eden düşünceler ne?

    aşk dünyanın en güzel acziyeti ya. o kadar hiçbir şey umrumda değil ki, bırak etrafı elalemi dünyayı, hayatın kendin aklın gururun mantığın yitiyor. inanılmaz bir şey.
    bir saniye nefesin bile kendine ait değil ve bundan inanılmaz bir zevk alıyorsun. tüm hücrelerin birini sayıklıyor, kan dolaşımında bile birini hissediyorsun, tüm zihnin biri tarafından ele geçirilmiş; bundan aldığın zevki hayatta başka bir şey vermiyor.

    insan neyle yaşar? onur gurur erdem değerleri değil mi? bunların bile hükmü kalmıyor sırasında.

    delirtiyor beni. delirtiyor. bu aciz kalma hali beni delirtiyor.

    birinin kölesi olarak yaşayıp şerefini yok saydığın ilişkilerden söz etmiyorum. ilişki başka bir şey. aşk diyorum aşk.
    o hale gelmene yol açan duyguyu övüyorum, yaşadığın hayatı değil.

    beynimizi alsalar, ilkel bir hayvan gibi davransak biraz, o adamın yanından geçerken kalbimin ona aktığını filtresiz amasız mantıksız görebilirim. bu basit bir içgüdü değil, bunu kolaylıkla ayırt edebilirim.

    bu aşk çok şiddetli bir şey, çok korkunç.
    içinde varsa var, yoksa yok. birine vereceğin zaman ortaya çıkıyor, belki de hiç çıkmıyor.
    ben bugün kendini aşık zanneden insanlar arasında aşkı gerçekten hissedenlerin yüzde 5-10 olduğunu düşünüyorum.
    kaç kişi bu acziyeti kabul edebilir ki?
    aşkın kendisine verdiği kadarına razı olup yetinebilir ki?

    mutlu aşk yaşayan, birbirini besleyen ve var eden iki kişinin aşamayacağı dağ olamaz. aşk ilişkisi çok zordur. insanın bu kadar şuurunu ele geçiren bir duyguyu yaşarken ilişki sürdürmesi, kendini var etmesi ve mutlu olması hatta mutlu etmesi ciddi bir denklem. bu şansa sahip olanların azınlık olduğunu düşünüyorum.
68 entry daha
hesabın var mı? giriş yap