452 entry daha
  • türkçede 110 bin kelime var. en çok yabancı kelime arapçadan gelmiş ve aşağı yukarı 6400 kelime. bunu yaklaşık 3000 kelimeyle fransızca izliyor. onu da 1370 kelimeyle farsça izliyor. bu üçünü toplasak dahi dildeki kelimelerin yüzde 10’u kadar bir oran yapar.

    ingilizcenin ise yaklaşık yüzde 50 ila 60’ı latince ve latinceden türetilmiş kelimelerden oluşur.

    yani neymiş? latince neyse arapça o değilmiş. zaten face kelimesi de latince facies kelimesinden geliyor.

    romans da denen latin/romen kökenli dillerde latince etkisine çok şaşırdık gerçekten.

    germenik bir dil olan ingilizcede latin ve grekçe kelimelere iki temel şekilde rastlanır. en yaygın haliyle dinde ve bilimde kullanılmıştır. aydınlanma çağında ölü diller bilim dili olarak seçilmiştir. bunun nedeni de ölü dillerin değişime uğramaması ve bu iki dilin felsefeden tıbba yeterli kelime haznesi sunması. bunun dışında dönemin edebiyatçıları latince yazmışlardır. zamanla aynı anlamı karşılayan biri latince kökenli diğeri anglo-sakson ya da germenik iki kelime ortaya çıkmıştır. o nedenle eşanlamlı kelimeler ingilizcede bol bulunur.

    arapçaya gelirsek, dilimizde kısıtlı bir etkiye sahip. ne gramer olarak ne de kelime türetme yöntemleri bakımından türkçeye uygun. o nedenle aradaki ilişki sanılanın aksine çok sınırlı kalmıştır. günlük hayatta sık kullanılan bazı kelimelere bakıp arapçaya sahip olduğundan fazla anlam yüklemeye gerek yok. kaldı ki türkler islam’ı araplardan değil, farslardan öğrenmiştir ve dini terimler de ağırlıklı olarak farsçadır.

    din kartını da kullanarak dil üzerinden arap kültürünü yaymak için gösterilen çaba ile elde edilen sonuç arasında uçurum olmasının nedeni, arap kültüründe bir numara olmaması, yeniliklerin dünyanın başka kültürlerinden çıkması ve arap kültürü ile türk kültürü arasında geçişkenliğin bu ülkenin belli bir coğrafi kesiminden öteye geçememesidir. bilim, sanat, felsefe şu bu dediğimizde arapça falan kalmıyor ortada. yani ortada etkilenecek bir şey yok.

    bu arada benden duymuş olmayın ama arap kültürünün altın çağı “fetihlerle” gelen refahla birlikte antik felsefenin keşfine dayanır. o nedenledir ki endülüs’ten avrupa’ya geçen felsefe metinleri ve düşünce biçimleri avrupa’da büyük etki yaratmıştır. ne zaman felsefe lanetlenip bilgiye ulaşmada ana kaynak nakil olarak kabul edildi, arap kültürü de zamanda dondu kaldı.

    arapçadan dilimize geçen ve yerini bulan kelimeler dilimizin bir parçası ve zenginliğidir. ama zorla güzellik olmaz, ittirerek dile arap kültürü zorla sokulmaz. bugün arapçanın bizim kültürümüze katacağı bir şey yok. ilerde olursa zaten ister istemez etkileşim oluşacaktır. zorlamayın.
51 entry daha
hesabın var mı? giriş yap