2 entry daha
  • allah'ın lanetlediği kavim.
    "mesh"
    (“aşağilik maymunlar olun!”)

    “içinizden cumartesi günü azgınlık edip de, bu yüzden kendilerine: ‘aşağılık maymunlar olun!’ dediklerimizi elbette bilmektesiniz. biz bunu (maymunlaşmış insanları), hâdiseyi bizzat görenlere ve sonradan gelenlere bir ibret dersi, müttakîler için de bir öğüt vesilesi kıldık.” (2/bakara, 65-66)

    “onlar hayvanlar gibidirler. hatta daha da aşağıdırlar.” (7/a’râf, 179)

    isrâiloğulları, dünyaya aşırı şekilde meyl etmiş, para ve madde sevgisi gönüllerini kaplamıştı. allah’tan sadece ibadete ayıracakları, hiçbir dünya işiyle meşgul olmayacakları özel bir gün istemişlerdi. allah da onların dünyevîleşen hayatlarını dinîleştirmek için cumartesi gününü seçti. onlar, toplumsal zaaf halinde kendilerini saran dünyevîleşmenin ahtapot kollarının arasında bu yasağı da çiğnediler. hâşâ allah’ı kandırmak istercesine hile yoluyla te’villere saptılar. cuma akşamından ağlarını denize geriyorlar, cumartesi günü yasak sona erince balıkları topluyorlardı. allah’a isyan etmenin, ilâhî yasağa uymamanın cezası da benzer şekilde ağırdı: “aşağılık maymunlar olun!”

    bu maymun kılığına sokulma, maymunlaşma olayı, a’râf sûresinde daha tafsilâtlı olarak anlatılır: “onlara, deniz kıyısında bulunan şehir halkının durumunu sor. hani onlar cumartesi gününe saygısızlık gösterip haddi aşıyorlardı. çünkü cumartesi tatili yaptıkları gün, balıklar meydana çıkarak akın akın onlara gelirdi, cumartesi tatili yapmadıkları gün de gelmezdi. işte böylece biz, fıskları/yoldan çıkmalarından dolayı onları imtihan ediyorduk. içlerinden bir topluluk: ‘allah’ın helâk edeceği yahut şiddetli şekilde azap edeceği bir kavme ne diye öğüt veriyorsunuz?’ dedi. (öğüt verenler) dediler ki: ‘rabbinize mâzeret beyan edelim diye, bir de sakınırlar ümidiyle (öğüt veriyoruz). onlar kendilerine yapılan uyarıları unutunca, biz de kötülükten men edenleri kurtardık, zulmedenleri de yapmakta oldukları kötülüklerden ötürü şiddetli bir azap ile yakaladık. kibirlenip de kendilerine yasak edilen şeylerden vazgeçmeyince onlara: ‘aşağılık maymunlar olun!’ dedik.” (7/a’râf, 163-166)

    allah bu olağanüstü alçaltıcı cezayı, ihanetlerine bir karşılık ve insanlığa bir ibret olsun diye vermişti onlara (2/bakara, 66; 7/a’râf, 166)

    mesh:
    şeklin bozulması, cismin kendi aslî şeklinden çıkması, kılık değiştirmek, hilkat garibesi anlamlarına gelir. “mesh”, bir sûreti, kendisinden daha kötü ve çirkin bir şekle çevirme veya o şekle girme demektir. bir insan şeklinin değiştirilip hayvan şekline konulmasına “mesh” denir. türkçeye “başkalaşım” diye tercüme edebileceğimiz mesh’e, batı dillerinde “metamorfoz” denilir.

    mesh, yalnız mânevî veya hem sûret (görünüş olarak), hem de sîret (mânevî durum, hal ve hareketler, ahlâk ve karakter) olmak üzere iki türlüdür. mânevî mesh, ahlâk ve karakterlerdeki düşüklükle sonuçlanan psikolojik değişme; hakiki ve tam mesh de ahlâkî çöküntü ile birlikte hayatî ve şekil/beden değişikliğini de doğuran dönüşümdür. tam ve gerçek değişime uğrayanlarda tenâsül/üreme olmaz. geçmiş ümmetlerde, özellikle isrâiloğullarında mesh vuku bulmuştur. hıristiyanlarda da, hz. isa’nın mâide/sofra mûcizesi konusunda inkârcıların meshe uğradıkları rivâyet edilir. hz. muhammed ümmetinden, peygamberimiz’in âlemlere rahmet olarak gönderildiği için tam meshin kaldırıldığı hadis rivâyetleriyle belirtilir.

    isrâiloğullarından allah'a isyanda ısrar eden ve allah’la alay eder gibi yasakları hevâları istikametinde te’vil edenlerin, allah’ın lânet ve gazabının bir sonucu olarak mesh cezasına çarptırıldıkları kur’an’da açıklanır. bu insanların ibâdet ve istirahat günleri olan cumartesi gününün kutsiyet ve yasağını çiğnediklerinden, içlerinden bazılarının ısrarlı öğütlerini de kibirlerinden dolayı dinlemeyip bile bile isyanda bulunmaya devam ettiklerinden dolayı böylesine dehşetli bir cezaya çarptırıldıklarını kur’an haber vermektedir.

    mesh olayının nasıl olduğu konusunda görüş ayrılıkları vardır. âlimlerin çoğu onların fiziksel olarak maymuna çevrildikleri görüşündedirler. bazı az sayıda bazı müfessir ise, onların o zamandan itibaren maymun gibi davranmaya başladıklarını, yani zihniyet ve karakter olarak maymunlaşmış olduklarını söylerler. bunların başında, tâbiîn’in meşhurlarından müfessir mücâhid gelir. mücâhid’e göre allah onların fizyolojik yapılarını değil; sadece kalplerini döndürmüştür.
41 entry daha
hesabın var mı? giriş yap