ibrahim üzülmez

• on senedir kapalı tribüne kombine bilet alıyorum... on yıldır önümde koşturursun ibrahim üzülmez... on yıldır ısınamadım sana, bir de kaptan ettiler bana inat olsun diye...
  
  geçen hafta seni bir de olimpiyat stadı'nın o 50 metre yüksekliğindeki rüzgar tünelinde izledim ibrahim üzülmez... sol tarafım hala tutmuyor pek... muhtemelen seninle aynı formanın 23, 10, 14, 11, 5 vb. numaralarını giyen arkadaşlarının da bir yerleri tutulmuş kalmıştır bugün... oysa senin bir yerinin ağrıma ihtimali yok... sen sakatlanmazsın da, belki 10 yıl daha sakatlanmadan oynarsın... benim halı sahadaki halimi andırıyorsun çünkü, "maç içinde bir boşluk görürsem, neticesiz bir depar atar oraya sonra da takılırım, geri dönene kadar da maç biter zaten" zihniyeti senin topçuluğunu anlatıyor... halı sahada bile makbul değil senin oynadığın... omzum hala ağrıyor ibrahim üzülmez, o ağrı geçince unutmayacağım bu sefer seni... vurdumduymazlığını ve arkanda koşuşturan ve yazık ki umrunda bile olmayan genç belediye çocuklarına bakışlarını... nitekim, yukarıdan bakarken iyice çirkinleşti senin oynadığın...
  
  seneye sen varsan ben yokum o yüzden, aradan 20 sene geçmiş ilk gittiğim maçtan; fener maçından, ve belki senin yüzünden yine bir fener maçıyla alacağım voltamı o en sevdiğim yerden... "kaptan" diye senin olduğun yerde, bizim beklediğimizin, inancın, ve bir parça inisiyatif alıp elini taşın altına sokanların olamayacağını öğrettin bize... merak etme, sezon başında yine peşin verdim sakarya'daki çiftliğinin, altındaki cipin payıma düşen haracını... sevdaya ödediğimiz haraç varsın senin cebine girsin, zor gelmez bize, merak etme... sen gidene kadar yokum ibrahim üzülmez, sen gidince, o zihniyet gidince, inönü zaten yolumun üzerinde, ben 20 senedir gittiğim yere bir şekilde geri dönerim...