• bu ihlali yapanlara en az net 1000(bin) türk lirası ceza kesilmediği sürece ya da söz konusu ihlale karışan araç direk 3 ya da 6 aylığına trafikten men yemediği sürece daha çok kazalarda ambulans beklerken ölen insanlarımız olur.
    bu ihlali yapan varlıklar da geniş geniş bunun muhabbetini yapar. "birader kapattım emniyetten geldim 30dk'da..." diyerekten...

    aslında devlet daha trafik cezalarından gelebilecek sıcak parayı hala çözemedi... bağla abicim arabayı nakit gelmeden de verdirtme arabayı...
  • emniyet şeridi ihlali yapana yol vermem. kasıtlı olarak gerekirse sıkıştırırım, isterse bariyere patlayabilir.

    tabii bunda altımda şirket arabası olmasının da etkisi var. öyle linea falan olmadığı için, uyanamıyorlar da mevzuya, önüme doğru kırıyorlar, sanki ben onlardan sakınacağım arabayı. bir gün taksicinin birisi:

    - bak yol vermiyorsun, ısrar etsem götürücem çamurluğunu, yazık olacak güzel arabana" dedi.

    - buyur götür yiyorsa, dedim. şirket arabası bu, iki saate ikamesini getirirler bunu alıp; senin araban 2 hafta yatar kaportacıda, mal sahibine, para götüremediğin evdekilere anlatırsın derdini..

    bi sik diyemedi ne bokuna güvendiği belli olmayan dangalak..
  • istanbul'da en güvenli şeridin emniyet şeridi olduğuna inanan kişilerin gerçekleştirdiği ihlaldir.

    buradan ihlalde bulunan edepsizlere seslenmek istiyorum.

    arkadaşım! o şerit, bozulan araçlar ve gerekirse emniyet/sağlık/itfaiye ekiplerinin kullanması için boş tutuluyor. toplumlar, bu tarz olguları** "boş olması ve boş kalması" gerektiği düşünülerek oluşturdular.

    sen, toplum o kuralları ortaya koyarken yanlarında bulunmamış olabilirsin. ama gel, seni bir eğitimden geçirelim. trafik nereden akar, senin kazandığın 10 saniye toplumun kaç saatine malolur, anlatalım.

    hem sen park edilmemesi gereken ana yollara da park ediyormuşsun aracını. bir dur, bir düşün. o yolu birkaç dakikalığına da olsa tıkamak, topluma, senin kaybedeceğin 15 adımlık yürüme enerjisinden çok daha büyük masrafa neden oluyor. insanlar işlerine, evlerine; polis olay yerine; ambulans hastaneye gecikiyor.

    hep kendine hep kendine, biraz da içinde yaşadığın (ve muhtemelen nefret ettiğin) toplumu düşün! hadi onları düşünmektense kendi çıkarını yeğledin, tehlikeye attığın canları düşün! (((iç ses: düşün? ne diyorum ben yaa?)))

    buradan trafik kurallarını kendi çıkarları için ezip geçenlere son bir sözüm olacak.

    trafik kesmekeşi bahanesine sığınıp insanları çileden çıkartmayın. unutmayın ki, toplum ileri gidiyor ve sayınız git gide azalıyor. yarın cezalar kapınıza yığılabilir.
  • bu sabah servisle işe gelirken üzerinde bir hayli düşündüğüm bir konu bu. kendimce sebeplerini şöyle sıralayabilirim:

    1- toplumumuzun içinde bulunduğu ve hızla artan ahlaki çöküntü.
    2- devletin kontrol, yargılama ve cezalandırma süreçlerinde yaşadığı zaafiyetin vatandaşlar tarafından farkedilmesi sebebiyle yavaş yavaş orman kanunlarına geçilmesi.

    öncelikle şu ahlaki çöküntüyü bir açıklayalım. herkesin malumu, toplumumuz görünürde muhafazakarlaşmaktadır. bunu yıllardır seçimler vasıtasıyla görüyoruz. peki muhafakarlaşan, dine yönelen bu insanlar nasıl oluyor da allah korkusu, kul hakkı gibi konularda vurdumduymazlık katsayılarını sürekli yükseltebiliyor? çünkü insanlar yanlışla doğruyu artık birbirinden ayıramamaya başladı.

    şimdi aklıma çok basit bir örnek geldi: bir kanal, sabah magazin programında çağla şıkel'in sunmakta olduğu program formatını alişan'dan çaldığını iddia ediyor, öğleden sonra da fikir hırsızlığı olduğunu iddia ettiği programı yayınlıyor. yani hırsızlıkla suçladığı kişinin hırsızlıkla elde ettiğini iddia ettiği ürüne para veriyor ve bundan kendisi de para kazanmaya çalışıyor.

    herkes çeşitli şekillerde başkasının hakkına giriyor ve kendince mantıklı bir bahane de buluyor. emniyet şeridine giriyor çünkü acelesi var ve o şeritte çok uzun kalmayacak. korsan kitap alıyor çünkü bütçesi orjinal almaya elvermiyor. 10 numara yağ kullanıyor çünkü mazot pahalı. crackli office kullanıyor çünkü lisansı çok pahalı. iphone'u jailbreak ile kullanıyor çünkü ona göre apple zaten bu kadar kaçağı gözden çıkartmış. bu örnekler bir hayli çoğaltılabilir. kısacası eğer işlediği suç yüzünden kişinin gözü önünde birisi zarar görmüyorsa, bu olay suç olmaktan çıkıyor kişi için. vicdanı susturmanın yolu bulunmuş.

    bunun ne sosyal statüyle, ne eğitimle, ne gelirle, hiçbir şeyle alakası yok. emniyet şeridine mercedes de giriyor kartal da. alibeyköy'deki adam da kendi kapısının önüne çöpü ağzını bağlamadan koyuyor, ayda 1500 tl kira veren site sakini de çöp odasına çöpü ağzını bağlamadan atıyor veya oraya bile götürmeyip kapısının önünde biriktiriyor. yaptığınız yanlış işi kimse görmüyorsa sorun yok, zaten mantıklı bir açıklamanız da kesin vardır.

    durum böyle çünkü toplumun önündeki örnekler kötü. politikacı verdiği sözü tutmuyor. söylediği bir söz yüzünden insanlar ölüyor ama çıkıp bir özür dileme gereği bile duymuyor. bir avuç ahlaklı, örnek olabilecek insan da sindirilmiş. ne medya onlara yer veriyor ne de toplum tanıyor. toplum karısını aldatan, metres hayatı yaşayan acun'u tanıyor. bu toplumdan ahlaklı olmasını, doğruyla yanlışı ayırmasını nasıl isteyebiliriz ki?

    ikinci olarak gelelim şu orman kanunlarına. ana haber bültenleri adeta devletin zaafiyet günlüğü haline geldi. karısını dövüp beraat edenler, yargılanmayı beklerken ölenler, yargılanmadan şuçlu ilan edilenler, hırsızlığı alenen ortadayken suçu örtbas edilenler. adam gece bunları izliyor. sonra sabah işe giderken bir bakıyor emniyet şeridini izleyen bir kamera yok, ortada polis yok. emniyet şerdini ihlal etmemek için hiçbir sebep göremiyor. kontrol yok, kontrol olsa da ceza yok. 7 senedir araba kullanıyorum ve hiç yapmadıysam 150 bin km yol yapmışımdır. kontrol için durdurulma sayım ise 10 değildir.

    özetle bence derdimiz büyük, bizi bekleyen daha büyük sorunlar var. emniyet şeridi ihlali sadece küçük bir göstergesi bu işin.
  • ben kendimi bildim bileli yere çöp atmam, emniyet şeridinden gitmem. bunu yapan benim gözümde vatan hainidir.

    bir sürü insan bunu yapıyor diye ben vatanıma ihanet etmem.
    daha dün emniyet şeridinden giden biriyle tartıştım. emniyet şeridinden önüme makas atmaya kalkıştı çarpmayı göze alıp yol vermedim. bağırdı ben daha çok bağırdım kornaya bastım. pıstı. ilerde kırmızıda arkama yanaştı. inseydi arabadan ben de inip kavga ederdim. dövebilir miydim bilmiyorum ama inerdim. götü yemedi inmeye. it gibi durdu arkamda pıstı. el kol bile yapamadı dalyarak.

    edit: her ne kadar farkir ruhlu ve tutumlu biri olsam da bu haltları kendi arabamla yiyecek kadar da gözüm karadır, parada da gözüm yoktur. şirket arabasıyla artistik yapanlara selamlar
  • sıkışık trafikte ben insan gibi sıramı bekliyorken kendini çok zeki zanneden orospu çocuklarının emniyet şeridinden gidip benim trafikte daha çok zaman kaybetmeme sebep olmalarını engellemek için emniyet şeridinden gidenlere yol vermiyorum. arkamda iki saat korna selektör yapıyorlar ama yinede vermiyorum. çünkü devlet bu insanların benim vaktimi çalmalarını engellemiyor. mecburen ben engelliyorum. ve bu benim hakkım. emniyet şeridinden gidenlerin önünü kesmek haddiniz değil diyen orospu çocuğuna da kafam girsin.
  • tem otoyolunda, pazar akşamı istanbul'a dönüş yolunda tek bir personel dahi bulundurmayan emniyet teşkilatı da en az bu ihlali yapan ayılar kadar sorumludur. ayıyı eğitemiyorsan, zaptetmeyi bileceksin.
  • daha öncekiler gibi 21 ekim 2011 tem otoyolu'nda kaza da ders olmamış bu sabah istanbul'da yine vızır vızırdı emniyet şeritleri.
    bu ihlalin 60 küsür lira gibi gudik bir cezası olursa, böyle de devam eder. cezası en az 10-20 kat artmayıp, yaldır yaldır da denetim olmadığı sürece çok ağlarız daha yok ambulans yetişemedi, yok doktorlar çantayla kaza yerine koştu vs diye.
    kimse kusura bakmasın ama alan memnun satan memnun demek ki...
  • kul hakkı yemenin en güzel örneklerindendir. polis iplemiyor artık allah sorsun hesabını daha bişeycikler demiyorum*.

    edit: neyse ki eds diye bir uygulamaya geçildi. emniyet sıkı takipte...
  • servis şoförümüzün mütemadiyen yaptığı. geçenlerde polis durdurdu bizi, diyalog aynen şöyleydi,

    polis: napıyosun kardeşim, bık bık, ..
    bizim şoför: abi işe geç kaldık abi..
    polis: sus sus, sanki bi tek sen işe geç kalıyorsun
    bizim şoför: ama abi..
    polis: sus yoksa 280 tl ceza keserim. şimdi dörtlüleri yakıp 5 dk burda bekliyorsun, sonra da 10 km hızla gidiyorsun gözden kaybolasıya kadar..

    biz cidden 5 dk olmasa da bi 2-3 dk bekledik dörtlüleri yakıp. sonra da bir süre kağnı gibi yol aldık. ama sanırım şoförümüzün gururu incinmişti. polisin görüş mesafesi dışına çıkınca kasaplığına hiç olmadığı kadar geri döndü.
hesabın var mı? giriş yap