• sözlüğün kapatılmasının pratikte mümkün olmadığını düşünmeme rağmen aktif katılım gösterdim bu twitter hamlesine.
    neden ekşi sözlük kapatılamaz onu da açıklamaya çalışayım. ekşi sözlük kapatılamaz çünkü bu oluşum fiziken olduğundan daha çok zihnen vardır. yarın öbür gün bu siteyi ulaşılamaz hale getirirseniz dahi burada fikirlerini paylaşan insanlar sabun köpüğü gibi patlayıp yok olmayacaklar. problem olarak gördüğünüz bu insanlar yine aynı şekilde düşünmeye ve bunu yapabildikleri her şekilde ifade etmeye devam edecekler.

    uç bir örnek vermem gerekirse; bir sadist sizin için iğrenç ve merhametsizce olan fantezilerini en ince ayrıntısına kadar yazarak bir kitapta toplayabilir. bunu okumak yahut okumamak tamamen sizin iradenizin tercihidir. bunu yazan adamı sevmeyebilir, ondan iğrenebilir, nefret edebilirsiniz. ancak bu adamdan kurtulmak için kitaplar yasaklansın diye bir kampanya yaparsanız en hafif tabirle aptalsınızdır.

    ekşi sözlük hiç bir yazarı herhangi bir ideolojide yazmak için şevklendirmiyor.
    ekşi sözlük fikirlerin iletildiği bir platformdan fazlası değil. bu anlamda bakıldığında burada yazmanın mektup yazmaktan, telefonla konuşmaktan, borulara vurarak alt kattaki komşuyla mors alfabesiyle iletişmekten bir farkı yok. peki durum buysa neden buradakilerin fikirleri çevrenizdekilere benzemiyor?

    bu oluşumu anlayamayan herkesin kafasındaki en belirleyici soru işte bu.
    neden ekşi sözlükte yazılanlar benim çevremde konuşulanlar gibi değil? çünkü burada hukukun çerçevesi içinde kaldığınız sürece gerçekten özgürce kendiniz gibi davranabiliyorsunuz. kimse sizi öldürmekle tehdit etmiyor, kimse size fikirlerinizden dolayı şiddet içeren bir linç girişiminde bulunmuyor. öte yandan fikirleri sizinkiyle benzeştiği için seçtiğiniz otuz kişilik çevreniz ile, internete bağlanan insanlar arasından rastgele seçilen 30.000 kişilik bir kitlenin fikirlerinin uyuşmaması olasıdır, bunda şaşıracak bir şey yoktur.

    bir önemli yanılgı da buraya yazarların ideolojilerine göre seçilerek alındığı yönünde. bu hata da ekşi sözlük yazar alımı prosedürünün, memur alım prosedürü gibi olduğu sanrısı yüzünden kaynaklanıyor. halbuki bilinmelidir ki içinde hukuka aykırılık barındırmayan ve tanım içeren on tane cümle yazabilen herkes burada yazar olabilir. burada yazan görüşleri beğenmemek, direk olarak türk halkının görüşlerini beğenmemektir.

    ekşi sözlük kapatılsın demek, "türk halkı çok konuşmasın, çenesini kapasın." demekten farksızdır.
    ve elbette bu mümkün değildir. yarın burası kapatılırsa en çok iki gün sonra biz türkiye'nin internete bağlanan insanları yeniden birbirimizi buluruz, hiç kusura bakmayın.

    şimdi işin teorik kısmına gelelim. burayı hiç bilmeyen insanlar için aydınlatıcı bir kaç cümle yazmak istiyorum izninizle.

    soru 1
    nasıl yazar alıyor burası?
    -ben de yazar olmak istiyorum diyorsun
    -10 tane tanım içeren hukuka uygun cümle yazıyorsun
    -sıran gelince yazdığın cümleleri içeriği ile ilgilenmeden sadece söylediğim iki kritere göre değerlendiriyorlar.
    -yazar oluyorsun.

    soru 2
    o zaman ben de, bir imam da, bir kasap da, bir doktor da, bir katil de yazar olabilir öyle mi?
    -evet olabilir. zaten oluyor da.

    soru 3
    ama burada hep hakaret ediyorsunuz, hep yalan yanlış şeyler yazıyorsunuz?
    -ekşi sözlük, yazılanların yayınlanmadan önce denetlendiği bir mecra değil. yani ben yazımı yazıyorum, yayınlıyorum. eğer yazdığım şey hukuka aykırı bir şey içeriyorsa bile, sözlükte bu iş ile görevli insanlar yaptığım hatayı bulup silene kadar yazdıklarım yayında kalıyor. ancak nefret suçu da dahil pek çok hukuksuzluğun denetimini yapan çok geniş bir gönüllü tayfası kendilerine ulaşan şikayetleri sürekli inceleyip yayındaki bu yazıları hukukun çerçevesi içinde tutuyorlar.
    yani bir yazı hukuken sorunluysa ekşi sözlükte barınması mümkün değil. bu durumda senin kendine şunu sorman gerekiyor, "benim hakaret olarak algıladığım şey hukuken hakaret mi acaba?"
    çoğunlukla günlük hayatta bize hakaret gibi gelen sözler fikir özgürlüğü kapsamında yasada yer bulmuş yaklaşımlar oluyor. bu durumda eğer yazılan bir şeyden rahatsız oluyorsak yapabileceğimiz iki şey var, ya kendimize çekidüzen vereceğiz, yahut yasaların değişmesini umut edeceğiz, bunun için çalışacağız.

    sorunun ikinci kısmındaki "yalan yanlış şeyler yazıyorsunuz" da önemli elbette. ekşi sözlük doğru bilgi verme iddiasında değildir. burada yazılanların tamamının yalan ve yanlış olduğu ön kabulünü yaparak burayı okumak doğru olacaktır. insanların kendi tercihleriyle ulaştıkları bir mecrada yalan yanlış bilgi vermek suç değildir. istemezseniz bilgiyi güvendiğiniz başka bir mecradan edinebilirsiniz.

    soru 4
    ama ben çok sevilen bir sanatçıyım, ekşi sözlükte ise hakkımda hep kötü eleştiriler mevcut. siz toplumu yansıtmıyorsunuz.
    -sizden herhangi bir çıkarı olmayan özgür beyinlerden çıkan gerçek eleştirilerle karşılaşmak bazen duvara çarpmak gibi olabilir. ama emin olun kimseyi karalamak gibi bir amacımız yok. on yıldır kimseden "hadi abi şu taylan denen sanatçıyı yerin dibine sokuyoruz" diye bir mesaj almadım. hakkınızda bir şey yazılıyorsa insanlar öyle düşündüğü için yazılıyor.

    soru 5
    sen neden bu kadar sözlük yalakasısın, sana para mı veriyor sözlük?
    -kendimi ifade etmemi sağlayan bir mecra olması dışında sözlükle hiç bir bağım yok. yalaka oluşum doğuştan sahip olduğum bir özellik.
  • an itibariyle uykusuz dergi de destek vermiştir.
    tweet şöyledir:
    ekşisözlük degil elektrik santralleri kapatılsn eger bu kadar karanlik istiyolarsa. biz çakmak alevinde de aydınlanırız #eksisozlugedokunma
  • konuyla ilgili olarak en güzel sözü zeki enes akkan söylemiştir;
    ''isteyen ekşi sözlük'ü kapatabilir. sağ üstte tuşu var. ''
  • desteğimi verdiğim hashtag'dir. ve aynı zamanda da islamcısı, solcusu, kürdü, ulusalcısı; ekşi sözlük'ü kullanan herkesin destek vermesi gereken hashtag'dir.

    ama bundan da önemlisi;

    (bkz: #internetimedokunma)
  • dünyada hiç kimsenin kutsalı, hiçbir zaman herkesin kutsalı olmamıştır. hiç kimsenin de kendisi için değerli olan fikirlerin, kendilerinin istediği düzeyde algılanmasını talep etmeye hakkı olamaz. hakaret kavramı bile göreceliyken bunu kendi işimize gelecek doğrultuda şekillendirmek de etik değildir ve yapılmaya çalışılan eylemle kesinlikle örtüşmez. demokrasi kimsenin özeline uygun şekilde değişemez kimse kusura bakmasın. bir tanesi, "anana bacına küfrettiklerinde sessiz mi kalıyorsun?" diyerek sözlüğü hedef göstermiş ya, çok merak ediyorum o küfür eden adamın sülalesini mi katlediyormuş?

    hakaret, direk hakaret eden belli kişiyle çözülmesi gereken bir konudur ve bu ülkede de kişisel hakları korumak için başvurulabilecek resmi kurumlar bellidir. resmi kurumlar aşamasında bile bu algılama sorunlarını yaşadığımız düşünülürse işimiz elbette ki çok zor. internetime dokunma diye bağırdığımız günleri geride bıraktık ve yine özgürlüğümüze dokunuluyor. duyarsızlaşmamak ve özgürlüğümüzü kaybetmemek için sözlüğümüze dokunmamaları için bu olanları unutmamalıyız.

    benim de sözlük içerisinde rahatsız olduğum konular kuşkusuz var. ancak bu konuları tüm ekşi sözlük kavramına ve mantığına bulaştırmamayı becerebiliyorum. çok fazla entrye sahip olmamama rağmen beş yıldır burada bir şeyler yazıyorum ve ekşi sözlük benim bellirli kurallara uyduğum ama otosansür uygulamadan, özgürce düşüncelerimi ifade edebildiğim tek sosyal alan. bu yüzden #eksisozlugedokunma
  • ulusal kanal'dan da destek alan hashtag'tır..

    "#eksisozlukkapatilsin demeyen müslüman değilmiş. @erenerdem_ müslümanlık'ın @mehmetbaransu'nun tekeline girmesi caizmi? #eksisozlugedokunma"
  • #eksisozlugedokunmaamayazarlaradokun ne de olsa burası turkcell gibi bi yer.
  • ismine destek vermediğim oluşum.
    nedeni şu: ilk önce ekşi sözlükteki entileri dava eden tip ile bu barans'nun yediği halt, sıradan faşizmin tipik örnekleri.
    "benim inandığım şeye saçmalık dersen hakaret etmiş olursun" mantığı ve baransu'nun cihat ilanı.
    bu salvo, demokrat bir ülkede deli saçmasından başka bir şey değil. dolayısıyla, bunları ya siklememek lazım, ya da karşısında durulacaksa "sözlüğe dokunma" gibi saf ve naif bir sloganla değil, en azından yapmaya çalıştıklarının ne bok olduğunu o iğrenç suratlarına vuran bir sloganla olmalı. zira retweetlere baktım da, kin nefret ve yok etme histerisiyle dolu cümleler.
    ekşi sözlüğe dokunma değil,
    faşizme geçit yok, siktir git okuma.
  • eksisozlugun ilkeleri belli.
    bu ilkelere uymayanlar yuzunden sozluk kapatılacak ve yok edilecek ise dusunelim biraz: biz bu yaklaşımı başka nelere uygulayabiliriz? uygulamaya kalksak neler olur?

    - yasalarına uyulmayan devletlere?

    - şartlarına uymayanların olduğu dinlere?

    - saygı/sevgi kurallarına uyulmayan ailelere?

    - amacına aykırı davranan üyeleri olan derneklere, vakıflara?

    saçmalıyor muyum?

    e normaaal! hangi kapatıcı zihniyet saçmalamaz ki?
  • #eksisozlugedokunma; çünkü tahammül sınırlarını zorlayan nadir şeylerden birisi o. kimlere, nasıl ve ne kadar tahammül ettiğimi hayal bile edemezsiniz.

    kırmadan kırıldığını belli etmek gerek; böyle değil ama...
hesabın var mı? giriş yap