• ali atıf bir'in bir cümlesi.

    "sen bittin oğlum! sen artık yoksun. gör bak sana neler yapıyorum!" gibi cümleler vardır, bilirsiniz. mahalle kavgalarında falan olurdu eskiden. neden hatırladım şimdi? bunu bilemiyorum.

    ya da "hem suçlu hem güçlü" gibi bir deyimimiz var mesela. 9 yaşındayken bile sevmezdim bu deyimi. annem - babam (onlar da belli değil tabii!) bana söylerdi bunu ve ben hem suçsuz hem de çaresiz hissederdim kendimi. beni sadece 'ayarım' olan insanlar anlayabilirdi ve bu insanların da yaşıtım olması gerekmezdi.

    son günlerde iyiden iyiye üzerimize gelinmeye başlandı. bence bu durum empatide bulunabilmemizi sağlaması açısından önemli bir fırsattır. haksız ama yasal olarak sorun teşkil etmeyen, yetersiz bilgiyle üretilmiş bir yığın 'ünlü' eleştirisi. biz sözlük yazarları olarak bu eleştiriler karşısında asla ve asla "hıncal uluç artık yazmasın! fatih altaylı tamamen bitecek! ali atıf bir'in kellesini istiyoruz!" demedik. "ciddiye almayalaım, hareketsiz kalırsak bir şey yapmazlar." falan gibi bir kandırmacaya da bulaşmadık. herkesin yeri, konumu, duruşu, durumu, algı kapasitesi ortada. vicdanen rahatız ve maddi hiç ama hiçbir kaygımız olmadan (beğenirsiniz ya da beğenmezsiniz ama) kendi edebiyatımızı yaratıyoruz. dün bir ekşi sözlük yazarının iç dünyası adı altında farklı boyutlarıyla konuya değindim -tekrar edeyim- yıllarca mies, terelelli temcik, romica, depeyi gibi şu an saymakla bitiremeyeceğim bir sürü yazarın eserlerine ücretsiz olarak eriştim. bundan da son derece büyük bir mutluluk duyuyorum. dostluklar edindim, içimi döktüm, hikayemi anlattım... gerçek hayat / sanal hayat çelişkisine asla mahal vermeden (yukarıda bahsettiğim başlıkta da ayrıntılarını ele aldığım üzere) kendi değer yargılarıma uygun olarak ekşi sözlük'ten faydalandım. bütün bunlar kişiye (bana) özel gibi görünse de binlerce yazarın olduğu bir ortamda nitelikli çoğunluğun (zaten yasal zorunluluklara herkes tâbi) duruşu bu yönde oldu.

    ekşi sözlük'te yazan saygın insanlar olarak yerilmeye de övülmeye de açığız. hakaret edenlere karşı da -eğer ciddiye alınacak bir eleştiriyi de (hakaretle bile olsa) barındırıyorsa- duruşumuz her zaman saygınlığımıza yakışır şekilde oldu. "siz bunları bunları söylemişsiniz ama yanılmışsınız. gerçek şudur." demeyi her zaman bildik. bundan sonra da bu yoldan sapılmayacağına kesinlikle eminim.

    peki ekşi sözlük bir gün tamamen bitecek mi ve zeki müren'in durumu ne olacak?

    bu soruya verilecek tek bir cevap var: türk adalet sistemi geri zekalı / angut bir yapıya bürünmediği sürece ekşi sözlük asla ve asla bitmeyecek. (benzin sanki ekşi sözlük!) ali atıf bir'in torunları toprağa karıştığında bile ekşi sözlük belki de hala yaşıyor olacak.

    ali atıf bir malum yazısında "uygun hakimi bulmak" ile alakalı bir şeyler fısıldamış. sayın bir, uygun hakim yoktur, insanın kendine yakışan davayı açması vardır.
  • (bkz: anne bitti)
  • neden bu söz söylenmiştir, hemen açıklayalım.

    bir reklamcı olarak kendisi iyi bilmektedir ki reklamlar hep belirli bir kitleyi hedefler. hep bir hedef vardır ve o hedef üzerine yoğunlaşırsınız. birkaç hedefe aynı anda yönelmek hem çok ciddi ajans başarısı hem de çok ciddi zeka pırıltısı ister.

    televizyonda dahi belirli programlar ile kitlelere ulaşılır. epilasyon aletinin reklamını kurtlar vadisi oynarken veremezsiniz.

    ama ekşi sözlük öyle bir oluşumdur ki, her yaştan, her çevreden, her güçten ve kademeden kişinin var olduğu, türk internet kullanıcılarının kalbinin attığı yerdir. her siyasi görüş, her din, her dil, her ırk burada bulunup görüşlerini paylaşmaktadır.

    işbu kişi, kıskançlıktan ve ekşi sözlük'ün geldiği bu "kitlelere ulaşabilme" başarısından o kadar etkilenmiştir ki, basındaki çoğu eski kalem gibi (h.u) linç kampanyasına katılmıştır.

    sakin ol pirim. devriniz geçiyor, devriniz geçti. bunun olmasına sebep olmuş ve olacak her türlü oluşum size demokles'in kılıcı.

    (bkz: demokles'in kılıcı)
  • anonim bir halk türküsü. sözlerini de yazayım, tam olsun;

    ali’yim ben atıf’ım bak hem de birim
    sorarsan ne var bu kadar büyütecek
    uluyum ben latifim, neler bilirim
    ne zaman beni böyle tarif edecek

    yarımken tam olacak, tüme erecek
    o gün eksi sozluk tamamen bitecek

    profösör oldum, prof.lar ağladı
    akademisyenler karalar bağladı
    olsun 3-5 asistan iyi yağladı
    aldım ya gazı, başım göğe erecek

    bir hakim bir savcıyla bu iş bitecek
    o gün eksi sozluk tamamen bitecek

    bulamıyorum kafa dengi bir hakim
    gerci böyle kafanın dengi ne mümkün
    herkes dalga geciyor, ben garip, küskün
    küskün dediysem akla dargın gelecek

    her kim ki küsküsünü kapıp gelecek
    o gün eksi sozluk tamamen bitecek

    bence ben harikayım, yemin ederim
    bak sakın gülmeyin, teessüf ederim
    bu yaşta ortamlarda vardır giderim

    elbet bir gün sözlük kızları keşfedecek
    o gün eksi sozluk tamamen bitecek

    bakın gençler anlayın, biraz yavaşım
    ondandır hızlılarla daim savaşım
    nasıl desem peynirsiz bayat lavaşım

    gün olup sözlük beni katık edecek
    o gün eksi sozluk tamamen bitecek

    zulmete mi düştünüz a yılansılar
    çorak mecranızı bu hocanız sular
    bende ayak oyununun, dansın hası var

    azmettim, uzmettim, kalmadı edecek
    bir gün ekşi sözlük tamamen bitecek
hesabın var mı? giriş yap