• - kime bakmıştın? tanıyamadım.

    (isp): ¿a quién has visto? yo no podía reconocer.

    (it): chi hai visto? non riuscivo a riconoscere.

    google çeviri kadar olamadın be. doğru yanlış söylüyor birşeyler işte...
  • kendisinin yazar kimliği ön plana çıktıkça aklıma temelin yazdığı "kedim ve ben" kitabı gelir : (sf 1) benim bir kedim vardı.tüyleri yumuşacık, gözleri masmavi.bir gün kedim kayboldu.bahçeye çıkıp gel pisi pisi gel pisi pisi gel pisi pisi gel pisi pisi gel pisi pisi gel pisi pisi gel pisi pisi gel pisi pisi gel pisi pisi gel pisi pisi gel pisi pisi gel pisi pisi gel pisi pisi gel pisi pisi gel pisi pisi gel pisi pisi gel pisi pisi gel pisi pisi gel pisi pisi gel pisi pisi gel pisi pisi gel pisi pisi gel pisi pisi gel pisi pisi.....(sf 292)
  • "kime bakmıştın tanıyamadım" gibi dangoz bir tümleci diğer dillere çeviremediği için hiçbir dil bilmiyor şeklinde yaftalanan hatta yapamadığı çeviri sonrası hakkında hürriyet'in internet sitesinde "program boyunca kendine bir daha gelemediği" gibi saçmalığın doruklarının zorlandığı bir haberin çıktığı yazar.

    bu tümleç niye dangozdur peki? "kime bakmıştın tanıyamadım" tümleci türkçeye özgü bir söylemdir. asıl anlamı lafın sarfedildiği ortama göre değişiklik gösterebilir. ancak genel olarak anlamı "kimi arıyorsun?"dur. arkasından gelen tanıyamadım aslında aynı tümleçte bulunduğu taktirde bir anlam bozukluğu oluşturur. çünkü bakanın mı tanınmadığı bakılanın mı tanınmadığı belli değildir. böyle saçma bir tümleci çevirememesi onun bu dilleri bilmediğini pek de göstermez aslında. nihayetinde her dil kendine özgüdür ve böyle herhangi dile has söyleyişleri başka bir dile geçirebilmek dakikada olacak iş değildir. herşeyi geçtim kadının mütercim tercümanlık iddiası da bildiğim kadarıyla yoktur. bu dilleri bildiği beyanatı söz konusu programda dile getirilmiş ama hangi seviyelerde olduğu belirtilmemiştir. okan bayülgen ece vahapoğlu'ndan saçmalık tümleci ispanyolcaya çevirmesini istediğinde kendisi de ispanyolcanın dördüncü bildiği dil olduğunu söylemiştir.

    okan bayülgen'in amacı "bu kadın bu dilleri bilmiyor aha bu da kanıtı. ben de süper fransızca biliyorum çünkü iki programdır şakır şakır fransızca konuşuyorum aha bunu da fransız konuk alarak boyna kanıtlıyorum"sa, amacına ulaşmıştır. ama yok başka birşeyse, böyle bir test yapıldığı taktirde bu kadar medyaya giydiren adamın medyanın huyunu suyunu bilip bunu nasıl naklettireceğini de bilmesi gerekir ve ona göre adil davranmalıdır.

    editle gelen dip not: bir daha baktım youtubedan boşnakçaya başlıo biraz değiştirebilir miyim diye olmaz diolar. fransızcaya da çevirmiş "sulu sulu bana bana atıyor oh oh" gibi birşeyi o fotoğrafçı elemalarla da aksanlı konuşuo bir iki kelime. ingilizce ve italyanca affet aşkım affet beni de diyebilio. ama herkesin aklında ilk "kime bakmıştın tanıyamadım" ı çevirememesi kalıyor. peşin hükümlülük sen yok musun ah ah..
  • yabancı dil öğrenme semineri vermiş ama kendi söküğünü dikememiş terzidir. okan, kendisini kendi çapında madara etmiştir etmesine de, çok dil bilmek neden bu kadar önemlidir asıl soru budur bana kalsa. niye bir insan 5 tane dil biliyorum diye piyasaya çıkar sorusunu "çıkmasın efendim" diye değil, o "5 dil biliyorum" söyleten şartlar nelerdir? bu nasıl bir komplekstir, velev ki 5 dil bilsin. hee, bilmiyorsun da 5 dil biliyorum diyorsan, bu da kompleksin hem kralıdır hem de okan bayülgen'e muz ortadır.

    kalın puntolarla yazıyorum.

    1. dil bilmiyorum arkadaş, diyen bir kişinin özgüvenle ve ezilmeden, bilerek tercih etmiyorum öğrenmek istemiyorum, gibi direkt bilgi vermesi mertçedir ve herkes bunu sever, ki ben de.
    2. dil biliyorum arkadaş, ama niye bu bir konu olsun ki, desin birisi n'olur!
    3. ece hanım böylesi bir durumda kaldığı için, popülerleşmesi adına madara olmuş / olmamış olması da aslında kendisinin değil sadece, bu tarz "ben farklıyım" tribiyle bir yerlerde yer almaya çalışanlara cevaptır.
    4. herkes hata yapar. öldürmemek lazımdır ece hanım'ı da.
  • kendi kitabının kötü reklamını yabancı dil bilgisiyle yapan kişi
  • tipik, türk üniversitelerinde bol bol örneklerine rastlanan akedemisyen kalibina uyan insan, en azindan gördügüm kadariyla. ayni sekilde istanbul un en iyi parali üniversitesinde de birine rastlamistim, yazdigi ingilizce kitapla bize hava atarken, yanimdaki arkadasin ingilizce olarak kitabi üzerine konusmaya basladiginda eöö simdi falan gibi kekeleyip, onun kelimeleriyle cevap vermeye calismisti. ki arkadasim yurtdisinda gelme, devrisme biriydi, cidden okumaya gelmisti ve türkce bilmiyordu. ingilizce egitim icin buraya gelmisti. utaniyorum ben.

    egitmenlerimizin tek kelime yabanci dil bilememleri mi, yabanci egitimle ögretim veren bir okulda yabancica konusan insan sayisinin pek az olusunun mu, yoksa bu egitimi verenlerinin cogunun yabanci olusunun mu? hayir ece vahapoglu adli kisiyi tanimam, ilk defa youtube da gördüm. illa ki vardir meziyetleri, belki heyecanlanmis, belki de ortama ayak uyduramamistir. lakin 5 dil biliyorum demesi, bir de yabanci dil ögrenme üzerine kitap yazmasi beni hayal kirikligina ugratmis oldu cizdigi bu resimle.

    dil bilimlerinde okuyan bir arkadasim vardi almanya da, 5 dil o da biliyordu. cikip radyo programinda 5 farkli dilde sunum yapmisti, yerel tv de program yapiyordu. bilemedim ben.
  • yigit ve hak ekseninde iki kelam edelim biz de bu kisi hakkinda.

    kendisinin internet sitesine baktigimizda, cv'sini inceledigimizde; gayet basarili, tuttugunu koparan, kendine guvenli, kucuk daglar olmasa da platolar yaratmis birisini goruyoruz. simdi eger sen bu kadar isi yaptigini iddia ediyorsan, bu kadar guvenin varsa; ekran karsisinda sana birinin boyle bir sey yapmasina da hazirlikli olacaksin.

    "kime bakmistin taniyamadim" ve "efendim." kaliplari, baska dillerde olmayan kaliplardir. ingilizce efendim "yeah?"dir mesela, ne efendimi? efendi kulturu mu var ki? sir falan dersin en fazla. kime bakmistin taniyamadim da keza oyle. "who had you looked for, i couldn't recognize you." falan dersin motamot dalacaksan. "who are you looking for again? i don't know you." falan gibi yapmak lazim. ece hanim da zaten bunu diyor, "biraz degistirebilir miyim?" diyor. hakli. eger tercumenin amaci dert anlatmaksa, ece hanimin verilen absurt kalibi modifiye etmesine izin verilmeli.

    efendim - ola da bir yerde mantikli bu sebepten. yani "hangi konseptte kullanayim?" sorusu var orada. ola biraz dam ustunde saksagan olmus tabii de, hani "si?" gibi mi dese mesela olacak. ama orada da zaten "eyvah yandim!" psikolojisinde cirpinma belirtileri mevcut.

    mesela "forgive me darling" diye ceviriyor son sorulani. ama haberleri okudugumuzda "bunu bile pinar aylin'in yardimiyla cevirdi" falan deniyor. degil halbuki.

    dedigim sudur: sen eger "5 dil biliyorum, su seminer, bu kitap, ay ay ay superim!" diye gezeceksen etrafta, boyle bir programa ciktiginda su testi de gececeksin arkadasim. dersin ki "arkadaslar tercume illa ki kelimesi kelimesine yapilmaz, ispanyolca da "efendim" yoktur ki?" o zaman farkli yonde seyreder. ama "nez na", "a qui" deyip teklersen, mahcubiyeti kabul eder pozisyon alirsan, cv'ni tasiyamamis olursun.

    oldurdum, hakkini da verdim, cok mutluyum.
  • bir dili iyice ogrenmeden digerlerini ogrenmeye kalkmis; o da olmamis.

    sadece alfabesini ve her dilde ilk ders konusu olan selamlasmayi * ogrenmek demek, o dili bilmek demek degildir. ama iste ece bizlerle ayni fikirde degil demek ki, kitap bile yazmis "nasil yabanci dil ogrenirsiniz" diye.

    esasinda "iyi olmadiginiz bir konuda nasil ozguvenli ve bilirmis gibi gorunursunuz."
    uzerine bir kitap yazsa daha iyi olurmus.

    bu arada konusurken en rahat oldugu ingilizce seviyesi ise belki orta seviyedir * ama kesinlikle akici * degil.
  • 5 dil bildiğini söylemesine rağmen, internet sitesindeki cv'sini sadece türkçe-ingilizce hazırlayan zatı şahane.
hesabın var mı? giriş yap