• gittigimiz bir restoranda arkadasimin menüde görüp özenerek "bruschetta naturelle" siparis etmesi üzerine ben "ulan bruschetta neyse de, bu naturelle lafinda bir bityenigi var" derken az sonra garsonun elemana tabak icinde sade kizarmis ekmek getirmesiyle gülmekten altima kacirmama neden olmus olan bir italyan yemee.
  • kızarmış ekmek üstü çoban salata.
  • sarımsaklı ekmek üzerine küçük küp küp doğranmış domates ve soğan, pesto ve şöyle bir gezdirilen zeytinyağından ibaret italyan iştah açıcısı. fesleğen filan da koyuyolar. harika icat.
  • "brusketta" olarak telaffuz edilen italyan menşeli beyaz şarap mezesi.

    afilli ortamlarda mahçup olmayın genşler... ama evde ya da arkadaşlar arasında rahatça bir alman edasıyla "bruşetta" diyebilirsiniz;)
  • salkım domatesleri, manda sütünden yapılmış mozzarellayı* küp küp kes bir kaba koy.
    üzerine fesleğen, kekik, biberiye, nane, kurutulmuş domates, bir tutamda deniz tuzu ekle.
    güzel bir zeytinyağı ile karıştır.

    ekmekleri* tavada yanmayacak şekilde kızart, sıcak sıcak taze sarımsağı sür üstüne. karışımı ekmeklerin üzerine bocala ve afiyetle ye.

    budur bruschetta.

    (bkz: güne iyi başlamak)
  • memlekette bundan bin kat lezzetli, ilginc ve otantik lezzetler varken, yemege benim kadar duskun bir adamin hayatinda pek bir sey degistirmemis yiyecektir... risotto'nun envai cesidine ya da peynirine, sarabina hasta olmayi anlarim da, uzerindeki emek malzemesinden menkul bu yiyecege bu kadar tapilmasini anlamam...
  • 2 ay önce varşova'dayım. beklediğim ödemeyi alamadım. cebimde 11 ziloti (polonya para birimi) para var. tren biletimi kardeşime aldırdım internet üzerinden. bavulumu sürükleyerek merkezdeki gara gidiyorum. hava buz gibi iş adamı gibi gözükücem diye kar montu yerine de palto mu almışım. atkımı da bir yerde düşürdüm. ağzım, yüzüm soğuktan donuyor.

    tren garına 45 dakikalık bir yürüyüş sonrasında vardım. karnım da çok aç garın yanındaki avm'de bir costa coffee var. (coca-cola'nın satın aldığı kahveci zinciri). gittim bir sandviç bir de kahve aldım. kartımla alırım diyordum içimden ama karın limiti dolmuş, haberim yok. kahve 8 ziloti, sandviç 13. kahveyi aldım. kaldı 3 zilotim. 300.000 ziloti alacağım var ama cebimde kalan 3 ziloti. gülüyorum halime. geçtim tren garına. kahvemi içmeye başladım. sonra otomat gözüme çarptı. gittim belki bir şey bulurum diye. buldum da. 3 zilotilik bruschetta paketi var. aldım. oturacak yer aradım. sadece bir yer vardı. evsiz adamın biri soğuktan bacaklarını karnına çekmiş, cenin pozisyonunda yatıyordu. gittim oturdum, adamın ayak ucu tarafına. sonra baharatlı ve yağlı kuru ekmeği kemirmeye başladım. midem düğümlendi resmen. halime ağlamak istiyordum ama akmadı göz yaşım. bir süre sonra yanımdaki adam uyandı. kalktı, gözlerini ovuşturdu ve etrafına baktı. bir an göz göze geldik. paketin kalanını ona uzattım. kendi dilinde teşekkür edip aldı.

    velhasıl kelam, benim için hüzündür bruschetta. garibanlık, yalnızlık ve mutsuzluk anısıdır.
  • bi buna bi risottoya hastayım. resmen pazarlama harikası.

    ulaşılmaz yapanı ise fesleğen. koy amk domatesli sandviçine fesleğen al sana brusketta al sana ravioli al sana al dente. neymiş zeytinyağı ve fesleğen varmış. ta toynağınızı skeyim bahçenizdeki fesleğenler ağlıyor.. mozarella bruschetta, woooooww. koy amk yağlı ezine peynirini de dünya bruschetta görsün amk, tat görsün.
  • bruschetta yazılır, brusketta okunur. bruşetta olarak okumaktan itinayla kaçınınız.
hesabın var mı? giriş yap