• gulyabani'den sonra, çocukluğumda derin izler bırakmıştı bu filmin bebekli-kartallı sahnesi. üzerimdeki penye beşiktaş forması ile çocuk yiyen kartal arasında kurmaya çalıştığım saçma bağıntıyı, gulyabani ile insanlar arasında kurmaya başlamıştım. içler dışlar çarpımı yaptım sonra, gulyabani bebeği yedi. sonra bir baktım büyümüşüm, herkes gulyabani olmuş.
  • küçükken bu filmi izleyip ailecek hüngür hüngür ağlamıştık, ne acip günlerdi. allah benimki gibi ailelere akıl fikir versin.
  • bugün kanallar arası gezinirken bir ara gözüme takılan, küçükken izlediğim, izlerken de tir tir titrediğim filmdir.

    film gayet sakin, neden korkuyorsun derseniz; film aslında sıradan bir hikaye ile akıp gitmektedir, sonra bir ekşın olur ve fatma girik'i yırtıcı kuşu döverken görürsünüz, bundan daha büyük bir gerilim olur mu lannnn?
  • necati cumalının aynı adlı oyunundan senaryolaştırılmıştır.
  • ilham kaynağı bir ninni ve onun hikâyesi olan film.
    râviyân ı ahbar ve nâkilân ı âsâr rivâyet ve hikâyet ederler kim:
    göçebe olarak yaşayan yörüklerden birinin çocuğu olmamaktadır. yedi yıl boyunca dilek dilemediği yer, adamadığı adak kalmamıştır. tam ümîdi kesecekken nihayet bir erkek çocuğu olur.
    bir göç esnâsında deve üstündeki bebeği kuzgunlar alır. talihsiz anaya çiçekdağı karanlık olur.

    çocuğu olmadan önce annenin söylediği ağıt:

    ala geyik de gelmiş oğlağı ister,
    kâdir mevlam bize bir evlât göster;
    evlâtsız göçersem kınamayın dostlar!
    neyleyim neyleyim kulu neyleyim?
    nenni nenni demedik dili neyleyim?
    neyleyim neyleyim kulu neyleyim?
    nenni nenni demedik dili neyleyim?

    bebek öldükten sonra söylediği ağıt:

    elmalı`dan çıktım yayan,
    dayan ey dizlerim dayan
    emmim atlı dayım yayan.
    bebek beni del'eyledi
    yaktı yaktı kül eyledi!

    devem var deveden yüce,
    yük yüklettim ben de gece,
    kaynanamdan hicab ettim,
    yoklamadım konmayınca.
    bebek beni del'eyledi,
    yaktı yaktı kül eyledi!

    ala kilime sardığım,
    yüksek mayaya koyduğum,
    yedi yılda bir bulduğum.
    bebek beni del eyledi,
    yaktı yaktı kül eyledi!

    çiçekdağı var mı sana zararım?
    can yitirdim, uğrun uğrun ararım,
    uçan kuştan haberin sorarım,
    gel şimdi akça kuşum, gel şimdi!...
  • kartal yavrumu getir olarak da bilinir. yoruk hayatini, torelerini filan guzelce sergiler. filmde sirret* otesi bir kayinvalide ve sirretlikte onunla yarisan bir kartal genc yoruk kizina turlu oyunlar ederler. buyuklerimizden duydugumuza gore o zamanlar siyadesiyle is yapmis bilumum es dostu aglatmis bir filmdir. televizyonda sik sik gosterilir.
  • basrol erkek oyuncusu da tugay toksoz filmin.
    kucukken korku filmi gibi izledigimi hatirliyorum.
  • çok manyak, çok acıklı bir türk filmidir bu. çocukken seyredilince hüngür hüngür ağlatır. çocuğu olmayan fatma girik ve başına gelenler... gelmeyesiceler...
  • çocuklar için bayağı travmatik bir film. kendi çocuğuma 15 yaşına kadar asla izletmem. insan güzelim hayvan kartal'dan korkuyor sonra.

    (bkz: unutulmayan türk filmi sahneleri)
  • bana çocuk yaşta, kemalettin tuğcu romanlarının dahi yaşatamadığı bir depresyonu necati cumalı'nın yaşatması ile bendeki yeri önemlidir bu filmin. will, hannibal'a " i can't get you out of my head" diyor ya, işte ben de bu filmde ölen çocukla dönüş'te dereye düşüp ölen çocuğu unutamıyorum.
hesabın var mı? giriş yap