hesabın var mı? giriş yap

  • 1 yılı aşkın süredir babayla sadece telefonda görüşülmüştür. yaşı gereği kamera vs.. kullanımı da mümkün değildir.

    bir pazartesi akşamı "evlat kurbanda geliyorsun değil mi? bak paran yoksa biletini ben alayım, kaç para olursa olsun" şeklinde bir telefon konuşması geçer.

    zaten bayramda gitmek üzere planlar yapan şahsım hemen bileti alır, salı akşamı müjde verilir.

    çarşamba sabahı telefon çalar, ölüm haberi alınır...

    işte o yüzden "evlat kurbanda geliyorsun değil mi? bak paran yoksa biletini ben alayım, kaç para olursa olsun" sözü asla unutulmayacak olandır.

  • --şimdi cevaba geçelim.--

    --yanlış sorulmuş bir sorudur.
    çünkü yer çekimi olmadan kütle var olamaz. kütle oluşturan madde, devam eden varlığını sürdürebilmek için yerçekimi olarak adlandırdığımız fenomene bağlıdır.
    yerçekimi; kütlenin uzay zamanı bükmesi ile oluşur.

    --aniden yer çekimi "kapalı" olsaydı hayat olurmuydu?
    cevap: hâlâ hayır.

    bunun nedeni, her şeyin uçup gideceğinden değil, çünkü maddeyi bir arada tutacak yerçekimi olmayacaktı. yerçekimi, uzay-zaman özelliğidir. yerçekimini "kapatmak" için tek yol evreni yok etmektir.

    --astronotlarımız ve diğer birçok canlılar, mikrogravite ortamında uzayda hayatta kalıyor. kuramsal olarak bir astronot sınırsız olarak hayatta kalabilir.
    bununla birlikte, eğer yeryüzünün'de yer çekimi olmadan hayatın gelişip gelişmeyeceğini soruyorsan.hayır diyebilirim... yerçekimi, yıldızları bir araya getiren atomlardan sorumlu. yerçekimi, gezegenlerin atomlarını birleştirerek yaşam için bir yer yaratıcıdır.

    -- yani yerçekimi kütlenin (maddenin) bir ürünüdür. eğer kütleniz varsa yerçekiminiz var. yer çekimi yok = kütle yok. kütle yok = gezegen yok.

    --yer çekimi olmayan herhangi bir gezegen var mı??
    bazı belirli bölgelerde yerçekimi olmadan bir gezegen elde etmek mümkündür. etrafındaki gezegenin açısal hızı kendi ekseni ise, santrifüj kuvveti uygulayacak kadar büyükse, belirli bir bölgedeki yerçekimi etkisini tam olarak karşılayacak kadar güçlü olur. (ekvator düzleminde gerekli açısal hız en az olmalı, ekvator dışındaki herhangi bir yerde santrifüj kuvveti, o bölgedeki yerçekimi kuvvetinden daha büyük olacağı için, merkez kuvvete karşı koymak için daha büyük açısal hıza ihtiyaç duyar ve gezegende önemli etkilere neden olur).

    doğrudan söylemek gerekirse, sıfır yer çekimi olan bir gezegene sahip olamazsınız, ancak gezegenin bazı bölgelerinde nesnelerin yüzdüğü bir gezegen bulabilirsiniz.

  • exxon valdez kazası dünya tarihinin 28. büyük kazası olmasının yanı sıra yönetimsel açıdan da oldukça dikkat çekicidir. şirket yönetimi, operasyon ve iletişim arasındaki koordinasyonsuzluk yüzünden şirket imajı oldukça büyük yarlar almış, kurumun itibarı ise tabana çakılmıştır. iletişim ve kriz yönetimi açısından irdelendiğinde gelmiş geçmiş en kötü yönetim davranışlarından biri olarak addedilir. krize karşı oluşturulan teknik ekibin üstün mücadeleleri şirketin iletişimcileri tarafından basına yeterince yansıtılamamış, yerel toplum, hükümetler, ilgili çevrele ve sivil toplum kuruluşları yeterince bilgilendirilmemiştir. tüm dünyanın olay sonrası gözlerini diktiği şirketin ceo'su lawrence rawl yetersizliklerinin üzerine tuz biber ekercesine olay yerine hadisenin patlak vermesinden ancak iki hafta sonra gitmiştir. tüm bunlar ve ziyadesi tutumlar nedeniyle olay halen yönetim (özellikle de kriz yönetimi) konusunda okutulan derslerde ısrarla incelenen örneklerden olmaya devam etmektedir.

  • yapılmaması gerekeni öğreten öğretmendir.

    şöyle ki, ben ilkokuldayken babamın kendi dükkanı ve işçileri vardı. babamın mesleği sorulduğunda serbest meslek derdim, halbuki ne serbesti, kendi dükkanı var lan babanın. desene triko tükanı var diye. niyeyse utanırdım işte.
    bir de şu versiyonu vardı: "nerelisin?" "rizeliyim, ama laz değiliz, istanbul'da doğdum bir de" derdim. rezillik ya bir de açıklıyormuşum, çocukluk işte.
    son versiyon da şöyle: "tatilde ne yaptınız?" "bir şey yapmadık, 3 ay sokakta oynadım anasını satim" diyemiyosun ki, "köye gittim, teyzemlere gittim, amcamlarda kaldım". günlük gezileri 3 ay yapmışsın gibi salla babam salla.

    ilkokul çocuğu utanır çekinir, yeri gelir adından bile utanır, "neden benim adım ahmet değil de mehmet?" der mesela. bu nedenle hiç sormadığım ve sormayacağım soruları öğretmiştir kısaca. en sevdiği filmi, en son okuduğu kitabı, ne olmak istediğini, en büyük hayalini soruyorum ben de. daha temiz.

  • bu adam canlı yayında "ne demek kardeşim prime time'a başörtülü koyamassın, günümüz gerçeğiyse koyacağım, istemiyosan sen kırp dizinin o bölümlerini" demiş adam.

    dindar insanların hakkını da savunmasını bilir yani. akepeli arkadaşlar söylenmeden önce düşünsün kendileri 10 yıldır kaç kere başörtüsü hakkını bu şekilde savunmuşlar?

    pis tırsaklar.

  • ülkede adı amk olan bir spor gazetesi var.
    emre belözoğlu sporda şiddete karşı olan bir kamu spotunda oynuyor.
    türk milli takımı dünya çapında daşşak oğlanı olmuş falan filan.....
    ama en acısı,
    yıldırım demirören federasyon başkanı.