hesabın var mı? giriş yap

  • allah bunların belasını versin. kadıköyde paket servis çalışan pideci dükkanım var. bunların sahibi olan çocuklar siparişe giden kuryeme çevreyoluna çıkan yolda silahlı saldırıda bulunmuşlar. çocuk allahtan yaşıyor. bana yüklü bir miktar sus payı vermelerine rağmen vicdanım el vermiyor şikayet edeceğim. hem de şimdi üstümü giyip savcılığa gidi

  • temkinli yaklaşmıştım ama olmuş bu film. hatta çok iyi olmuş. şayet tıpkı bruce wayne'de olduğu gibi cyborg'un de gördüğü post apokaliptik görüntü referans alınırsa çok daha etkili bir devam filmi gelebilir.

    --- spoiler ---

    artılar
    - bir defa ilk filmde sevmediğim ne kadar şey varsa zack snyder hepsini çıkarmış. superman'in el kamerasıyla çekilmiş shrek çeneli görüntüleri yerine epik bir başlangıçla başlıyor film.
    -superman siyah kostümüyle arz-ı endam ediyor ve diriliş sahnesi çok daha anlamlı olmuş. hem onun sahneleri hem de ekibin geri kalanının aksiyon sahneleri daha heyecanlı ve anlamlı.
    -filmde cyborg'ün önemi artınca senaryo daha çok derinlik kazanmış. bu sevindirici.
    -maskesinin arkasından sırıtan, espiri yapan batman bu filmde yok.
    -rengarenk efektler yok. özellikle finaldeki savaş sahnesi flash sayesinde çok daha dramatik ve kanlı bir şekilde sonlanıyor. bayıldım!

    eksiler
    -snyder'ın hiçbir zaman sevemeyeceğim klip tadındaki müzikli sahneleri filmde bir kaç kez yer alıyor. ilk başta sevimli görünse de sonrasında ne gerek vardı diyorsunuz. özellikle doksanlı yıllarda müzikle sinema sanatını güzel bir şekilde kullanan onlarca film varken...
    -bol klipli görüntüler demişken, tabi boşluklar böyle dolunca, az diyalog bol ağır çekim görüntüler kaldığı yerden devam ediyor. daha fazla derinlik snyder!
    -steppenwolf hala bildiğimiz kötü adam. filmin zayıf halkası olmaya devam etse de, darkseid'ın bir kaç kez görünmesi hikayeyi toparlamış diyebilirim. steppenwolf'a hem görsel anlamda çizgi romanlardaki görüntüsüne sadık kalınarak daha az cgi kullanılsa, hem de karaktere daha derinlikli diyaloglar yazılsa bu film epic bir film olabilirdi.
    -müzikler genel olarak güzel olsa da, wonder woman ve amazon tema müziği kendini tekrar ediyor.
    -anladık mercedes filme sponsor olmuş da, markanın logosunu arka arkaya üç kez göstermek pek de hoş olmamış.

    --- spoiler ---

    eksiler fazla gibi görülebilir ancak ilk filmle genel olarak alakası olmayan, hem batman v superman'den hem de justice league'den çok daha güzel bir film var karşımızda.

    7.9/10

    edit:düzeltme

  • sınavlarda, anketlerde vesairelerde yaptığım tezcanlılık. isim kısmına adımı ve soyadımı allah ne verdiyse yazarım, sonra aslında çok da uzak olmayan hemen bir alt satırda bana "la gerizekalı bi dur hele" diye bakan "soyad" kısmını görürüm. mutlu olurum...

  • sevmeye ve özümsemeye kendimi çok zorlasam da bir türlü bende oturmayan grup. yani gerçekten çok denedim ama olmuyor. rica ediyorum ki bana kızmayın.

    ya tamam. bohemian rhapsody gerçekten bir klasik, under pressure müthiş bir parça, we are the champions aşırı damarlı falan. ben de dinlemiyor değilim zaten, you don't fool me belki top 10 listemde yer alabilecek bir parça. müzikten az çok anlarım. okuyan takip eden bilir. freddie mercury'nin yeteneğini de tartışacak değilim.

    ancak ben bu grubun hikayesinde gerçekten ilgi çekici bir yan göremiyorum. çok denedim, filmini izledim, filmi yapamamışlardır dedim; oturdum araştırdım, bilirkişiler tarafından yazılanları okudum. yine de sonuç aynı kaldı.

    işi, şükelada beni oldukça rahatsız eden fanatikliğe de çevirmek istemiyorum ancak dünyanın en iyi grubu olduğunu dogmatik bir şekilde savunmak falan, saçma yani. müziğini çok sevebilir ve beğenebilirsiniz ancak grubun bence kimseyi kendine bağlayacak ve etkileyecek bir hikayesi yok. freddie'nin aids'ten ölmesi falan harbi etkilemiş milleti şaşırdım.

    grubun içerisinde tartışmalar olsa da ayrılmadıkları, beatles ve pink floyd üzerinden kıyaslanarak gösterilmiş misal. kötü örnekler yani bunlar. vokalisti öldükten sonra konserlere devam eden insanlardan bahsediyoruz, e vefa nerde? lütfen burda türk kafasında düşünüp “olm adam ekmeğini kazanmak zorunda ama” cevabını vermeyin, o adamlar o dönemler istedikleri her işi yapabilecek konumdalar o ündeyken. sidik yarışına da sokmak istemem ancak bonzo öldükten sonra hatıra konseri dışında birlikte çalmayan led zeppelin'in falan bahsi geçmiyor üzülüyorum. grubun hiç dağılmamış olması anlamlı mı yani?

    sektörde ayrı bir çağ açtıklarına ben de katılabilirim ancak burada kıyasladığınız adamlar ile de aynı müziği yapmış kişiler değiller, queen bambaşka bir tarz. queen'den hiçbir adam ne shine on you crazy diamond'ı ne de stairway to heaven'ı yazabilirdi, tarzları değil zira.

    müzikal anlamda sevilesi bir grup olsa da en iyisi değil. sahne konusunda rakipsiz olabilir ama en iyisi değil işte. tarafsız olmak adına kendi en iyimi eklemeyeceğim ama cevap belli zaten.

    her şeye rağmen hikayesini benimsetmediği için bir şekilde eksik benim gözümde. made in heaven'daki şarkılar dışında dinlerken bi bağ yok.

    bağışlayın beni…

    debe editi: ya gençler beyler bayanlar romalılar lütfen sakin olalım. entry baştan sona ben ve queen ilişkisinin olamaması ile alakalı. ne müzikalliğine ne de başka bir şeyine laf ediyorum, sadece söylenenin aksine içi boş bir hikayesi var bence grubun, mevzu bundan ibaret. bohemian rhapsody izleyip “vay ag gruba bak nereden nereye” deneyecek bir mevzu yok yani. sizin yazdıklarınız queen'in değil freddie'nin hikayesi. en nihayetinde müzikle içli dışlı biriyim, queen'e alenen laf etmek zaten mümkün değil. çok sevgiler herkese öpüyorum gözlerinizden.

  • (bkz: amerika hapşırırsa dünya nezle olur)

    kriz her ne kadar abd'de başlasa da, dünya ekonomisi ikinci dünya savaşının sonuna kadar kendine gelememiştir. (komplo teorisi sevenler derneğine göre, zaten 2. dünya savaşı sırf bu bunalımdan sıyrılabilmek için başlatılmıştır). krizin avrupa için külfeti hem ekonomik, hem siyasi hem de insani açıdan ağır olmuştur.

    avusturya: yeryüzünün ensesi en kalın ailelerden biri olan rothschild ailesinin 1855 yılında kurduğu kreditanstalt bankası -ki avusturya'nın en büyük bankasıdır- kapanmıştır. 1931

    almanya: kanımca krizden en büyük darbeyi yiyen ülke olmuştur. amerika, alman markına verdiği desteği çektiği için ülkeden büyük bir sermaye kaçısı başlar. rivayet edilir ki, 6 ayda ülkeden çıkan para miktarı 1 milyar marktır. danat bank 1932'de iflas bayrağını açar. işsiz genç ordusu, umutsuzluk içinde nazi partisi saflarına katılmaya başlar.

    ingiltere: 1931 yılında ingiltere merkez bankası (boe) sterlin'in değerini yüzde 40 düşürür. george orwell ingiltere'nin durmunu özetler: "sokaktaki insanın ekmek bulma şansı, bir uçak sahibi olma şansına eşitti"

    fransa: işsiz sayısı 1931'de 400 bin iken, 1934 yılında 3 milyon 250 bine yükselmiştir. sosyal yardım kurumları insanları aç bırakmamak için çırpınmaktadır.

    brezilya: brezilyalılar artık kahvelerini satamadıkları için, kahveler tren lokomotiflerinde kömür niyetine kullanılmaya başlanmıştır.

    küba: küba'nın toplam ihracatının yüzde 80'inin oluşturan şeker ihracatı, 375 milyon dolardan 90 milyon dolara düşmüştür.

    sovyetler birliği: bak işte burası ilginç. krizden etkilenmeyen tek ülkedir.(valla tam tez konusu)

    bir de türkiye'ye etkisi var ki, o da iki kelimeyle geçiştirilemez elbet.

  • doğru konuşmuş kız. şimdi kendisi ne kadar büyük oyuncu ki star wars'u ve oyuncuları eleştiriyor derler ama kız bir sinema izleyicisi olarak beğenmemiş oyuncuları ve hikayeyi. ben çıkarım daha iyisini yaparım da dememiş. bir sorun yok yani.

  • istanbul 'da sivil zabıtalarla yapılan denetimlerde, taksimetre açmayan ve kısa mesafeye yolcu almayan taksicilere ceza yağdı.

    pandemi dönemiyle birlikte taksicilere yönelik şikâyetler artınca sivil zabıtalar denetim yaptı. zabıtalar denetim için turist gibi taksilere binip istanbul'u dolaştı.

    ekipler uygulamada, taksimetre açmadan yüksek fiyat isteyen taksicilerden, “değişim saati” diyerek bahane üretenlerle de karşılaştı. elinde valizi ile yabancı dilde yakın mesafedeki bir adrese gitmek istediğini söyleyen ibb zabıta daire başkanlığı’nın personeli h. t.'den 15 tl'lik yola taksimetre açılmadan 40 tl ücret istendi. turist rehberleri ise turistleri taksimetre açtırmaları konusunda uyarılarda bulunduklarını belirtti.

    taksicilerin o anki yüz ifadeleri de görmeye değermiş.

    haberin tamamı

  • çocukları fuhuşa sürükleyen bir çete var; bu çeteye, devlet kurumunda yer aldığı pozisyonu kullanarak öksüz, yetim ya da sahipsiz kalmış kız çocuklarını yem eden anne "the kevaşe" var; kızlarını öldürdükleri aileye iğrenç iftiralar atan, olay yeri incelemeden tutun da otopsi raporuna kadar onlarca yere müdahale edip delil kararttırmış, tez elden kuduz aşısı vurulması gereken balici kılıklı baba "pezevenk i" var; kızların ağızlarına silah sokup, darp edip, şantaj yapıp, kızların ellerine geçen parayı gasp eden, the kevaşenin ve pezevenk i'ün türetip ülkenin başına bela ettiği "pezevenk jr." var; program esnasında bile aleyna'nın abisinin evini ve atv stüdyolarını silahla basmaya çalışan, bu çetenin yancılığını yapan, harem ağası kılıklı onlarca kımıl zararlısı var; öte tarafta bu çeteye gücü yetmeyen, adalete ulaşamayan, arkalarında kimsenin durmadığı, devlette çaldıkları her kapı yüzlerine kapanmış, öldürülen kızları için adalet arayışlarıyla iki haftadır aynı kıyafetlerle stüdyoda perişan olan fakir fukara bir aile var. bizim 500 iq sözlükçü gelmiş buraya çarpık ahlaklı diyerek programa sallıyor, pezevenk i'e ve pezevenk jr'a da "sarhoşlar ama bence acıdandır" diyor.

    sizin ben tıynetinize, cibilliyetinize tüküreyim. en kibar bu kadar söyleyebiliyorum. fakir fukaranın savcı kapılarında sürünüp de bulamadıkları adaleti çaresizlikten ötürü televizyon programlarında arayışlarına dil uzatıp da katil pezevenklere sempati duyan, üzülen, savunmaya geçen tıynetinize, varlığınıza, vahdet-i mevcudunuza tüküreyim.