hesabın var mı? giriş yap

  • yalnız bu iş doktor'un sorunu değil iş verenin sorunu... yani satış temsilcisi istifa etti diye sipariş iptal olmaz... öğretmen gitti diye çocuğunuzu okuldan atmazlar... doktor gitti diye niye ameliyat iptal olsun..

    sana sağlık güvencesini veren o doktor değil... göbek bağı ile devlet hastanesinde bağlı değil. daha iyi maaş veren yere gitme hakkı da var.

  • "bu ülkeye ve bu hayata dair hiçbir şeyin, hiçbir zaman benim dilediğim gibi olmayacağını biliyor, artık bundan acı duymuyorum" bu sözlerle zeki demirkubuz noktayı koymuştur benim için. huzursuzluğuma isim koyamıyordum. zeki abi geldi ismini koydu, kulağına ezanı okudu.

  • 31.05.2013 cuma : gitme oğlum ne işin var eylemde, ya bir şey olursa, hakkımı helal etmem bak

    01.06.2013 cumartesi: dün gittin yeter işte,daha yeni geldin eve, her gün her gün ne işin var, anarşist misin sen?

    02.06.2013 pazar: tamam git ama polise bulaşma. taksime git, orada kavga gürültü yok

    03.06.2013 pazartesi : nasıldı dün? işten sonra gidicek misin yine?

    04.06.2013 salı : akşam sen taksimdeyken biz de burada dışarıdaydık. görmeliydin ortalığı, gurur duyuyorum hepinizle. nebahat teyzenler bile vardı.

    05.06.2013 çarşamba : bugün tüm öğretmen arkadaşlar işe gitmiyoruz, taksime gideceğiz. akşam gelince ara beni

  • öykü serter: bugün nereye gidiyorsun tuğçe?
    tuğçe: canım çok sıkıldı. sevgilime dışarı çıkmak istediğimi söyledim, dans edeceğim bir yerlere gidelim dedim. dans etmek istiyorum.
    kemal: biliyorsun biz dans etmeye gideceğim diyenleri burada dans ettiriyoruz. müzik verelim.

    (abe kaynana n'aptın bize n'aptın bize eşliğinde garip bir dans sergilenir.)

    saykodelik lan bu program.

  • teknik olarak haklı da, karşısındaki kişi de günde belki yüzlerce etiket değişmesi istenen, değişmeyi gözden kaçırdığı etiket için aradaki fiyat farkının maaşından kesildiği ve tüm bunların yanında kasaya, depoya da bakması beklenen bir emekçi.

    sistemi öyle güzel kurmuşlar ki, arena'da milleti birbirine kırdırırlarken yukarıda localarından seyredip viskilerini yudumluyor pezevenkler.

  • amerikan filmlerinde ve dizilerinde buzdolabını açınca sucuk, salam, sosis, yaş pasta, üç çeşit sos, tuhaf meyveler ve 6'lı içecekler görünür lakin biz buzdolabını açtığımızda sararmış peynir, sofraya getirilip bir kere bile yenmemiş çilek reçeli ve buruşmaktan manevi hayata yönelmiş zeytinler görürüz. artık ben de dolabı açtığımda supangleler pudingler avakadolar görmek istiyorum. dünden kalan içi çorba dolu tasın yanında tek başına hayatı sorgulayan mandalina değil!