hesabın var mı? giriş yap

  • milliyet'in haberine göre cenazede dayısı demiş ki;

    “hukuk fakültesi’nde okuyan bir çocuktu. bu çocukların bu hale gelme nedenleri nelerdir ? bu çocuklar da bizim canımızdır. biz insan değilmiyiz. bunu terörist diye yazacaklar. bu ülkenin asıl teröristi kimse ona lanet olsun. terörist bu ülkeyi soyanlardır. 30 bin kişinin katiline terörist diyemeyenler bu hukuk fakültesinde okuyan çocuğa terörist diyorlar. buradan ilan ediyorum şafak yayla terörist değildir“

    kafayı yiyeceğim bu gidişle, şehit edilen savcıya üzülüyorum, öldürülen solcu çocuklara içim ayrı yanıyor, ülkücü çocuklara ayrı... allah sonumuzu hayır etsin, umarım sağduyu çağrıları artar ve daha fazla insan ölmez, çok şey mi istiyorum ya rab!

    ağla sevgili yurdum ağla

  • bence zordur ya. vallahi bak. var benim böyle bi tanıdığım. evlendi sonra bir de aşık olmadığıyla. aşık olduğu ona yar olmamıştı çünkü. sanırım o da "benim sevdiğim beni sevmiyorsa ben de beni sevenle beraber olurum"* diye düşündü.

    mesela hayal kuracaksın. insan kendiyle ilgili hayaller de kuruyor elbet ama 2 kişilik hayaller daha bi tadından yenmiyo. sevdiğin biriyle olursa tabi. ama aşık değilsin işte. ne zevk alıcaksın ki o hayalden? insan kurmaya üşenir.

    mesela bişeyine sinirlendin diyelim ki. seven insan görmezden gelir, kabullenir, geçiştirir falan. sen hem sinir olmuşsun hem de aşık değilsin, napcan? insan sevdiği kişiye daha fazla tolerans gösterir. peki ya sevmediğine?

    ailesiyle oturup kalkman lazım. ben sevmediğim adamın annesine "annem" babasına "babam" gözüyle bakamam heralde. kendi annem-babamla aynı evde yaşadığım halde gün içinde illa ki ararım naptınız ne ettiniz diye, onları aramak istemem ki? ailesini benimseyebilmek için adamı sevip benimsemek lazım önce.

    arkadaşları var bir de. arkadaşlarıyla takılmaktan hoşlanmıyosam sırf onun hatrı için katlanabilirim. ama işte sevmediğim bi insan için hatır gönül falan bana biraz yalan geliyo.

    zaten bir defa geliyoruz bu dünyaya. bu eziyeti çekmeye değmez. ömür boyu yalandan mutluluk sahneleri pozlamanın manası yok. feysbuka boy boy gelin-damat fotoğrafı koyunca mutlu olunmuyo. -muş gibi oluyo.

  • anket yapmıştım zamanında. allahım çok zor işti. 180 lira için çalmadığım kapı kalmamıştı. bu işi deneyimledikten sonra gördüğüm tüm anketör arkadaşlara önce gülümser, insan gibi selamlaşır, sonra dinler, sorularını cevaplarım. yüzüme o kadar çok kapı kapanmış, o kadar azar işitmiştim ki yaşadığım stresi ölsem unutmam.

  • -kırmızı yarra yering.
    +maalesef efendim..
    -o zaman beyaz yarra yering.
    +o da yok maalesef..
    -gidin bulun..amınıza korung..

  • insanoğlu jung'a inanmak ister; fakat her zaman freud öğretisinin gölgesinde kalakalır. insan mekaniktir, aynıdır, ne kadar inanmak istesen de öyle özel değilsindir. jung sana bir nevi açık kapı bırakır; ama gün geldiğinde freud'un çözümlemelerindeki kadar basit bir organizma olduğunu fark etmenin buhranına kapılıp sigaranı yakarsın, sigaranın freudyen bakışla temsil ettiklerini aklından geçirirek hem de.

    hani çocukken teyzen tavuk suyuna çorba tadında kitapları okurken o öykülere göz gezdirip "hayat ne güzel" diye düşünürsün, delicesine büyümek istersin, ergenlik dönemlerinde bukowskiyle tanışınca pis moruğun yanıldığına inanmak istersin, hayat teyzenin okuduğu o öykülerdeki gibi ufak mistisizmlere göz kırpabilir diye düşünürsün; ama genç erişkinlikte yine bukowski gerçekliğiyle yüzleşirsin ya, işte absürt bir şekilde freud ve jung yeraltı edebiyatının karakterleri haline gelebilir, çünkü insanlar aynıdır dostum, her yerde aynıdır, her yüzyılda aynı.

    freud kabul etmek istemeyeceğin bir hakikat, jung sana duymak istediğini veren bir ilüzyondur bence. bu nedenle jung güzeldir. ihtiyaç duyulandır, ama sana o hissi hiç vermeden sanki talip olduğunmuş oymuşçasına bir his yaratır.

  • fatih altaylı duş almak istediği zaman musluğu açmaz. duş başlığı ağlayana kadar ona sertçe bakar.

  • bu parodi haber falan mi? ciddi ciddi pandemi yilinda kar edene ekstra vergi mi getirecekler? ulkeler vergi erteleme, daha fazla geri vergi odemesi, kira artis durdurumu, maas yardimi gibi ekonomiyi destekleyen politikalar izlerken hukumet ciddi ciddi ekstra vergi mi getiriyor?

    "hazine ve maliye bakanlığı, covıd-19 pandemisiyle yaşanan ekonomik sıkıntılara karşı hazine’ye gelir getirici yeni bir düzenleme için hazırlık yapıyor. "

    ekonomik sikintilara karsi "hazine'ye gelir getirici" duzenleme. komedi sovu mu bu abicim napiyorsunuz siz?

    bir de tabi "geçici madde", ne kadar gecici oldugu da artik sana kalmis.*

  • marmara environmental monitoring - marmara çevresel izleme (marem) projesi yürütücüsü, hidrobiyolog levent artüz,

    “müsilajı temizlemenin olanağı yok
    boş yere emek ve para kaybı. bunu temizlemenin olanağı yok. süpürgeyle sahilde kum süpürmek gibi, sonunu bulamazsınız. bu organik bir madde ve parçalanacak. bunun için de suda çözünmüş oksijene ihtiyaç var o da denizde çok az”

    kevent artüz “bundan sonraki süreci bilmiyoruz ama bundan daha kötü olacağını rahatlıkla söyleyebiliriz. doğa alıcı ortam olarak kullanılamaz nokta. bunun bıraktığı hasarları ne zaman ölçmeye başlayabiliriz noktasındayız. bundan sonra karşılaşacağımız olgu bunu solda bırakacak”

    bundan sonra istanbul da yaşanılmaz. bu hepimizin suçu. güzelim istanbul elimizden kopup gitti.

    link

  • ntvspor'da yayinlanan 90+ programinda galatasarayda rijkaard'in oyuncularla iletişiminin kötü oldugu konusunda konuşmaktadir. ornek olarak servet gibi onemli bir futbolcuyu kaybettiginden bahsederken ercan taner devreye girer:

    ercan taner: son istanbul belediye maçinda ısınmaya da çikmadi.

    ve sergen'den müthiş cevap: "o çok önemli degil, ben de çıkmazdım ısınmaya, her maç ısınmaya çikmaya gerek yok, ayagim agrıyo derdim, masaj yaptircam derdim ben de çikmazdim isinmaya"