hesabın var mı? giriş yap

  • bunu ilk defa öğrendiğimde ufak çaplı değil bayağı büyük bir şok yaşadım. hatta köpek balığı eti olduğuna da inanmadım. resmen balina gibi bir hayvan. kesilen parçaları su torbası gibi akışkanımsı bir halde. muhtemelen soğuk sularda yaşamasından dolayı içeriğinin çoğu yağdır o dış kısmın ama görüntüsü öyleydi.

    daha önce de yazılmış ama tekrarlayalım. bu hayvanların vücutları, daha doğrusu etleri üre bulundurduğu için öyle pişirip yiyelim olayı mümkün değilmiş. peki şimdiki gibi her şeyin fabrika çıkışlı olmadığı ve avın etinin, kemiğinin, dişlerinin, derisinin, sinir liflerinin, yağının yani kısaca her yerinin değerlendirildiği bir zamanda bu koca av ziyan mı olacak? hayır. benim tahminime göre büyük bir kıtlık zamanında kıyıya vurup çürümüş bir hayvanı yiyip ölmeyince bunun yenildiğini keşfetmişler. çünkü normal zamanlarda içerdiği üreden dolayı yiyen ölüyormuş. işte izlandalı arkadaşlar da bunu böyle birkaç ay çürümeye bırakıp üzeri iğrenç ve küflü bir görüntüye kavuşunca bir içecek eşliğinde tüketiyorlarmış.

    bundan önceki şokumu da avladığı geyiğin -işkembe benzeri- midesini nehirde çitiledikten sonra bir parça koparan, ağzına atıp sakız çiğner gibi şıkır şıkır ve "mmm nefis, bayılıyorum buna" diyerek yiyen adamı gördüğümde yaşamıştım. ya biz fazla kibarlaşıp doğal yaşamdan geri dönüşü olmayacak derecede kopmuşuz veya bu insanlar insanlıktan çıkmışlar.

  • içki içmeyenlerin ya da arada bir öylesine accık içenlerin anlayamadığı his.

    bir süre sonra her şeyin daha güzel olacağını bilirsin. hafif karıncalanmaya başlar beynin. muhabbet keyifli bi hal alır. şarkıların hiç duyulmayan melodileri kulağına gelmeye başlar. ömer hayyam'ın bahşettiği rubailer kutsal cümlelerin olur. ayıkken sevmediğin insanlar bile aslında iyi insanlara evrilir. sabah pişman olacağını bile bile yazarsın geçmişe doğru mesajları. hatta boşver muhabbeti kal tek başına. sadece yazı, müzik ve sigara. gökyüzüne doğru yapılan bodoslama yolculuk. okyanusu yarıp en derinlere doğru yıldırım gibi inmek. şu anda ayık olduğuna hayıflanmak.

    oysa diğer güzel insanların kafelerde sıkıcı muhabbetler yapıp ellerindeki telefonlara gömülmelerine biz hiç ses çıkarmamıştık. çünkü onlar gezmeyi seviyordu biz durmayı, durup arkalarından bakmayı. yaprak seviyorduk biz yaprak kuru yaş ayırmadan, onlar ezmeyi seviyordu neye bastıklarına bakmadan. evet, boş içki şişeleri var yanımızda ve her birinde ayrı hüzün.

  • insanlar, aileler birer birer kıyıyor canlarına. umut yok, ışık yok, yaşama sevinci kalmamış kimsenin. çok zor bir dönemdeyiz gerçekten.

  • "biz evlenmeden önce elele tutusmaya utanırdık " diyen teyzeler, zaten 14 yaşında evleniyormuşsunuz 5 yaşında da elletmeyiverin artık.

    haklımı ne bilemedim ki.

  • okurken öyle dalmışım ki 4 saat 20 dakikanın nasıl geçtiğini anlamadım dedirten olay.

    paramız yoktu okumadım.

  • laik bir ülkede devletin bir kurumunun böyle bir üslupla konuşması ancak ve ancak alay konusu olur. bu ülkede farklı dini inanca sahip veya inançsız insanlar bunu hakaret olarak algılayamaz mı kim çoğunluktaysa onun dinini geçerli sayan bir devlet olmaz olursa yarın ateistler çoğaldığında camileri kapatmayı kendisine hak görür o zaman bana saygı duyun diye ağlayamazsın. devletin dini olmaz, devletin hastanesi dini bir üslupla konuşamaz bu müslümanların kendi haklarına vurduğu bir darbe olur. laiklik inanançsızlardan çok inananların sigortasıdır.