ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ölüm fikrinin insanları çıldırtmıyor oluşu
-
yaşam fikrinin insanları çıldırtmıyor oluşundan daha ilginç değildir. her an ölüme daha da yaklaşıldığı için her gün dünden daha iyi, yarından daha kötüdür. insanı rahatsız edecek olan şey, insana sıkıntı veren şey ölüm olmamalıdır. yaşıyor olmak, tüm sıkıntıların kaynağıdır.
heinrich heine der ki;
"uyku iyidir. ölüm daha iyi. ama en iyi şey aslında hiç doğmamış olmaktır."
senin sesin
-
"fotograf cektirmek icin yan yana getirilmis iki nesne degiliz biz
guvercin curnatasinda yan yana akan iki guverciniz
mesafeler birlestirdi bizi bir de sozler
razi olma hicbir sessizlige"
yaran olaylar
-
koç yumurtasının bolca tüketildiği yurdumun bi köşesinde, mem-et isimli süper yaratıcı mahalle kasabında bayan bir müşteri ile birlikte sıra bekleniyordur. kanı kaynayan ve muhtemelen kasabın daimi müşterilerinden biri olan açıksözlü vatandaşın içeri girmesiyle 'usta daşşşşak var mı?' diye sorması bir olur. birden ortam sessizleşir, bir tek western filmlerindeki gibi ortadan yuvarlanarak geçen diken yumağı eksik kalmıştır.açıksözlü vatandaş kısa sürede kasapta beklemekte olan bayanı farkeder ve durumu toparlamaya çalışır: 'pardon usta taşak var mı?' (bkz: and the oscar goes to)
merkel'le telefonla mesajlaştık
-
+ben davutoğlu
president
- kimsiniz?
+ berline geldim çay içelim?
- numaramı nerden aldınız?
+ sileriz kardeş
sıkıntı yapma
hoşlanılan kızın kıdemli başçavuş çıkması
-
(bkz: ona küçük tekmiller verin)
süngerbob'un sürekli mutlu olmasındaki temel sebep
-
ulan evi var, işi var. işinde başarılı. yemeği iş yerinde yiyor, kıyafeti hep sabit, alışveriş masrafı yok. kadın bulayım da evleneyim çoluk çocuk yapayım derdi yok. en yakın arkadaşı patrick ile komşular. her gün birlikte takılıyorlar. mahalle baskısı yok. kirli siyasetçiler yok.
bu ibne mutlu olmasın da kim mutlu olsun?
leman sam'ın en büyük sanatsal başarısı
-
(bkz: şevval sam)
yere düşen palto ve çocuklar arası hiyerarşi
-
çocuk ya da ergenlerden oluşan bir sınıfta hiyerarşinin nasıl kurulduğu yere düşen paltolardan da belli olur. şimdiki durumu bilmem ama eskiden sınıfın arkasında upuzun bir kanca sırası olurdu, yaklaşık 40 kişilik filan. işte sabah giren çocuk buraya paltosunu asar. fakat bu paltolar bazen orada cereyan eden itişmeler şakalaşmalar nedeniyle asıldıkları kancadan kurtulur ve yere düşer. bu aşamadan sonrası dikkatle izlenmelidir. eğer düşen palto sınıfın popüler ve güçlü kuvvetli çocuğunun paltosu ise oradaki çocuklardan biri hemen paltoyu kaldırır ve yerine asar. ama sınıfın önemsenmeyen ya da taşak oğlanı olan veyahut silik birisine aitse bu palto? o çocuk görene kadar bir gelişme olmaz. hırgür bittikten sonra çocuk gider kendi paltosunu kendi asar. böylece sınıf içindeki pozisyonunu da bir kez daha öğrenmiş olur. insan davranışının en saf hallerini görebildiğimiz çocuk davranışlarından sıradan bir ayrıntıdır aslında bu.
ydg-h'ın atatürk büstünü lağım çukuruna atması
-
mal olduklarından dolayı şaşırmadım, ama gider tıkanınca ağlarlar devlet hizmet etmiyürrrr diye.
iphone'u kılıfsız kullananların rahatlığı
-
tum mal varligini telefona yatiran insanlara garip gelen eylem.
kaybetmeyi kaldiramayacagin bir mal aliyorsan ya onu sigorta edersin ya da alternatif daha ucuz urunlere yonelirsin.
(bkz: hayat bilgisi)
arka sokaklar s07e01
50 kuruştan az para üstüne tenezzül eden insan
-
öğrencidir. 5 kuruşun bile hesabını yapar, babasının parasını yediğinin farkındadır, alın terine saygısı vardır. yata yata kıç büyütenlerin de bunu anlayamayacağının farkındadır.