hesabın var mı? giriş yap

  • yurt dışı tecrübesi.

    ama öyle 2 haftalık geziler, 3 aylık dil okullarından bahsetmiyorum. gidip bizzat bir kültürü yaşamak, o milletin mutlulukarını ve sıkıntılarını paylaşmaktan bahsediyorum.

    ayrıca en az 1000 kilometre yakınında hiç bir aile ferdi olmamasından bahsediyorum. hatta dilini bilmediğin bir ülkede tutunmaya çalışmaktan bahsediyorum.

    bu bir insanı olgunlaştırmazsa, artık başka hiçbir şey olgunlaştıramaz heralde.

  • zonguldak şantiyesinde tanıdığım bi kalfa vardı, ismi mustafa. güleryüzlü, basit bir adamdı. her sabah herkesten yarım saat önce şantiyeye gelip çayı demler, sahada bi tur atar, üzerine revizyon gelen hükümsüz projeleri veya gazete kağıtlarını masaya serip kahvaltı sofrasını hazırlar, sonra beni beklerdi. ben bazı sabah sekizde, bazı sabah sekiz buçukta gelirdim işe. ben gelmeden kahvaltıya başlamazdı. oturup kahvaltılığı yerken üç beş laflar, o günkü işleri programlardık. hiç itiraz ettiğini, hiçbir işi yokuşa sürdüğünü, yalan konuştuğunu duymadım. ne işçileri bana karşı korurdu ne de beni işçilere karşı. çok düz, çok basit bir adamdı.

    bir akşam paydostan sonra ofise geldi, hakediş hazırlıyordum. "şef, hadi gel bi bardak çay içelim" dedi. normalde böyle şeyler olmadığından refleksle "hayırdır ya kötü bi şey mi oldu canın mı sıkkın senin?" diye sordum. "yoo, öyle sıkıldım biraz" dedi.

    zonguldak' ta bilen bilir, çok güzel çay bahçeleri vardır. alabildiğine deniz manzaralı, ferah, yüksek yerler. insanın gerçekten hem içi açılır hem de o devasa karadeniz görüntüsü karşısında biraz garip hissedersin. bu çay bahçelerinden birine oturduk, o çay söyledi ben kahve. "yauv sen de hep kayfe içiyosun, çarpıntı yapmayor mu?" dedi, kafasını diğer tarafa dönerek güldü. huyu böyleydi, şaka yollu takıldığında gülerken başka tarafa dönerdi. "çay sevmiyorum ya, alışınca zaten çarpıntı falan da yapmıyor" dedim ben de güldüm.

    biraz böyle uzağa baktı, insanın canı öyle bi manzara karşısında ya hiç konuşmak istemez ya da konuşmaya başladığında artık hiç lafını kontrol etmeyeceğini bilirsin. biraz öyle sanırım konuşacaklarını kafasında toparladıktan sonra başladı anlatmaya.

    on beş yaşındaymış, sevdiği kızı ne kadar istediyse de vermemişler. araya aracılar göndermiş, babasının karşısına bizzat kendisi gitmiş dikilmiş, abileriyle konuşmuş. olmamış. ne yaptıysa para etmemiş. askere gitmeden önce kızı başkasına vermişler, mustafa' dan daha zengin birine. mustafa askere gitmiş, tezkereyi aldığı gibi nizamiye kapısından çıkar çıkmaz inşaat işlerinde çalışan bi köylüsünü aramış. mersin' de bir şantiyedeymiş o sıralar köylüsü, mersin otobüsüne bilet almış mustafa. dönmemiş bir daha köye. ne bir ev ne bir yurt, şantiyelerden başka mekanı yok.

    "kaç yaşındasın?" diye sordum, "kırk iki yaşındayım şefim" dedi. düşünmesi bile ürkütüyor beni, yirmi yedi yıl. koskoca yirmi yedi yıl. dipsiz bir boşlukta geçmiş, karanlıkta yaşanmış bir insan ömrü. "o kızı bir allahın günü olsun unutamadım yau şef, nerden bulduysa adresimi bulmuş bir tane fotoğrafını göndermiş her akşam bakar dururum" dedi. "ne zaman bu kadar yıl geçti ben hiç anlamadım, işten başka şu hayatımda hiçbi şey bilmedim, öyle yaşadık gitti işte boşu boşuna biz de"

    akşam saat altıydı çay bahçesine oturduğumuzda, saat dokuz buçuğa kadar anlattı mustafa. "eh, hadi yeter bu kadar kafanı şişirdim senin de" dedi, güldü, kafasını diğer tarafa çevirdi.

    ertesi sabah uyanmış, herkesten yarım saat önce şantiyeye gelip çayı demlemiş, sahada bi tur atmış, üzerine revizyon gelen hükümsüz projeleri masaya serip kahvaltı sofrasını hazırlamış, sonra beni beklemiş. yüzüne baktım, o dün akşam bana hikayesini anlatan adamdan en ufak bir eser yok. mustafa değil, mustafa usta duruyor karşımda.

    size hikayeyi onun kelimeleriyle anlatmadım, bunu özellikle yapmadım. mustafa' ya haksızlık olur gibi geldi.

    unutmamak deyince hep mustafa' nın o fotoğraftan gülümseyerek bahsedişi geliyor aklıma.

  • çapraz evrimdir. niye fren yapıldığını öğrenmek için bel dik hale getirilir kafa yukarı kaldırılır ve sağ sol yönünde hareket ettirilir. merak giderildikten sonra tekrar insan formuna geri dönülür.

  • tarihinin en buyuk protestolarindan birisine hazirlanan site. bunun temel sebebi ise reddit'in api erisimine cok cok fahis bir fiyat bicmesi ve bu sekilde ucuncu parti uygulamlarin da fisini cekmis olmasi. bunun benzeri bir durum twitter'da da yasanmisti ve bu karar en popular uygulamalardan tweetbot'u oldurdu.

    reddit'in bu kararinin sebebei ise su. reddit daha onceden api kullanimi ucretsiz bir sekilde sagliyordu. bunun sonucunda da reddit icin bir cok farkli uygulama yapilmisti. yani siz reddit websitesi veya uyulamasi araciligiyla degil de bu uygulamalar ustunden girip redditi o uygulamalarin size sagladigi arayuz ile kullanabiliyordunuz. ancak bazi uygulamlar reklamlari kestigi icin reddit buradan para kazanamiyordu ve kendi sistemlerinden girilmemesine ragmen cok ciddi bir miktarda yuk oluyordu. bunun ustune api erisimini parali yapacaklarini duyurdular ki, bu karara en basinda bir cok kisi sert tepki gostermedi. cunku mantikli bir fiyat bicildigi durumda ucuncu parti uygulamalar dusuk ucretli bir uyelik yontemi ile bununla basa cikabilirdi. ancak oyle olmadi ve inanilmaz yuksek degerden bictiler.

    mesela reddit icin en populer uygulamalardan olan apollo'nun devam etmesi icin su an bile yillik 20 milyon dolar para odemesi lazim. cok kullanicisi olsa bile bu devam ettirilemez bir durum. boylece butun uygulamalar teker teker bu sekilde devam etmenin mumkun olmadigini ve kapanacaklarini acikladi. ki bu uygulamalarin kapanmasi onemli bir kesimin de reddit'i birakmasi anlamina gelebilir cunku reddit'in sitesi de uygulamasi da cok kotu.

    bunun ustune sert tepkiler geldi ancak reddit ceo'su cok rezil bir aciklama yapti ve en sonunda is patladi. zaten zamaninda kendisini elestiren yorumlari site yoneticisi olarak editlemis bir loserdan bahsediyoruz. su anda toplam uye sayisi 1.5 milyar civarinda subreddit kapanma karari acikladi. bazilari 3-4 gunlugune kapatip post atilmasini engelleyecek, bazilari da belirsiz bir sure icin aynisini yapti. kisacasi reddit'e girdiginiz zaman bir cok yerde yeni icerik goremeyeceksiniz. buyuk olasilikla sadece ceoyu, yonetimi ve siteyi elestiren postlar atilip duracak bu sure icinde. bazi yerler karari gecici olarak almisti ama son aciklamalarin da ustune bunu belirsiz bir sure olarak degistirdiler. bazilari da 2 gun sonra baslayacak protestoyu erkene cekti.

    su an riskli bir durum var. reddit bazi yerlere gonderdigi yazida bu sekilde protestolarin mod ekibinin degismesi ile sonuclanacagini soylemis. yani eger siz burayi kapatirsaniz ben de sizi atip yerinize yeni kisileri koyarim diyorlar. bir cok yer de naparsaniz yapin bundan sonra moduna gecti ama nolur gorecegiz. benim tahminim bir cok subreddit protesto sonrasinda acilir ve normal haline doner. eger direnip mod degisikligine gidilen yerler olursa isler iyice kizisabilir ve protesto daha da buyuyebilir. ancak su an geri adim atacak gibi gorunmuyor iki taraf da. zaten apollo'nun sahibi eger mantikli bir fiyat sunsalar tamam derdik diyor. kisacasi reddit api icin yine para alip talep ettigi fiyati dusururse sorun cozulur. onun disinda iki taraf da chicken game oynayacaga benziyor. umarim kazanan third party app tarafi olur.

  • lakers'a karşı oynadığı oyundan ziyade, nba'e geldiği kafa yapısını beğendiğim genç oyuncu.

    istatiskleri yanıltmasın. dün geceki maçta bir kaç iyi hareketi olduğu kadar, özellikle son periyotta farkın erimesinde, furkan'ın yaptığı basit hataların da katkısı vardı.

    fakat muazzam bir özgüvenle oynuyor. en ufak bir tereddüt yok hareketlerinde. "19 yaşındayım ama, ben buraya oynamaya geldim" diye bas bas bağırıyor sahada. çok beğendim bu açıdan.