hesabın var mı? giriş yap

  • adı fenerbahçe ile anılan las palmas stoperi.

    youtube'da las palmas'ın bu sezon oynadığı maçlar full halleriyle bulunmakta. oradaki maçların bir kaçını izledim haber çıktıktan sonra nedir ne değildir görmek için.

    iyiler:
    - agresif, cesur, önde karşılayan stoperlerden
    - birebirde adam geçirdiğini görmedim
    - yan toplarda topun nereye düşeceğini iyi seziyor, hava toplarını alabiliyor
    - oyun konsantrasyonu daima yüksek, adam adama markaj da rakip oyuncuya nefes aldırmıyor, tuvalete gitse onunla gider
    - frikikler ve uzaktan şutlar var

    kötüler:
    - lakaytlık sorunu var. work rateler rezalet. (erol bulut'un çözmesi gereken bir şey)
    - uzun pasları fecaat. mümkünse denemesin.
    - yine lakaytlıkla bağdaştırabileceğim, son adam haliyle çalım atmaya çalıştığı oluyor. fb taraftarı işler iyi giderken baya sever bu tipleri ama o çalımı batırıp gol yedirirse fb kariyeri biter.

    eyyorlamam bu kadar umarım hayırlı uğurlu gelir kulübümüze

  • feminizmi yasam bicimi haline getirirsiniz... kısacık saclarınız yoksa da maskülen hareketleriniz, kadınsı tavırlara karşı gıcığınız vardır...

    bir erkekle yemege cıktıgınızda hesabınızın onun tarafından ödenmesi sizi deli eder. "saat gec oldu evine bırakayım seni" cümlesini duydugunuzda siniriniz tepenize cıkar. kücük kız cocugu muamelesi görmekten nefret edersiniz. size göre, siz diger kadınlardan farklısınızdır... cünkü digerleri, diger kadınlar, onlar, gece gec saatlerde eve bırakılmaktan hoslanırlar. hatta "odana gir pencereden bana el salla" diyen bi erkek beyaz atlı prensleridir.

    birgün karsınıza o cıktığınga hayatınızdaki tüm kavramlar tepetaklak oluverir. cok da tenha olmayan bir sokaktan geçerken "tekin degil buralar, istersen koluma gir" dediginde hayatınızda ilk defa bir erkegin sizi koruyan tavrı hoşunuza gider. sizi taksiye bindirdiginde taksinin plakasını alması sizi rahatsız etmedigi gibi icinizi garip bir güven duygusu kaplar. eskiden eve sağsalim gittiğini haber vermek, erkek arkadasa, hatta erkek egemen topluma hesap veriyor olmak kategorisine girerken artık sırf onun sesini duymak icin bile yapılabilecek birseydir.

    kısacası, siz de artık o hep elestirdiginiz sıradan kadınlardan, sıradan insanlardan oldugunuzu fark edersiniz. sadece acıga cıkması biraz uzun zaman almıstır. sadece bu kadar sevebileceginiz biri gec cıkmıstır karsınıza...

    gün olup, kırık kalbinizi elinize alıp cekip gitseniz bile ona tesekkürü borc bilirsiniz.
    "saol sevgilim, bana sıradan biri oldugumu fark ettirdigin icin..."

  • başkası anlatsa ütopik bir karakter olduğunu sanacağım ama bugün bizzat kendisiyle tanışıtığım hoca.

    bildiğin elinde bir kutu kuru pasta ve tepsiyle geldi. hevesle herkesin sırasına çayları ve plastik tabaklarda servis ettiği kuru pastaları, un kurabiyelerini bıraktı. sınav erken olduğundan "kahvaltı yapmamışızdır" diye düşünülmüş.

    bana 6 yıllık yüksek öğrenim hayatımın en kötü geçen vizesini yaşatacak sorular sormuş olmasına rağmen şu an hiç kızgın değilim kendisine. aksine sarılasım var.

    buradan bütün akademisyenlerin kendilerine bir hayat dersi çıkarmalarını umuyorum. tanışın bu hocayla, arkadaş olun. az insanlık öğrenin.

    not: olay ilköğretimde değil, yüksek lisans seviyesinde gerçekleşen bir sınavda yaşanmıştır.

  • 2 mükemmel öyküden oluşan salinger kitabı: raise high the roof beam, carpenters and seymour: an introduction. maalesef diğer bütün öyküleri ve catcher in the ryeın üzerine sinmiş seymour kokusu haricinde seymour hakkındaki introduction'ın devamı gelmemiştir. (a perfect day for bananafish haricinde)

    kitapta buddy banyoda oturmuş seymour un güncesini okumaktadır.defteri kapatmadan önce okuduğu son cümle ise yarıcıdır.

    "i suspect people of plotting to make me happy"

  • -nasılsın ?

    -iyidir. pes oynuyoruz arkadaşlarla.

    -hmm. üzülmemiş olmana sevindim.

    -ha yok yok iyiyim.

    -hmm. peki. neyse madem sana iyi eğlenceler.

    -sağol görüşürüz.

    -ya bişi sorcam. semih senin yakın arkadaşındı dimi ?

    -evet. niye sordun ki ?

    -ya ben ondan hoşlanıyorum !!

    - hmm.

    - üzüldün sanırım biraz ?

    - evet bu biraz koydu. üzüldüm

    -oleyyyy. bye bye

  • (bi şey iç, çay iç)
    türk esnafının misafirine söylediği, "bir şey içer misin?" ve "aman kola, meşrubat falan isteyip de beni batırma!" cümlelerinin ikisini birden içeren cümle. önemli olan bir çırpıda söyleyip misafirin konsantrasyonunu çaya yönlendirmektir.