hesabın var mı? giriş yap

  • pitbull'lar psikolojisi bozuk ve genetik hafıza problemi yaşayan hayvanlardır. siz onun dibinde severken koklaşırken bir anda sizin kim olduğunuzu ve nerede olduğunu unutur. kendisini tehlikede hissedip saldırıya geçer. bir pitbull'a asla güvenemezsiniz. istediğiniz kadar internette kötü köpek yoktur kötü sahip vardır deyin bu böyle.

  • herkes rimsky korsakov ait olan arıların dansı ya da arıların uçuşu ile ilgili bu klasik melodilere aşinadır. o zaman ne mi yapalım, yazımıza başlamadan önce hemen bu parçayı açarak başlayalım.

    bu eser, bize arıları o kadar iyi betimlemiş ki sanki etrafımızda uçuştuğunu kolayca hayal edebiliyoruz. bunun nedeni bu hayvanlarla olan etkileşimlerimizden kaynaklanmaktadır, tarihin tozlu raflarına baktığımızda bunu kolayca görmekteyiz. fransa ve ispanya'da bulunan ve mö 7.000 civarına tarihlenen kaya sanatı şeklindeki kanıtlar bize bal arılarının evcilleştirilmiş birkaç hayvandan biri olduğunu göstermektedir.

    belli ki atalarımızı etkilemiş olan bu minik canlılar tarihin bir dönemin de zoolog olan karl von frisch' de etkilemiştir. neyse von frisch arılarla ilgilendiği sırada bir şey fark etmiş ve arıların diğer arılar arasında bir çeşit iletişim içinde olduğunu fark etmiş.

    bunu fark ettikten sonra hemen deneylere başlayan von frisch kovandan 10 metre gibi bir uzaklığa şerbet koymuş ve şerbete gelen ilk arıyı işaretlemiş daha sonra beklemiş. işaretli arı tekrar geri gelmiş ve hemen ardından da başka arılarda ona katılmış.

    bu sefer de işaretli arıyı kovanda gözlemlemeye başlamış ve işaretli arının dairesel bir dans yaptığını fark etmiş. daha sonra bu dans üzerine incelemelerini derinleştirmiş. şerbeti koyduğu noktaları her seferinde farklı mesafe ve yönlere koymuş. ardından arıların dansını incelemeye konulmuş.

    yapılan danstan sonra her seferinde kolonideki arıların şerbeti bulduğunu anlamış. o an arıların basit canlılar değil de iyi bir iletişime sahip canlılar olduğunu anlamış. bu ufak canlılar her seferinde noktası atışı bir şekilde yer tayin edebiliyormuş.

    peki arılar bunu nasıl yapıyorlardı; von frisch incelemelerinde arıların iki çeşit dans yaptığını fark etti. ilk dans dairesel döngüydü, bu döngü şerbetin güneş ile yaptığı açı doğrultusunda olduğunu fark etti. ikinci dans ise salınım olan danstı, bu dansta bir salınım hareketi içeriyordu ve şerbete olan uzaklığı belirliyordu. 1 saniyede yapılan 1 salınım hareki 1 km'yi gösteriyordu. bu iki dans birleştiği zaman yön ve mesafeyi nokta atışı belirliyordu.

    görsel-1 ve görsel-2 bakacak olursanız belki daha iyi anlayacağını düşünüyorum.

    1920'li yılların sonunda işte arıların sallanma dansının anlamını ilk tercüme eden karl von frisch daha sonra 1973 yılında bazı hayvan ve insan davranış kalıpları doğuştandır demiştir. yani hayvanlarda bu tür davranış kalıplarının örneklerini birbirlerine nasıl bilgi aktardıkları, çiftleşirken nasıl davrandıkları ve yavrularına nasıl baktıklarını da görmek mümkündür önermesini ortaya atarak, konrad lorenz ve nikolaas tinbergen isimli bilim insanlarıyla birlikte hayvan davranışlarını inceleyen etolojiye öncü katkılarda bulundukları için nobel ödülünü almaya hak kazanmıştır

    son......

    kaynak ve ileri okumalar için: 1,2,3,4

    edit: imla

  • euro ile aldıysan euro ile ödeyeceksin. herkes aptal bir sen mi akıllısın mk? o zaman depozitoyu tl ile alsaydın. ver mahkemeye uğraşsın dursun.

  • bazı dangalakların ağzına sakız olan soru.

    cevabını vereyim o zaman:

    ben ortaokuldaydım.

    gezide yanımda olan kardeşlerim ya okula başlamamıştı ya da ilkokuldalardı.

    bazıları liseye yeni başlamıştı.

    sürekli olarak şurda nerdeydiniz, burda nerdeydiniz diyorsunuz ya? biz gezide'ydik siz nerdeydiniz?

  • "ben sadece bana verilen emirleri uyguladım" diyor polisler, nürnberg mahkemelerindeki naziler gibi. "ben devletimi seviyorum, tut dediler tuttum" diyor fırıncı.

    onlar sadece devletlerinin verdiği emirleri uyguluyorlar, sadece devletlerini seviyorlar. böylelikle masum olduklarını düşünüyorlar. böylelikle iyi olduklarını düşünüyorlar.

    ben ise duvarlara kafa atmak istiyorum.

    (bkz: kötülüğün sıradanlığı)

  • kanola bitkisi aslında kolza'nın kanadalılar tarafından seleksiyon ile ıslah edilmiş halidir ismi de canadian oil plant'in kısaltılmış halidir.

    kolza binlerce yıldan beri kullanılan ama erusik asit içeriği yüzünden yüksek miktarda kullanılması 1970'lerde sağlık riski nedeni ile haklı olarak uzaklaşılmış bir bitkidir .

    ama soğuk iklimde yetişebilmesi ve dönüm başına yüksek yağ veriminden dolayı kanadalılar uzun yıllar süren seleksiyon ile normal kolza yağındaki %2-3 oranındaki erusik asit miktarını doksanların sonunda %0.5'e günümüzde ise %0,01 miktarına düşürüp dünyaya muhteşem bir kültür bitkisi hediye etmiştir. (işte batı bilimine burada müteşekkiriz)

    yanma noktası en yüksek bitkisel yağlardan olması sebebi ile en iyi kızartma yağlarından biridir.

    bildiğin faydalı bitkisel bir yağdır, biyodizel amaçlı kullanımı dönüm başı yüksek verimi, bakımının, su ihtiyacının az olması, soğuk iklime dayanıklı bir bitki olması, yağ eldesi sonucu yüksek proteinli küspesi yüzünden aranan bir hayvan yemi olması dolayısığıyla yağ maliyetinin oldukça düşmesidir.

    sanırım kuzey ülkeleri soğuk iklimde olmaları sebebi ile bağımlı oldukları yağlı tohum ve bitkisel yağ üretimi sıkıntıları sebebi ile kanola'yı çok sevdiler. haklı olarak nordik diyetlerinde tüketimi artırmak için tavsiye ediyorlar.

  • kadın-erkek ilişkilerine dair kafamda son zamanlarda bir soru işareti var. kadınlar neden ilişkide bekleyen taraf oluyor? sürpriz bekler, hediye bekler, ilgi bekler vs. erkek ne kadar verirse versin hep "az yapıyor" oluyorken kadın 1-2 kez yapsa "çok sürprizli" olabiliyor. bunun mantığını bilen, anlayan beri gelsin.