ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
sevgilinin söylediği unutulmayan sözler
-
''belki bir gün, sen beni affedebilirsin. belki bir gün, ben seni affedebilirim. lakin hiç doğmamış olan, ikimizi de affetmeyecek. hoşcakal!'' asla unutamadım.. unutamam..
tanju özcan'ın meclis toplantısında çay fırlatması
-
kahkahalara boğulmama sebep olan olaydır. bugünkü belediye meclis toplantısında yaşanmıştır.
bkz.
(bkz: 3 ağustos 2021 bolu belediye meclisi toplantısı)
bu ne hikmettir ki başlık gündemden çıkarılmış. aaa neden ola ki?
ek: güncel ihtiyaç listesi için; #126476690
tanju özcan kendi twitter hesabından da açıklama ile paylaşmış; bkz
hastası olunan sözler
-
sarhoşken söylenen her söz ayıkken düşünülmüştür.
boğaziçi caz korosu'nun ntv'ye attığı gol
-
güzel bir sabaha başlangıç olmuştur...
böylesi müstehcen bir türkü zaten yeterince yüz kızartmıştır eminim, ama sonunda o kırmızılık mora nasıl döndü görmek isterdim...
edit: bu kadar kırmızı elbiseli kadın olması da zaten ayrı bir gol...
1928'de kağıthane'de içen dayılar
depresyon
-
ya depresyon içinde bulunduğumuz hayata dair belli bir farkındalık seviyesinde gösterilebilecek en gerçekçi yaklaşım ve en normal tepkiyse ama toplumda üretim gücünün düşmesine yol açtığından küresel düzeyde hastalık olarak değerlendiriliyorsa? belki de aslında neşeli ve hayatı sever halimiz bir kafa güzelliğinden ibarettir. belki depresyon hakikattir. (bkz: conspiracy keanu)
sonuçta aslında hayatının çoğunluğu işçi arılar gibi küresel bir ekonomik çarkı çevirmek için çalışmaktan ibaret olan bireylerin hayatından mutlu olmak için nasıl bir gerekçesi olabilir? sabah akşam bal taşıyan, hiçbir zaman kraliçe arıyla çiftleşemeyecek ya da kendi kovanına veya çocuklarına sahip olamayacak olan erkek arının hummalı bir şekilde polen ararken "ne kadar güzel bir gün" demesi nasıl mümkün olabilir?
işçi arı o farkındalık seviyesine ulaştığında mutsuz olmasından daha doğal bir sonuç olabilir mi? o arının yatağından çıkıp terliklerini giyip sabah 7'de yeniden mesaiye koyulmasının "doğru olan" olduğuna onu kim ikna edebilir? hayatının anlamsızlığına bu kadar vakıf olmuşken "gel bizle takıl biraz sosyalleş unutacaksın"ın, "biraz nektar iç iyi gelir"in bu farkındalığa bir örtü değil de çözüm olduğuna kim kefil olabilir?
bu açıdan baktığımızda gerçek hastalığın ve gerçek depresyonun bizde değil de etrafımıza örülü bu yaşamsal düzende olduğunu söyleyebiliriz. eğer borçlanma ekonomisi, gelir uçurumu, modern toplumsal yapı bizim genlerimize kodlanmış unsurlar değilse o zaman onlara karşı metabolizmanın gösterdiği tepkileri "doğal değil", "rahatsızlık", "hastalık" diye nitelendirmek de doğru olmamalı. ama sisteme steteskopu dayayıp "hmm" deyip "sizin insan hayatına olan toleransınız düşmüş" diyen sistem doktorlarımız olmadığından ceremesini biz insanlar çekiyoruz anastasya.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
ya ben eski sevgilimi önünü kestiğim düğün arabasının içinde gelinlikle gördüm, bana gündelik acılarınızdan bahsetmeyin. üstelik zarf da boştu..
bu tarz benim
-
benim için artık bu program dünya tarihinin en çok seyredilen programıdır. nasıl mı bu kanıya vardım ? şöyle ki;
senelerin ntv spor ve trt3 seyircisi, hayatı futbol ve fenerbahçeden ibaret olan babam tam 10 dakika önce kapıdan içeri girdi ve yemeği veya hiç bir şeyi sormadan daha montu üzerindeyken şu cümleyi kurdu " n'oldu yıldız alan oldu mu bugün?" tepki dahi veremedim.
bu baba bir zamanlar şu adamdı; #39106087
sevgilinin ilk kez görüldüğü an
-
gaziosmanpaşa kafe şanzelizede gördüm o an onu. üzerinde barcelona desenli abidas eşoftman üstü ve o dimdik, aşırı jöleli saçları. değişik bir dans sergiliyordu. bakmaz dedim ama elledi.
3 yıldır evliyiz tek gözle yazıyorum.
türk üniversitelerinin tek cümlelik özetleri
-
istanbul üniversitesi: "olum canım sıkılıyo eylem mi yapsak lan?"
26 eylül 2022 ingiliz sterlini'nin çöküşü
-
kral üçüncü charles döneminde gerçekleşmiştir.