hesabın var mı? giriş yap

  • savaşmadan teslim olmak ve onuruyla yenilmek arasındaki farkı kavrayamamış insanların savunduğu fikir. çanakkale'de "zaten savaşı kaybedeceğiz" deyip savaşı bırakan bir millet olsaydık kurtuluş savaşı diye bir savaşımız da asla olmazdı.

  • beyler 40 yaşındayım. çok dolu gördüm ama bu kadar büyük ve sert dolu görmedim. dolu da denemez, resmen titanıc'e çarpan buz dağı yağıyor. ölen yoksa büyük şans.

  • burun ameliyatı geçirip sonrasında (kış aylarına denk geldiğinden, klima vs etkileri bir de) fena bir burun tıkanıklığı yaşayan şahsımın önereceği fikirler:

    - burnu çekmeyin, sümkürmeyin. illa bir şey çıkarmak istiyorsanız duş sonrası yapmayı deneyin.
    - duş sonrası kulak çubuğu ile bolca saf zeytin yağını burun içlerine sürün ve hafifçe çekin, aynı işlemi bepanthen ile de yapabilirsiniz ama onu çekmeyin.
    - kaynar su-vicks karışımı olan bir kaptaki buharı en az bir 5 dk çekin. yukarıdaki işlemleri bundan sonra da yapabilirsiniz.
    - buhar makinası hiç kullanmadım ama yatak odasında daha fazla olmak üzere ve oturma odasında kalorifer yanlarında nemli bez-havlu ya da su mutlaka bulunuyor. bu yöntem boğaz kuruluğunu da önlüyor.
    - serum fizyolojik / izotonik steril kullanmak. bildiğin tuzlu su. kendin de yapıp kullanabilirsin. ben eczaneden alıyorum. günde 2-3 kere buruna sıkıp çekiyorum, sonrasında sümkürebilirsiniz size kalmış.
    - nazalnem burun spreyi kullanmak. burun içi nemlendiricidir. zeytinyağı-bepanthen işleminin aynısı yapıyor ama dışarıda daha pratik oluyor. benim işte masamda duruyor mesela. özellikle ofis klimaları berbat yapıyor burnu. her deliğe birer kere sıkıp başı yukarıda tutacaksın 10 sn. genize kaçabiliyor bazen dikkat edin. burunu büyük ölçüde nemlendirip nefes almayı sağlıyor.
    - en pratiklerinden ama geçici çözüm burun deliklerine vicks sürmek.

    benim büyük ölçüde burnumu açtı bu yöntemler ama zaten septum deviasyon/konka ameliyatı olduğum için burnumun gitgide düzelmesinden de kaynaklanıyor olabilir :)

    hiçbiri yararlı olmuyorsa doktora görünmek şart. sol burnumun deliğinin %80 kapalı olduğunu 29 yaşımda muayeneden sonra öğrendim. bunlar çare olmuyor o zaman.

  • dil bilmesem çok hüzünlü sözleri olduğunu zannedeceğim, ama neyse ki türkçe bildiğim için melodisindeki hüzne yabancılaştığım şarkıdır.
    sözlerini irdelemek gerekirse, ki şart değil, ama irdeleyelim :

    giden günlerim oldu (neye veya nereye gitti? hadi neyse..)
    seni anmadım yola bakmadım hala (az sonra değinilecek..)
    dile gelmeden düşlerim yanlızlığa (gizli yüklem(?) kullanılmış. ama çok gizli, bilemiyoruz)
    susman da yeter ki son vermem için hayatıma (seni anmadım, gittiğin yola bakmadım, ama sussaydın hayatıma son verirdim mi, ne??)
    tüm güllerim soldu (tamam, olabilir..)
    sana atmadım taraf olmadım asla (neye taraf, hangi taraf? hangi taraf hangi durumda hangi tarafa solmuş gül atar?)
    dile gelmeden düşlerim yanlızlığa (bir gizli yüklem daha.. ilkiyle aynı olduğundan şüpheleniyorum.)
    gülmen de yeter ki geri gelmem için hayata (sus öleyim, gül geri geleyim.. hadi olabilir o ruh zannı terkedilende, neyse...)

    beni alsalar ipe koysalar (ipe koymak? "benden boncuk yapsalar" anlamında mı?)
    dayanamaz yine kadere salsalar (ne dayanamaz? kadere salmak ne demek? hadi bi anlamı var diyelim de, neyi salsalar?)
    gönlüm arıyor titriyorum bak (akıl telim titredi, ne dediğimi bilmiyorum bak?)
    sıra gelmeden gidemem ki ben (gitmek ölmek manasındaysa -ki bi manası varsa öyledir muhtemelen; 4.mısra ile bağdaştırırsak şöyle bir sonuç çıkıyor: susman da yeter ölmem için. ama allah sıralı ölüm versin. sen susunca önce büyükler başlasın gitmeye, ben gençliğime doyayım.)
    tutmaz ellerim seni görmeden (neyi tutmaz dicem ama, hadi takatsizlik anlamında kabul edelim..)
    zaman geçiyor bekliyorum bak (tek başına anlamlı, bütün içinde neyin beklendiği anlaşılamayan bir cümle.)

    kısaca konu : galiba birisi birini terk etmiş. terk edilen çok üzülmüş, bilemiyor ne diyeceğini. ama terbiyeli bi kişi, kötü de konuşmak istemiyor, öyle ağzına geleni söylüyor.

  • tv ekranında işsiz ve geçim sıkıntısı yaşayan insanlara çözüm önerisi sunmuş, halkı alternatif besin arayışlarına teşvik etmiştir.

    "fasulye pahalıysa pahalı, yemeyin. daha ucuz bişey yiyin. söylenmeyin!"

    bir tavsiye de benden b sınıfı kaşarlar da iyice ucuzladı...

  • taraftarının yarısı scout olan kulübüm. diğer yarısı ise pro lisanslı teknik direktör elbette.