ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
banu berberoğlu
-
lan bi yürüyün gidin. sözlükte mal olduğunu bilirdim de bu kadar mal olduğunu bilmezdim. nerede ikibinli yılların başındaki sözlüğün seviyesi, nerede kalitesi magmaya yaklaşmış bu ergen topluluğunun seviyesi.
ulan hiç mi insan görmediniz. sıradan insan ya. sanki kendileri yalılarda yaşıyorlar da, işte bize gerçek hayatı hatırlatacak birisi diyorlar. ulan zaten bim'den çıkmayan adamsın. bu kadar mı eblehleştiniz. sanki metrobüslerde milletin ağzındaki soğan kokusunu ayırdedebilecek olan sizler değilsiniz.
nesi güzel olm bu videoların. beyniniz akıllı telefon karşısında eriyip gitmiş, farkında değilsiniz. ondan bu kadar hipnotize oluşunuz bu boş videolara.
yazık ulan vallahi yazık.
türklerin laf olsun diye yaptığı şeyler
-
(bkz: seçim)
sevgilinin daha çok sevildiği an
-
bizim evin salonundan aktarıyorum. bir saat yirmi dakika önce izlemek üzere bir film açtık. sevgili kişisi yeni edindiği strateji oyununa gömmüş burnunu. ayıp olmasın diye filme razı oldu, belli. filmi başlatmadan önce tuvalete gittim niyetini anlamak için. oyunu geri başlatmış aynı benim sabahları beş dakika daha uyumak için her fırsatı ganimet bilmem gibi. hır çıkarmadım tabii. du bakali modundayım başıma geleceği bildiğim halde. sonra düşündüm. strateji oyunları oynamaya bayıldığım dönemlerde anama ettiklerim geldi aklıma. filmine tüküreyim dedim, ona bi şey olmasın. yan yana oturuyoruz, huzursuz olduğumu anlamasın diye bücürük tableti kaptığım gibi kozmetik, entari artık ne kadar karı-kız işi incik mıncık satan site, tanıtan blog varsa açtım önüme. halbuki çok sıkılıyorum sözlük, bildiğin gibi değil. bi de özledim mi ne. ağzını burnunu mıncırasım var ama kıyamıyorum. ellemeyeyim istediği şeyi yapsın dedim. o bilgisayarda galaksiler arası dalgadan bi savaşta dünyayı kurtarırken ben bebeği gözünün önünde dünyadan bi haber oyuncaklarıyla uslu uslu oynayan bir anne gibi oldum. öyle, garip bir his. sevginin aşkla usulca, güvenle yer değiştirdiği anlardan birinin tadını çıkarıyorum.
birden ayaklandı az önce, geldi ayağımı öptü ve sonra ellerimi. dondum kaldım öyle sözlük. teşekkür etti, başımı göğsüne bastırdı. günlük hayatın içinde eriyip gidebilecek ufak bir jesti görmezden gelmeyip mutluluğa dönüştürebildiği andır. şimdi ben bunu sevmeyip ne yapayım!
hükümetin enflasyonla mücadele için market açması
-
atatürk döneminde kurulmuş tüm cumhuriyet şirketlerini "devlet şirket sahibi olmaz" argümanı ile satıp bitiren siyasal islamcılar ın domates, biber, ucuza peynir, soğan, patates satma girişimlerine bir örnektir.
ataşehirde tavanı aynalı günlük kiralık ev
-
ilanda evdeki gizli kamera sayısı da belirtilseymis keşke.
top sakalla özdeşleşmiş kişiler
3 mart 2020 imamoğlu'nun halk lokantaları müjdesi
-
evet takside de değişim olacak, bugün taksi plakası sermaye için bir spekulasyon aracına dönüşmüş durumda. bir plaka başına bugün 3 milyon tl sermaye bağlanıyorsa ve bunun karşılığında sadcece bir adet (2, gece mesaisi) şoför istihdam eidiliyor ise bu sermaye istihdam artışı ve cari açığı azaltan üretim ve hizmet için kullanılamıyor demektir.
en kısa zamanda 90'lardan beri gerçekleşmeyen taksi plaka ihalesi açılmalı ve plaka sayısı en az ikiye katlanmalı. aplikasyon çıkartılmalı ve isteyen yolcu eğer taksi boş ise aynı gzergahtan bekleyenleri taksiye alıp ücreti paylaşabilmeli, yollarda boş gezip boşa mazot yakan taksilerin birim zamandaki geliri arttırlmalı, maliyeti daha çok yolcuya paylaştırılmalı.
bunun adı komunizm değil "gelecek" , uyanın.
pelin batu
-
2. dünya savaşı yıllarında aşk yaşanılacak kadın. savaştan dönen ya da savaşa giden askerlerin tren garında öptükleri kadınlara da benzemiyor değil. bayılırım 2. dünya savaşı yıllarının koyu kırmızı rujlu, şapkalı asil kadınlarına. kalmadı artık böyle kadınlar.
ekip otosunun camını kafasıyla kıran adam
-
-allaam kimse yazmadan yetişebilmişim ne güzel-
ağır başlıdır.
oh.
ömür gedik'in inanılmaz tespiti
-
süper güç türkiye'nin önde gelen cesur şarkıcılarından, eleştirmenlerinden hatta gazetecilerinden, ömür hanımın yaptığı tespit. bakalım;
--- spoiler ---
farkındalar mıydı bilmiyorum ama en son 1900 yılında doğanlar için böyle kolaylık olmuştu. böylesi 100 yılda 1 yaşanıyor ve şimdi de 2000'lilere aynı şey oluyor.
2000 doğumluların yaş hesaplamasına gerek yok.
2015'te 15 yaşındalar.
2044'de 44.
2057'de 57.
güzelmiş değil mi?
--- spoiler ---
https://twitter.com/…rmus/status/492235397725188096
evet, bu kadın bir gazetede köşe sahibi.
edit: şu tespiti bile sözlükten görmüş, ne desek boş;
(bkz: 2000 doğumluların yaş hesaplamasına gerek olmaması)
çocukken yapılan abukluklar
-
ilkokul birinci sınıf... aşı yapmışlardı ve dediler ki saat beşe kadar bir şey yemeyin.
okul çıkışı şeker aldım. biraz takıldım aklıma geldi uyarı. hemen şekeri attım. eve geldim, kimseye bir şey demeden kanepeye yatıp ölmeyi beklemiştim. metanetle.
türkçede erillik dişillik
-
bazı yabancı dillerde karşılaşılan nesnelerin eril veya dişil olması, güzel türkçemizde olmadığını düşündüğümüz bir kavramdır. hatta böyle yabancı dilleri öğrenen arkadaşlarımız ve yakınlarımızın canını sıkan "sapık bunlar! kravatın da cinsiyeti mi olurmuş?" gibi tepkiler vermesine yol açan bir durumdur.(bkz: almanca)(bkz: fransizca)(bkz: ispanyolca)
halbuki cümlelerimizin gizli öznesi gibi nesnelerimizin de gizli cinsiyeti bulunmaktadır. biz sadece, pratik olduğumuzdan ötürü artikel gibi dandik işlerle uğraşmamaktayız. ama bu sizi yanıltmamalıdır. söylediklerimi bir kaç örnekle açıklayayım:
türkçe'de nesneler tekil halde dişil durumdadır. ör:
"-ne olmuş bu kaleme?"
"-ne var ki?"
"-**ına komuşsun"
ör2: (kapı çarpar)
"-hay **ına koyiim senin gibi kapı"
ya da "hay skiim senin gibi kapıyı"
nesneler çoğul halde eril durumdadır. ör:
"-naapmışsın walkmanime? ne hale gelmiş bik bik bik..."
"-yeter be walkmenler s*ksin seni"
gördüğünüz gibi 'walkmanler' eril hale geldi.
bunların yanında türkçe'de başka bir dilde rastlamadığım (elbette başka bir dilde de bulunabilir) sahipliğin erilliği ve dişilliği vardır. bunu da böyle bir örnekle açıklayabiliriz:
sahipler kibar/resmi konuşmada nötrdür: "onun bilgisayarı"
az kibar/sinirli konuşmada erildir: "eşşoğlueşşeğin bilgisayarı" //gördüğünüz gibi sahip eril oldu
kaba/çok sinirli konuşmada dişildir: "s*ktiğimin/**ına koduğumun bilgisayarı" //sahip dişildir
ilgili bir konu olarak (bkz: turkcede ucuncu sahis zamirlerinin belirsizligi)
ve tabi ki (bkz: guzel turkcemiz)