hesabın var mı? giriş yap

  • iş disiplini konusunda oldukçta etkileyici bir davranış segilemiştir. kafasına çaktıktan sonra, dondurma şovuna devam etmiştir.

  • super bi cheesecake tarifi. aha buyrun yapin yeyin!

    malzeme:

    2 paket kremali biskuvi
    1,5 paket krema
    1 paket pınar labne
    1 paket pınar beyaz
    250 gr. suzme yogurt
    3 yumurta
    3 kasık un (tepeleme diil makul olcude, abartmayin)
    1 su bardagı toz seker
    2 paket vanilya

    alet edevat:

    1 adet kelepceli kap
    1 adet derin kase
    1 adet mikser yoksa cirpici o da yoksa catal
    1 adet fırın
    1 bıcak
    1 servis tabagi

    yapilisi:

    kremali biskuvileri robotta paralayin. iyice ezilmis biskuvileri kelepceli kaba guzzelce yayin. iyicene bastirin ki birbirlerinden ayrilmasinlar.

    firini fise takin. 175 dereceye getirin, birakin isinsin. firin turbo ozellige sahipse daha bi iyi yoksa da caniniz sagolsun.

    diger tarafta derin kasenin icine geri kalan butun malzemeyi koyun. 5 dakika kadar cirpin. iyice karistiktan sonra diger tarafta biraktiginiz kelepceli kapin icine, biskuvinin ustune ustune kasedeki karisimi dokun.

    kelepceli kabi alin, onceden isittiginiz firinin orta rafina koyun. 30 dakika falan firinla basbasa birakin. 30 dakika sonra kabarmis ve de ustu az biraz kızarmissa bicagi alin batiriverin. korkmayin sonmez bozulmaz. bicak keke batirdiginizdaki gibi cikmayacak tabiki, ustu nemli olacak ama burada anlamaya calistigimiz icinin sivi kalip kalmadigi. hersey yolundaysa cikarin, az biraz sogusun, kelepceli kabin kelepcelerini acin, cheesecake'i servis tabagina koyun. ustune arzu ettiginiz sosu da koyun afiyetle yiyin.

    p.s: sos icin doctor oetker size yardimci olacaktir. bakkaliniza danisiniz.

  • 100 etmez. ama araplar ve ruslar piyasayı böyle yoğurdu. e real madridin de gücü var. istedikten sonra alır. aldıktan sonra da 2 ay içinde çıkartır parasını. benim paramla 60 mio eder. he cebinde kaç para var diye sorarsan, 6.5 liram var. ama yarın maaşlar yatıyor akıllı olun lan. adam olun.

  • 1986 yılında van'a tayin edilmiştim. daha doğrusu sürülmüştüm..1987 de siyasi yasaklıların (demirel,ecevit vs) yasaklarının kaldırılması için referandum yapılacaktı. turgut özal yasakların devamından yanaydı. bu nedenle anap yasaklar lehinde , muhalefet ve hüsamettin cindoruk aleyhte propaganda yapıyorlardı. hüsamettin cindoruk vanda miting yaparken özal için “kaldırım mühendisi”demişti.o dönemde de kraldan fazla kralcı savcılar vardı. hemen başbakana hakaret suçundan cindoruk hakkında dava açtılar.özal da müşteki müdahil oldu. bu davaya ben bakıyordum.

    van başsavcısına uğramıştım. odasında otururken telefon çaldı. adalet bakanlığı
    müsteşarı arıyormuş.bir süre konuştuktan sonra “davaya bakan hakim şimdi yanımda isterseniz ona sorun” dedi. telefonu aldım kendimi takdim ettim. “ bizim dava ne oldu” dedi. şaşırdım. “sizin davanızı anlayamadım”dedim. “canım sayın başbakanımızın davası “dedi. bu derece taraf tutan bir müsteşar olacağını tahmin etmezdim. ( sonradan neleri gördük). biraz atıştık. sonuçta dava sonuçlandı.savcı temyiz etti. yargıtay beraet kararını tasdik etti.

    yani bu söz, yargı kararına göre hakaret değildir.

  • lokma cenaze sebebiyle dağıtılır. senin şekerin yükselsin diye değil.
    neredeyse sokakta dağıtılan bütün lokmacıların önünde bilmem kimin ruhuna fatiha diye yazar.

    beyninde lokma olsa yine de bu kadar saçmalamazdın kerata!

  • - konor evladım ekmek al da kahvaltı yapalım...
    - tamam bi saniye... yeni sezona başladım. şu hazırlık maçını yapayım alırım...
    ***
    - yavrum hadi gitmiyo musun ekmek almaya...
    - alıcam dedim ya... charity shield maçı var onu oynayım gidicem...
    ***
    - nooldu çeriti şit maçı? ekmeği kardeşin aldı, hadi yumurtalar soğumasın..
    - bi dakka, şampiyonlar ligi ön elemesi oynuyorum...sen çayı koy...
    ***
    - oğlum hadi, çayın buz gibi oldu, gelsene...
    - soğuk içerim ben onu... avrupa kadrosunu seçip kaydedeyim, ordayım...
    ***
    - kahvaltı sofrasını kaldırdık. kalk şunun başından da pazara gidelim
    vakitlice...
    - lig kupasında arsenal deplasmanına gidiyorum, şu maçı oynayım bi dakka..
    ***
    - eee seni bekleyemem... ben pazara gidiyorum. sen de babana uğra, su faturası yatırılıcakmış..
    - oki doki... grup maçlarından sonra giderim...
    ***
    - hala onun başında mısın sen. nooldu yatırdın mı faturayı?
    - ha yaa, fatura vardı di mi... 31 aralıkta davids'le henry'nin kontratları bitiyo... bosman'la onları alayım, fırlarım...
    ***
    - baban aradı, yarım saat sonra banka kapanıcakmış. kaçmıyo ya o oyun... gidiver...
    - bi dur anne ya. zaten federasyon kupasında da arsenal deplasmanı çıktı. kasten mi yapıyo ne? her sezon aynı kura...
    ***
    - oğlum niye gelmedin faturayı yatırmaya... cezaya kaldı bak senin yüzünden...
    - pardon baba ya, dalmışım. şampiyonlar liginde çeyrek finale çıktım da...
    ***
    - yemek hazır...
    - şimdi gelemem. şampiyonluk maçına çıkıyorum. sezon bitiyo zaten, az kaldı...
    ***
    - hadi iyi geceler... sen yatmıyo musun?
    - biraz daha oturucam. şampiyonlar ligi finaliyle, federasyon kupası finali kaldı geriye...
    ***
    - lan camış, sen yatmadın mı hala? saat üç... bitti mi sezon?
    -bitti de, bosman'la aldığım adamlar katılıcak takıma. davids'le henry'i bekliyorum... onlar gelsin yatıcam...
    ***
    - hadi ben işe gidiyorum. bugün yatıralım o faturayı...
    - tamam. dünya kupası başladı, kesin birileri kovulur şimdi. bi mili takım alıp biraz uyurum sonra da gelirim...
    ***
    - baban aradı, "sıçtırtmasın bacağına, bıraksın o oyunu gelsin su faturasını yatırsın" dedi...
    - öff ya, nasılsa cezaya girmedi mi fatura? ne var yarın yatırsak. bak altyapıdan bir sürü genç verdi, onları incelemem lazım...
    ***
    - yavrum?
    - sezon sonunda yılın futbolcuları açıklanacak. onu bekliyorum...
    ***
    - konor evladım, kardeşin askere gitti, ablanı evlendirdik. evi sattık izmir'e taşınıyoruz. ha bu arada baban da seni evlatlıktan reddetti. ne halin varsa gör artık...
    - lan iki dakka oynatmadınız be şu oyunu... neydi, ekmek mi alıcaktık?

  • dünyanın hiç bir yerinde havaalanları ile şehir içinde böyle fahiş farklar yoktur. 10 tane farklı avrupa havaalanına gittim dışarda 2'ye içerde 2,5 oluyordu. bizim ülkede turist silkmek için üstüne de uçağa binebilen zengindir diye yerliyi de silkiyorlar böyle.

  • kitap-film uyarlamalarına yapılan eleştirilerde hep film yetersiz bulunur, kitap daha güzeldir, karakterler derindir, anlatım içtendir vsvsvs. kitabı okuyan kesim her zaman haklıdır elbette *.
    bu film ve kitap birbirini tamamlıyor ama. filmi izlemeseydim kitap hakkındaki düşüncelerim eksik kalırdı. kitap+film'den sonra kafamdaki trainspotting imgesi tamamlanmış yapboz gibi oldu. kitabın kasveti ve filmin başıboşluğu, kitaptaki trajedi ve filmdeki ironi birbirini çok güzel dengeliyor. başka hiçbir uyarlama bana aynı hissi vermedi şimdiye dek.
    ve danny boyle'un yaptığı en iyi filmdir. bunu kimseyle tartışmam.